Kumpas dava dosyalarında bazı gariplikler görürdük.
Mesela yirmi yaşında üniversite öğrencisi örgüt lideri, ya da yöneticisi, buna karşılık anlı şanlı generaller albaylar yarbaylar örgüt üyesi gösterilmişti iddianamelerde.
Bunu komik bulur, örgütün olmadığına delil sayardık.
Gerçekten nasıl olurda koskoca general bir üniversite öğrencisinin emrine girerdi.
Bir değil buna benzer birçok örnek vardı.
Genel Kurmay Başkanının yaveri açıklama yapınca anladım olayın mantığını.
Yaver eski Genel Kurmay Başkanını dinlediğini, dinleme cihazını telekomda çalışan bir abiden aldığını, sabah getirip akşam götürdüğünü söylemiş ifadesinde.
Zaten bu cenahta ki bütün ifadelerde aşağı yukarı her rütbelinin rütbesine göre bir abiye tabi olduğu, onun emirleri ile hareket ettiği anlaşılmaktadır.
Demek ki kumpas davalarının özel savcıları ilhamı bu abi-abla yapısından almışlar.
Öyle ya işsiz güçsüz bir adam generallere politikacılara abi olduğuna göre, demek ki burada da böyle işler diye düşünmüşlerdir
Bakalım daha neler çıkacak.
HUKUKTAN SAPILMASIN
Başta Akın Öztürk olmak üzere birçok rütbelinin hasarlı fotoğrafları yayınlandı.
Belli ki kötü muamele edilmiş, dayak atılmış ya da işkence edilmiş.
İşte bu resimler, varsa raporlar; o kişilerin beraat belgeleridir.
Bu kısmen hukuksuz süre geçtiğinde, hayat normale döndüğünde, hukuk uygulanır hale geldiğinde hem suçlular cezadan kurtulacak, hem de belki ülke tazminatlar ödemeye mahkum olacaktır.
Şöyle Ergenekon’dan başlayan aşamaları bir hatırlayın bakalım. O gün bu insanların beraat edeceğini, tazminat alacaklarını söyleyen olsa onları da içeri atmazlar mıydı.
Ama gördüğünüz gibi beraat ettiler ve tazminat alıyorlar.
Kuşkusuz darbeye kalkışanlar, sağından solundan bulaşanlar cezalarını göreceklerdir. Tabii ki en ağır cezayı görmelilerde. Ancak operasyona maruz kalanlar içerisinde kanmış, sempati duymuş, tamamen iyi niyetli insanlarda vardır.
Nasıl ki devletin istihbaratını kullanan, her yönüyle bilgiye ve belgeye ulaşma imkanı olan insanların kanma yanılma hakları varsa bu imkanlardan yoksun insanların kandırılma ihtimalinin daha güçlü olduğunu düşünürsek masum insanların zarar görmemesi için daha dikkatli olunması gerekir.
Lütfen hukuktan sapmayalım.
Bu boğucu havaya biraz ferahlık.
DALGACI MAHMUT
gökyüzü kirlenir bazı akşamlar
çıkarım boyamaya mavi
dünya kararır inerim
yıldızlar niye düşmez bilir misiniz
ben mıhladım
siz sabit sanırsınız
kayan ışıklar görürsünüz bazen
görülüp kaybolur sessizce
yüreğiniz çözülür
bir yıldız kaydı dersiniz
bir garip öldü dersiniz
onlar maytaplarıdır sevgilimin
çağırır
deniz yırtılır bazı sabahlar
dikmeli
bu görev bizim bilmeli
sanırsınız arkamda bir insan seli
yanılırsınız
ben ali oğlu
birde veli oğlu veli
deli eder adamı deli
bir türkü duyulur urumeli hisarından
siz uyur bilirsiniz uyanık
şair bilirsiniz sanık
bu şiir tanık
demez miydi, orhan veli kanık
demez miydi haa…