GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
3 Ekim 2018 Çarşamba

Yerel yönetim bahisleri açıldı

Nihayet beklenen açıklama geldi. Aziz Kocaoğlu, siyasi olgunluğuyla dikkat çeken, kendi içinde tutarlı bir konuşmanın sonunda, sitem yaparken dahi zarif bir üslupla, aday olmayacağını açıkladı. 

Haliyle, açıklamanın hemen ardından, aday adaylarının durumu kent gündemine girdi.

Sondan başlayalım; Büyükşehir tarafından hazırlanan “İzmir Modeli Çalışmaları” adı altında 5 ciltlik bir çalışma geçtiğimiz günlerde yayımlandı. Bundan kısa bir süre önce de, Aziz Kocaoğlu, “İzmir Modeli”nin 21. yüzyıla damgasını vuracağını söyledi.

Aziz Kocaoğlu, bu kadar büyük bir iddianın peşinden gitmeyecek, ama başını alıp gidecek… Bana biraz tuhaf ve aykırı göründü…

Kanımca, Aziz Kocaoğlu, büyük iddiasının peşinden gidecek; Gelişmelerin akışına bakarak, kendisinin veya aklındaki adayın başkanlığı için bu süreci yönetmeyi deneyecek.

Aziz Kocaoğlu cenahındaki adaylık çalışmalarını bir süreç yönetimi olarak algılamak mümkün.

CHP Genel Merkezi tarafından Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterilmesi kuvvetle muhtemel olan, yaptıklarıyla güven, yapacaklarıyla umut veren Tunç Soyer ise kendi yolunda ilerliyor.

Tunç Soyer’in de zihninde şekillenmiş bir İzmir modeli var. Hayalleri var. Ve bu şehre çok inanıyor.

CHP’nin büyükşehir adayının en hazır isimlerden birinin olması, en makul karar olacaktır.

Diğer aday adayları üstüne söylenecek pek bir şey yok; çünkü fazla şansları olduğunu düşünmüyorum. Hele milletvekillerinin belediye başkanı olma arzularını, bu obez hallerini çok itici buluyorum.

Ticaret Odası Başkanı karşısına Sanayi Odası Başkanı çıkarmak fikrine gelince; Bir sanayicinin iktidarı karşısına alması, asla göze alacağı bir risk değildir. Gemileri yaktıysa orasını bilemem… Veya Saray’a bağlı sermaye gruplarıyla bir mutabakat sağlanmış ve işler eskisi gibi yolunda gidecekse…

Bu tahminler gerçeği yansıttığı ölçüde, gerek Tunç Soyer gerek Aziz Kocaoğlu cenahında tansiyon yükselecektir. Hedef olmaları kaçınılmaz. Benim dileğim; nitelikli bir tartışmanın başlatılması ve İzmir’in nasıl yönetileceğine, neler yapılacağına dair İzmirlilerin aydınlatılmasıdır.

Bu aday adaylığı yarışında tarafsız değilim. Aklım da gönlüm de Tunç Soyer’in adaylığından yana… Tunç Soyer’in adaylığının aklıma hitap ediyor olması elbet de belirleyici olandır. Sahip olduğu formasyon ve birikim, büyük projeleri yürütme kapasitesi, ufkunun genişliği bana güven veriyor.

Dünya’da ve Türkiye’de yaşanagelen değişim adeta bir dip dalgası gibi yükseliyor. Yükselen değişim dalgasının yarattığı belirsizlik, toplumsal alanı, kamusal yaşam normlarını altüst etti.

Toplumsal değişim, ekonomik sorunlar, çevre sorunları, devletler ve sınırların yeni durumu tartışılırken, yeryüzü yönetilebilir olmaktan hızla uzaklaşıyor. Zor ve dar zamanlardayız.

Böylesine sıkıntılı bir dönemin eşiğinde, zor işlerin üstesinden gelecek yeni bakış açısına ihtiyaç var.

Yanı sıra, ülke geleceğinin inşasında İzmir’in önemli rol oynayacağına dair çok fazla veri var. Öyle ki yeni toplumsal mutabakatın oluşmasında İzmir öncü rol oynayabilir.

Yerelleşmenin ve yerel siyasetin giderek önem kazandığı günümüz Dünyasında, İskoç şehir plancısının söylediği gibi; “Yerel düşün, global ol!”

Bu bakış açısına çok yakın bulduğum Tunç Soyer’i İzmir’in başında görmek arzusu, haklı ve yerindedir.