10 yıl öncesine kadar manzara şuydu…
Basmane’de kaldırımda yürürken…
Bir vatandaş sizi durdurur…
“Hemşehrim…” der, elindeki kartı göstererek…
“Şu doktorun Alsancak’ta muayenehanesi varmış, nasıl giderim oraya?”
Her İzmirli yardımseverdir, bayılır adres tarif etmeye:
“Bu şu duraktan otobüse bineceksin, şoföre de beni falanca yerde indireceksin…” diye başlar anlatmaya…
O sırada, bir başka İzmirli bitiverir yanlarında:
“Yok canım yolu uzatıyorsun, bak hemşehrim şu ağaçlı yolu devam et, sonra sağda Fuar’ı göreceksin… Kapıya arkanı dön yürümeye devam et, elinle koymuş gibi bulacaksın…”
Fıkra gibi…
Ama, biz bunları yaşadık…
***
Şimdi öyle mi?
Her cepte bir akıllı telefon…
Yaz adresi, sana rotayı versin…
Yardım istemeye, yol / yordam göstermeye…
Gerek kaldı mı?
***
Bu örneği…
Tam seçimin göbeğinde…
“Aaaa, o Denizlili, İzmir’i tanımaz…” filan diyenlere…
Ucundan azıcık bi’gönderme yapayım istedim…
Gelelim, filmin “esas oğlanı”nın…
İzmir yansımalarına ve bilinmeyenlere…
***
Tarih; 5 Kasım 2018…
AK Parti’nin deneyimli İzmir İl Başkanı Aydın Şengül…
Sonsöz’ün canlı yayınında kendinden emin şöyle dedi:
“Adaylarımızın birçoğu netleşti bile… Biz geçmişten çok dersler çıkardık… 30 ilçemizin 25’inde adayımız belli oldu…”
Tarih; 22 Kasım 2018…
Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Kurulu Başkanvekili Nihat Zeybekci’nin yolu İzmir’den geçiyordu… Aday olacağı iddia ediliyordu… Ege’de SonSöz’ün siyaset muhabiri Mehmet İşler sordu: “İzmir’i istiyor musunuz?” Ekonomi eski Bakanı Denizlili Zeybekci, siyaset tarihinin en “şeker” cevabını verdi: “İzmir mahallenin en güzel kızı, kim istemez?”
Tarih; 27 Kasım 2018…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye duyurdu:
“AK Parti’nin İzmir adayı Nihat Zeybekci’dir…”
Aynı gün öğleden sonra…
Zeybekci, Ankara’daydı… Sordular:
“Güzel kız dediğiniz İzmir’i alacak mısınız?”
Cevap çok anlamlı:
“Alacağız demeyelim, biz İzmir’e kendimizi vereceğiz…”
Nasıl cevap?
***
Bugüne dönelim…
Zeybekci, oğlunun mürüvvetini gördü, yaşadı…
İzmir’e döndü…
Bornova’daki evine yerleşti, üs kurdu; çalışmaya başladı…
Belli ki…
İl Başkanı Şengül’ün “listesini” yorumlamakla meşgul…
Ama…
Bundan daha fazlası da var…
Neler onlar, açalım…
***
Mesela…
İzmir’de politika yaparken kırıp dökmüyor!
Sağlam eleştiri, gönül okşayarak geliyor…
Önceki gün dedi ki:
“Dünya Ticaret Örgütü Ekonomi Bakanlar Toplantısı’nı İzmir’de yapayım istedim, ama yapamadım… Çünkü İzmir’in beş yıldızlı otel kapasitesi bizim o toplantımızı kaldırmadı…”
Haklıydı ama, cila yapmayı ihmal etmedi:
“Kentin bu yarışa girmesi lazım, biz bunları çözeceğiz… İzmir’i, Akdeniz’in bir numaralı kenti haline getireceğiz!”
Peki, dün ne oldu?
Şu oldu!
Nihat Zeybekci, ayağının tozuyla…
Hem de…
“Dünya Karşıyakalılar Günü”nde…
Yapımı “yılan hikayesi”ne dönen Karşıyaka Yalı Stadı için…
Bir müjde verdi…
Gençlik ve Spor Bakanlığı, imar barışı kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na müracaat ederek, “Yapı Kayıt Belgesi” aldı ve inşaatın bugüne kadar tamamlanan kısımları da tescil edildi…
Böylece…
Karşıyaka Stadı’nın yapımına devam edilmesi noktasında, yasal engellerin ortadan kalkması açısından özel bir aşamaya gelindi…
Önemli mi?
Bence önemli…
Çünkü, Zeybekci’nin adaylığını hafife alan…
Bazı kesimler için bu gelişme minik de olsa bir “uyarı” özelliği taşıyor…
***
Nihat Zeybekci’nin bence az rastlanır bir özelliği var…
İş O’nun üstüne gelmeden…
O, işin üstüne gidiyor…
Çok pratik…
Özel sektörden geldiği için, kimin neyi, nasıl yapacağını biliyor…
Bir kahveye girsin, beş dakika sonra…
Genç, yaşlı herkesi etkiliyor…
O’nun yanında AK Parti’yi rahatça eleştirebilirsiniz…
Kimseler bilmez…
16 Nisan referandumunda teşkilata destek için…
Her sabah İzmir’e geldi, öğleden sonra döndü…
Kapı kapı dolaştı, girmediği gecekondu kalmadı…
Çok yardımsever…
Keyifli bir kimliğe sahip… Sohbeti seviyor, espri yapmayı da…
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na talip…
Bunu yaparken de…
Adresi ihtiyacı yok…
CHP’nin dikkatine…
Nokta…
Sonsöz: “Her şey, neye layıksa ona dönüşür… / Hz. Mevlana…”