Bir futbol akşamı için her şey güzel başlıyordu!
Tribünler dolu; heyecanlı futbolseverler takımlarını desteklemek için çırpınıyor...
Eşleri ve çocuklarıyla tribüne koşmuş aileler birlikte şarkılar söylüyor, çekirdek çitliyor!
Bir şenlik içinde takımlar sahaya çıkıyor, "Kadına şiddeti protesto" amacıyla dağıtılan kırmızı kartlar bir anda havaya kalkıyor!
Herkesin keyfi yerinde; az sonra olacaklardan habersiz, futbolun öne çıktığı bir gece olsun da "hep birlikte eğlenelim" istiyorlar!
Ama olmuyor!
"Yüzyılın yüz karaları" ortaya çıkıyor! İki hain el geceyi karartıyor; kana buluyor!
"Stadı kana bulayan fişek o stada nasıl girdi", Ozan'a köşe bayrağını vuran saldırgan "50 metre depar atarken tribünler gibi güvenlik nasıl seyirci kaldı" diye sormayacağım!
Üstüne alınan çıkmayacak çünkü!
Olayları izlerken bir an dondum kaldım!
Yıllar öncesi film şeridi gibi geldi geçti gözümün önünden...
Yıl 2003, ağustos ayı...
Türkiye Spor Yazarları Derneği Ege Dostluk Kupası maçı için Alsancak Stadı'ndayız. İki ezeli rakip Karşıyaka-Göztepe derbi mücadelesi yapacak. Tribünler dolu. Takımlar ısınmalarını tamamlamış, az sonra maç başlayacak. O da ne? Açık tribündeki Karşıyakalı taraftarlar arasında büyük bir hareketlilik başlıyor; yumruklaşmalar, yerlerde sürünenler ve tel örgüler arkasında eller üstünde taşınıp "alın bunu" diye saha içine gönderilmek istenen bir taraftar; bıçaklanmış, ağır yaralı! Ne yazık ki hastaneye kaldırılan Murat Kongu kurtarılamayarak yaşamını yitiriyor! Neden?
İki takım arasında bir tartışma yok; taraftarlar yan yana bile gelmemiş! Ama aynı takım taraftarı arasındaki husumet gelip Karşıyaka-Göztepe maçında cinayete dönüşüyor!
Bak sen şu işe!
Ve bu olaydan sonra öyle yorumlar yapıldı ki, iş iki takımın liglerden ihraç edilmesinden tutun, ömür boyu taraftarsız oynama ile cezalandırılmalarına kadar gitti!
Oysa aynı liglerde değillerdi ve karşılaşmaları olası bile değildi!
Olay tarihin tozlu raflarına kalktı ve unutuldu!
Tarihte ülkemizde ve dünyada yaşanmış taraftar olayları geçti gözümün önünden...
Ölümle sonuçlanmış ve yine tozlu raflarda bir "kara leke" olarak duran olaylar!
Bunları düşünürken; daha iki ay önce Ankaragücü-Beşiktaş maçındaki "uçan tekmeyi" anımsadım!
O uçan tekme serbest kaldı; Beşiktaşlı Souza ceza aldı iyi mi?
O işaret fişeği stada ambulans şoförlerinin aracılığıyla girmiş!
Peki futbolcuyu köşe bayrağıyla yaralayan yüz karası o boşluğu nasıl bulmuş?
Yanıt yok!
Ülkemizde uzun uğraşlar sonunda çıkarılan 6222 sayılı "Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun" var. Ve tam olarak uygulanırsa karşılığının alınabileceği bir kanun olarak değerlendirilebilir.
Görülüyor ki maç öncesi, oynanırken statta alınacak önlemler ve sonrası ile ilgili sıkıntılar var!
Salt bu değil tabi! İnsanımız da sıkıntılı! Psikolojik sorunlu, hasta ruhlu insanlar da tribünleri kendi bunalımlarına alet ediyor ve futbol terörü ortaya çıkıyor!
Durum böyle olunca da, ilk akla gelen "yasaklar" oluyor!
"İki takım taraftarına içerde-dışarda maç yasaklansın; takımlar seyircisiz oynasın" sesleri yükseliyor!
Oldu olacak, futbolu kökten yasaklayın, sorunu çözmüş olursunuz!
İnanılmaz bir düşünce!
Yaşadığımız olaylar bir gerçeği "tokat" gibi yüzümüze vuruyor aslında...
Bu ülkedeki eğitim düzeyi...
Spor etiği anlayışı...
Spor kültürü gelişmişliği...
Gözden geçirilmesi gereken acil konulardır efendim!
Şimdi herkes şapkasını önüne koyup neler yapılacağını konuşmalı...
Yaşananlar "tarihin tozlu raflarına" kaldırılmak yerine kökü kazınmayıp, yaptırım uygulanmadıkça...
Kazanan "Yüzyılın yüz karaları" olacak!..