GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Fatih YAPAR
YAZARLAR
22 Şubat 2018 Perşembe

Zirve’ye bir kala

2014 yerel seçimleriyle birlikte sandıktan çıkan sonuçları gördükten sonra kısa süre içinde görevinden alınan Ömer Cihat Akay’ın yerine Demokrasi Hakem Heyeti Başkanlığı’ndan il başkanlığı koltuğuna geçerek yaklaşık 4 yıllık görevini tamamlayan İl Başkanı Bülent Delican artık yok.

Partinin ülke genelinde başlattığı değişim ve dönüşüm sürecinden nasibini alan İzmir’de yeni patron daha önce de bu görevi yapan deneyimli isim Aydın Şengül oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Aydın sen bu işleri biliyorsun, gerekeni yaparsın” diyerek görev tebliğ ettiği Şengül’ün hummalı çalışmaları ise sürüyor.

AK Parti’deki teamüllere göre teşkilattaki “emeğin, çabanın” karşılığı genelde bir üst görev ile taçlandırılıyor. O yüzden, dört yıllık görev süresi boyunca çeşitli badireler ve birçok seçim süreci atlatan Delican’ın bir sorun çıkmaz, önüne taş konulmazsa milletvekili listesinde yer alması bekleniyor.

AK Parti teşkilatının İzmir’de DNA’sına bile hakim olan deneyimli isim Şengül’ün işi hiç de kolay değil. Çünkü memleket, seçim sath-ı mailine çoktan girdi bile. Bir yanda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun “beni kızdırmayın haa” diyerek başlayan adaylık açıklamalarının yankılandığı kentte diğer yandan kurmaylarını belirlemeye çalışan Şengül, hazırladığı listeyi ve takvimi genel merkezin onayına sunacak.

Milletvekilliği döneminde sert üslubu ve Kocaoğlu’na yönelik çıkışlarıyla hafızalarda yer alan Şengül’ün parti dışında ciddi bir kent geçmişi de bulunuyor. Mesela şehir plancısı olan Şengül, 2009 yerel seçimlerine gidilirken Bayraklı ve Karabağlar ilçelerinin oluşmasındaki en önemli isimlerin başında geliyor. İlçe sınırlarını sokak sokak çizerek belirleyen Şengül’ün ortaya koyduğu o dönemki harita bugün ilçe olarak hizmet veriyor.

Şengül aynı zamanda il başkanlığı sırasında bugün FETÖ/PDY olarak adlandırılan o dönemin “cemaat” yapılanmasının da hedefindeki isimler arasında bulunuyordu.  Milletvekili Atilla Kaya’nın Torbalı İlçe Başkanlığı yaptığı 2009’da Ayrancılar’daki hazine parselleri üzerinden başlatılan bir soruşturmaya dahil edilmiş, sabaha karşı evinden alınmak istenmişti. Hatırlayanlar iyi bilir Kaya da o dönem aynı yapının operasyonuyla üç gün gözaltında kaldı. O dönem operasyonu yapan Savcı Murat Gök, Samsun’da geçtiğimiz yıllarda evinde ölü bulundu. İzmir’de operasyonu yapan isim Nazmi Ardıç’ın ismi İstanbul’da Şike ve 17-25 Aralık davalarında duyuldu. Şimdi cezaevinde, yaptıklarının bedelini ödüyor. Bu arada, olayı organize eden İzmir’deki eski il başkan yardımcısı Mehmet Şener Özterzi ise 15 Temmuz’dan bu yana firarda. Yerel seçimde Konak’tan bağımsız aday olan Özterzi’nin 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı “sivil vali” olması bekleniyordu.

İl Başkanı Şengül, Delican’dan kalan yürütme ve yönetime usulen kongreye kadar başkanlık etse de fiilen birçok isme şimdiden görev vermiş görünüyor. Odasının önü oldukça kalabalık olan Şengül’ün kendi tabiriyle “herkes görev istiyor, hedef bekliyor”

Milletvekilleriyle koordineli yürütülen yeni çalışma sisteminde Şengül, değişecek ilçeleri de belirlemiş. Kanaatini, tespitlerini Ankara’daki parti yetkilileriyle paylayacağını ifade ediyor. Listeyi onaya götüreceği Başbakan ve İzmir Milletvekili Binali Yıldırım için ise, “Sayın başbakanımız İzmir ile özdeşleşmiş, bağlarını kurmuş bir isim. O’nun da görüşleri bizim için önemli. Kendisinden bağımsız düşünmemiz söz konusu olamaz. Soracağız, danışacağız” diyor.

Şengül, parti içinde önemli bir şeyi daha yasaklamış. O da siyasi partilerde iyi çalışan dedikodu mekanizması.

İş verilmediğinde, görev tebliğ edilmediğinde yöneticilerin birbirlerini hedef alabileceğini düşünüyor. Ve tecrübelerinden yola çıkarak, “Herkesin görevi bellidir. Yetkiyi vereceksin, sorumluluğu yükleyeceksin. İşi, gücü, uğraşı olan dedikodu yapamaz” ifadelerini kullanıyor.

Seçim atmosferi içinde yeni döneme ilişkin en çok merak edilen konular arasında “siyaset yapma biçimi” gelen Şengül, o konuda da şöyle diyor:

“İl başkanlığım ile milletvekilliğim arasında çok fark vardı. Milletvekilliği sonrasında yeniden il başkanlığımda da farklılıklar olacak. Ankara’dayken daha sert üslup, eleştirel bakış açısıyla yaklaşıyordum. Kenti yakından tanıyorum, biliyorum. Yeni dönemde söylem yerine belge, rakam ve sıralı maddeler ile konuşacağım. Agresif tutum yerine hedefe kilitleneceğiz. Elbette bizim söyleyecek çok şeyimiz var. Önce kentte seviyeyi eşitlememiz gerekiyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu beni bizzat arayarak tebrik etti. Kısa süre içinde de ziyarete geleceğini söyledi. Bu ziyareti çok önemli görüyorum. Ve buradaki yöntem, görüşme, temas, açıklamalar benim bundan sonraki siyaset yapma şeklimi belirleyecek. Ankara’dan istedikleri, talepleri ne varsa bizzat yerine getirmek için uğraşacağım. Gerekirse birlikte bakanlıklara gideceğim. Ama yerel seçimler sonrasında mağdur olan belediyelerimizin de hakkını arayacağım. Onların şimdiye kadar neden eşit hizmet alamadığını elbet sorgulayacağım. Kritik görüşmenin, bu zirvenin iç dünyamda yeri büyük olacak”…

Şengül son olarak parti teşkilatında herkese eşit, adil yaklaşmanın önemine değiniyor. Yeniden bu göreve getirilmesini ise yıllar önce ektiği “tohumların” bugün “yeşermesine” bağlıyor.

Ve son sözü şöyle oluyor:

“Beni bu göreve teşkilatımın hafızası getirdi. Özel bir talebim, isteğim yoktu. Cumhurbaşkanımız bana görevi verirken tabandaki emeklerimi, gayretlerimi çok iyi biliyordu. Ben de partime layık olmaya çalışacağım”

Kısacası seçim İzmir’de oldukça hareketli ve ateşli geçecek!