GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
12 Temmuz 2021 Pazartesi

Zor dostum zor!

Türkiye’de muhalefet’in…

Şiddetle arzu ettiği “erken seçim” gidişata bakılırsa…

Ete-kemiğe bürüyor sanki…

Ancak…

Bundan daha önemli bi’şi var…

Ana Muhalefet’i temsil eden kanatta…

“Cumhurbaşkanı adayı kim olsun?” sorusu…

Biraz daha gündeme ağırlığını koymaya devam ederse…

Bu kez…

“Millet İttifakı”nda eğilip/bükülmeler hatta kırılmalar yaşanabilir…

Çünkü…

CHP Cephesi, her ne kadar…

Şu Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda…

Üç ismin etrafında…

(Kemal Kılıçdaroğlu – Ekrem İmamoğlu – Mansur Yavaş…)

Dönüp, dolaşmayı sürdürse de…

Seçime daha dolu dolu iki yıl var…

İyi de…

CHP, tarihi meçhul bu ileriye dönük “zor seçim” konusunda…

Acaba?

Üç yıl önce…

(24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Seçimi’nde…)

Neler düşünmüş, neleri hayata geçirmişti?

***

Yıldız Tarihi, 20 Nisan 2018…

O günlerde de…

Erken Seçim tarihi “24 Haziran” olarak açıklanmış…

Ardından gözler…

CHP’nin olası Cumhurbaşkanı Adayı’na çevrilmişti…

Parti içinden bazı isimler ortaya atılsa da…

CHP’nin Parti Sözcüsü Bülent Tezcan

Lideri Kılıçdaroğlu’nu işaret etmiş…

Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek de…

“En güçlü aday, Kemal Bey’dir…” demişti…

Hatta…

Bir diğer Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz da…

Cumhurbaşkanlığı adaylığına yeşil ışık yakmıştı…

“Ya, Muharrem İnce?” diyeceksiniz, biliyorum…

Kongrede Kılıçdaroğlu'na karşı…

Genel başkanlığı kaybeden Muharrem İnce'nin de…

Kılıçdaroğlu'nun aday olmaması durumunda…

Cumhurbaşkanı adayı olacağı “yarım ağızla” da olsa konuşuluyordu…

CHP’de vaziyet aynen böyleydi…

***

O günlerden bugünlere…

Üç yıl, üç ay geçti…

Bir kez daha “erken seçim” ateşinin altına…

Odun atılmaya başlandı…

“Erken seçim filan yok” diyen AK Parti bile…

Aniden…

Yurt gezilerine…

Hatta canlı yayın mitinglere başladı…

Ancaaak…

Bu kez CHP karşıdan bakmıyor artık…

Milletvekilleri şehir şehir, ilçe ilçe dolaşıyor…

Vatandaşla kucaklaşıyor; dert dinliyor, çözüm üretiyor...

Peki…

Meşhur replik’te olduğu üzere…

“Yarın seçim olsa CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı kim çıkar?”

Ortalık hareketlendi…

Mesela…

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu

Merakları gidermek için…

(Ya da ateşi harlatmak için…)

“Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu…” deyiverdi…

Bi’de yakın tarihte sıcak bir gelişme yaşandı…

Mersin’e giden Kılıçdaroğlu’na…

Bi’vatandaş yaklaşıp soruverdi, hınzırca:

“Cumhurbaşkanım hoş geldiniz…”

CHP Lideri, gülümsedi ve şöyle dedi:

“Hele bir durun bakalım…”

