Ölüm cezasına çarptırılır,
getirilen baldıran zehrini alıp kendi içer.
İdamından sonra
öğrencisi Platon tarafından kaleme alınır
Sokrates’in Savunması.
Takriben 2400 yıl önce yapılan bu savunma
ilk savunma olarak da tarihe geçer.
Tarihçiler yargılananın,
yargı önünde savunma yapmasının
Sokrates’le başladığını kabul ederler.
Güzel ve binlerce yıldır geçerliliği olan bir metindir
“Sokrates’in Savunması”.
Naçizane tavsiyem okuyun bu savunmayı,
seveceksiniz,
eminim ki çok seveceksiniz,
mesela ben bu son bölümünü çok severim;
…….
“Sizden dileyeceğim bir şey daha kaldı:
çocuklarım büyüdükleri zaman,
Atinalılar,
erdemden çok zenginliğe
yahut herhangi bir şeye düşkünlük gösterecek olurlarsa,
ben sizinle nasıl uğraşmışsam,
siz de onlarla uğraşınız, onları cezalandırınız;
kendilerine,
kendilerinde olmayan bir değeri verir,
önem vermeleri gereken şeye önem vermez,
bir hiç oldukları halde kendilerini bir şey sanırlarsa,
ben sizi nasıl azarlamışsam,
siz de onları öyle azarlayınız.
Bunu yaparsanız,
bana da,
okullarıma da
doğruluk etmiş olursunuz.
Artık ayrılmak zamanı geldi,
yolumuza gidelim:
ben ölmeye, siz yaşamaya.
Hangisi daha iyi?
Bunu Tanrı’dan başka kimse bilemez…”
Ha “ne yapayım ben elin feylesofunun savunmasını” derseniz de
saygı duyarım,
o zaman daha güncel
daha bizden birinin
Can Dündar’ın savunmasını okuyun derim,
hani
“Cumhurbaşkanı
'silahsa silah ne olmuş yani diyorsa'
ben de
' haberse haber ne olmuş yani' diyorum”
diye bitirdiği savunmasını…