Siyaset “zor” malum.
Doğasında yok mu? Poli-ticos! Yani.. Çok oyunlar..
Oyunun alası! Oyun bolluğu!
Tamam da.. Zor siyaseti daha da zorlamak niye?
İşin içinden çıkılmaz noktaya getirmek..
Halkın, zaten karışık olan kafasını daha da karıştırmak..
“Hah, tamam, güzel günler yakında” diye düşünenleri düş kırıklığına uğratmak!
Ortada iki konu; iki de zorlama..
Bununla birlikte “ifade eksikliği”..
Beni şaşırtan “işin içindekiler”in bir türlü meramını anlatamaması..
Sokakta yolumu çevirenler de aynı soru, mail ve mesaj yağmuruna tutanlar da aynı heyecan:
“Niye böyle?”
Tane tane, sindirerek..
Sayın Erdoğan arzu ediyor diye Türkiye’‘nin umudu haline gelen Altı Lider hemencecik açıklama yapmak zorunda değil! Bu bir!
Yani.. Burası Beştepe değil!
Buradan çıkış var!..
Altı Lider seçim tarihini bekliyor, strateji ve program belirleyecek, bunun nesi hata?
Ayrıca bu durum İktidar’ı sinirlendiriyor, buna içten içe sevinenler, gülenler de var; söyleyeyim..
Her şey zamanı geldiğinde.
Ekim zamanında ekim, hasat zamanı hasat..
Bereketi bol olsun diye!
Varan iki! Gürsel Tekin’in açıklaması.. “HDP’ye de bakanlık verilebilir”.
CHP’nin resmî açıklaması mı? Hayır..
Herkes tarafından benimsendi mi? Hayır..
Zamansız ve gereksiz miydi? Evet..
Ama.. Bir milletvekilinin açıklaması ile “denizleri aşta gel” moduna girmek neyin nesi?
Tablo net; altını çizeyim:
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Altılı Masa’nın ortak kararı ile belirlenecek.
Zamanı gelince..
HDP bu İttifak’‘ta var mı? Yok. Olmadığına göre hangi Bakanlık verilecek? Nasıl verilecek? Saçmalık! Zorlama!
Ayrıca HDP ayrı bir Sol İttifak oluşturdu; o oluşuma da hem haksızlık, hem ayıp değil mi?
Bunlar açık açık söylense..
Siyasete “zorluk” ve “zorlama” sokulmasa, zaten ekonomik, sosyal ve siyasal büyük sorunlar içindeki vatandaşa “yeni zorluklar” çıkarılmasa..
Siyaset kurumu; gerçek, barış, hak, hukuk, adalet ve özgürlük üretse..
Nasıl olur?