Yeni Anayasa tartışmalarının altından ne çıkacak?
Görünen o ki İslam devletinin kapısını aralamak için Türkiye Cumhuriyeti’nin Türk kimliği sulandırılacak.
Atatürk’ten ve Cumhuriyet rejiminden nefret eden Körfez ülkelerine yaslanarak Vahabi, Selefi din gruplarının Arap kültürünü Türklere dayatan AKP iktidarı, hedefine ulaşabilecek mi?
Suudi prensleri önünde el pençe divan duran devlet ricali; mezuniyet töreni sonrasında, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!” sloganı atan teğmenlerden fena halde rahatsız oldu. “Burası, kendini bilmezlerin at oynattığı bir meydan değil.” diye açıklama yapan Erdoğan, Atatürk Cumhuriyeti’ni yine hedefe koydu.
Müslüman Kardeşler ile aidiyet ilişkileri AKP iktidarını Hamas’ın amansız savunucusu konumuna taşıdığından olmalı, Atatürk’e ve laisite ilkesine duydukları nefreti artık gizleyemiyorlar.
Git gide büyüyen sosyal yarılmanın toplumda yansımaları, din ve etnisite gruplarının üniter devleti yıkma çabalarıyla homojendir.
Üniter yapı karşısında desteklenen din ve etnisite grupları, çöken kamusal yaşam normlarının yarattığı boşlukta güçlendi. Toplumsal mutabakatın çöküşüyle öne çıkan kimlik siyaseti, özellikle siyasal islam, işlevini yitiren devlet kurumlarını, dini kurum ve kuruluşlarla ikame ediyor.
Hayatın bütün alanlarında din kurallarını hâkim kılmak, dinin doğasında var. Laisite, tam da bu nedenle, din tahakkümüne karşı inanç alanını belirliyor.
Gerek İslam’ı bir yönetim biçimi olarak dayatanlara, gerekse Arap kültürünü din olarak dayatanlara Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti” ile verdiği cevabın İslamcılarda yarattığı yüzyıllık rahatsızlık; seksen darbesinden sonra, yeşil kuşak ve ılımlı islam ile Ortadoğu projesinde değerlendirildi.
Ve bu tarihi fırsatı kırk yıldır tepe tepe kullanan İslamcıların topuma verdikleri tarihi ders; Cumhuriyet mirasına çöktüler, yıktılar, talan ettiler, yediler içtiler, şimdi önlerine koyulan faturayı ödemek için ülkeyi yoksullaştırıyorlar.
Acı bilgi; meğer dini bayrak yapanlar, hayata katacak değerlerden yoksunmuş. Değiştirmeye kalkıştıkları her şey çöktü. Çünkü değiştirmek istediklerinin yerine koyacak bir şeyleri yoktu.
Atatürk’ten rövanşı alacaklar da Allah izin vermiyor, işte…