***

Bu arada…

Meral Akşener sessiz, Temel Karamollaoğlu ise…

“Henüz erken…” havasında…

***

Aslında “Cumhurbaşkanlığı Adaylığı” konusunda…

Yazının en tepesinde dile getirdiğimiz…

Sessiz anketlerin iki CHP’li yıldızı daha var…

İstanbul’un Reisi Ekrem İmamoğlu ve…

Ankara’nın Başkanı Mansur Yavaş

İmamoğlu…

Türkiye genelinde “yıldızı en fazla parlayan” politikacıların…

Başını çekiyor…

Gönlünden Cumhurbaşkanlığı geçmesi normal…

Ancak…

Akıllı politikacılarda…

Siyasetin başrolünde oynamak yerine…

Oyun kurucu olmak…

Finalde de kazanan kartları masaya taaak diye açmanın…

Dayanılmaz hazzını yaşamak…

Alkışların en büyüğünü kazandırıyor…

***

Türkiye’nin gündemine oturan “zor soru” şudur…

Olası bir erken veya zamanında seçim için…

Bugünden “Kılıçdaroğlu” adının dolaşmaya başlaması…

Millet İttifakı’na zarar verir mi?

Bu soruyu Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun’a sordum…

Kılıçdaroğlu’nun 15 yılı geçen siyasi kariyerinde…

Nice badireler atlatarak bugünün “oyun kurucu” bir politik aktöre dönüştüğünü hatırlatan Prof. Tanju Tosun, dedi ki:

Kılıçdaroğlu’nun stratejik aklını dikkatlice okuduğumuzda, kendisi politik kariyerinde hiçbir zaman “bir isteyen” olmamıştır… Tam tersi, Kılıçdaroğlu, CHP’nin profesyonel kadrolarının “bir isteneni” dir…

Bu da kendisinin son yıllardaki oyun kurucu stratejik aklına duyulan vefanın sonucudur… Kılıçdaroğlu adının “erken dolaşmaya başlaması” ne kendisi için ne de Millet İttifakı için bir dezavantajdır… Çünkü, özgün meselesi kendisinin aday gösterilmesi değildir... Millet İttifakı’nın bileşenleri de bunun farkında olduğu için, politik ajanda ve stratejilerinin herhangi bir yerinde bu konu yoktur…

Siyaset Bilimci Prof Tanju Tosun, sözün burasında önemli bir ayrıntıya dikkat çekti, “Kılıçdaroğlu aday olsun mu, olmasın mı?” sorusuna açıklık getirdi:

Sayın Kılıçdaroğlu’nun aday olması durumunda, son araştırmalar da dikkate alındığında Millet İttifakı’nın en azından şimdilik zayıflamayacağı anlaşılıyor… Üzerinde aday olması durumunda ittifak mutabık kalabilir ancak Kılıçdaroğlu aday olmayacaktır…

Prof. Tosun, isim vermese de Millet İttifakı için asla sürpriz olmayan bir Cumhurbaşkanı Adayı profilini hatırlatırcasına bir nokta koydu:

“Millet İttifakı bu anlamda seçim yaklaştığında İstanbul seçim sonuçlarını tekerrür ettirecek bir adayla yola çıkıp, zorlanmadan sonuca ulaşacaktır diye düşünüyorum… Çünkü ülkenin ekonomi-politiği düne noktayı koymaya hazırlanıyor…”

***

Bitiriyoruz…

“Kılıçdaroğlu, büyük bir baskı altında kalmazsa Cumhurbaşkanı adayı olmaz!” görüşümüzü güçlendiren minik bir gelişme oldu…

Dün (Pazar günü) CHP Lideri Kemal Bey…

Sıcak bir açıklama yaptı…

Biz cumhurbaşkanlığı seçimine Millet İttifakı olarak diğer partilerle birlikte gireceğiz… Onlara danışmadan, onların onayı alınmadan, birlikte karar verilmeden, şu veya bu kişinin aday olacağını açıklamak yanlış olur…”

Kılıçdaroğlu, yerden göğe haklı…

Ancak…

Siz, yolda karşılaştığınız kentinizin CHP milletvekiline sorun bakalım; “Cumhurbaşkanı adayı kim olsun?” diye… Acaba size, liderinin adını bi’an unutup, “İmamoğlu’nu tek geçerim” ya da “Favorim sessiz dev Mansur Yavaş!” der mi / diyebilir mi?

Nokta…

Sonsöz: “Politika’da hiçbir şey kazayla olmaz… Olmuşsa, bilin ki öyle planlanmıştır… / Franklin D. Roosevelt – Eski Amerika Birleşik Devletleri Başkanı…”