GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
15 Aralık 2017 Cuma

Yaşasın! CHP, İzmir’i gördü

Son dönemde muhalefet koltuğunun hakkını vermeye başlayan Kılıçdaroğlu’nun Muğla’da yaptığı konuşmada altını çizdiği bir bölüm var.

"Bütün büyükşehir belediye başkanlarımıza söyledim. Kırsaldaki çiftçimizin durumu iyi değil. Ürünü sen alacaksın. Ürünü alacaksın çiftçiye destek olacaksın”

Kim ne derse desin…
Bugün asgari ücret 1400 liraysa bunun müsebbibi Kılıçdaroğlu’dur. 7 Haziran öncesi emekli ve asgari ücretliye yönelik somut vaatlerle öne çıkan Kılıçdaroğlu, dar gelirli kesimin oyunu almayı başaramasa da 1 Kasım’a giderken Davutoğlu’nun seçim beyannamesini belirlemeyi başarmıştı.

Sonradan döviz ve enflasyon karşısında erise de asgari ücretli ile emekli, CHP sayesinde aldığı zamlarla bir nebze de olsa nefes alabilmişti.

Son süreçte hükümetin tarım politikalarına kafayı takan Kılıçdaroğlu, ‘fındık yürüyüşü’, ‘üzüm mitingi’ derken Muğla’da yaptığı konuşmada bir adım daha ileriye gitti.

Hükümetin Sudan’dan arazi kiralayarak ‘kanola’ ekmesini yerden yere vuran CHP Lideri, kendilerinin yönettiği Büyükşehir Belediyelerine ‘kırsal kalkınma’ talimatı verdiğini duyurdu.
Kemal Bey’in bu hamlesi son derece yerinde ve de doğruydu. Hem partisi hem de can çekişen kırsal kesim açısından…

Ancak biraz gecikmiş bir hamleydi.

Çünkü Kılıçdaroğlu’nun bugün CHP’li Büyükşehir Belediyeleri’ne talimat olarak verdiği kırsal kalkınma hamlesini İzmir Büyükşehir Belediyesi hükümete bile öğretmişti.
Okul sütü en büyük örnektir. Ve de dahası vardır…

Tireli köylülerin kooperatifi ile yapılan ve 10 yılı aşkındır sürdürülen ‘sözleşmeli üretim modeli’ kırsal kalkınma alanında çığır açmış bir uygulama olarak tarihe geçti.

Aynı şekilde Bayındır Çiçek Kooperatifiyle yapılan çalışma…

Bugün Tire sütün, Bayındır çiçeğin başkenti ise bunu CHP’li Büyükşehir Belediyesi’ne ve de onun Başkanı Aziz Kocaoğlu’na borçludur.

Kocaoğlu okul sütünü Tire’den, parka-bahçeye çiçeği Bayındır’dan almaya başladığında bu iki ilçe Büyükşehir sınırlarının dışındaydı. Hatta uygulama bu iki ilçeyle de sınırlı değildi. Ödemiş ve Bergama’dan Fidan, Kiraz İğdeli Kalkınma Kooperatifi’nden peynir, Urla Bademler’den kesme çiçek, Seferihisar Gödence’den zeytinyağı, Karaburun’dan nergis, Gümüldür’den Mandalina…
Liste uzayıp gidiyor.

Kentin ve belediyenin ihtiyaçlarını çevre ilçelerin üretici kooperatiflerinden temin etmekle kalmayan İzmir Büyükşehir Belediyesi, stratejik sözleşmelerle belirli bölgelerin belirli bir alanda uzmanlaşmasını da sağladı.

Bugün ülkenin en büyük süt üreticileri, tesislerini Tire’ye taşımışsa Bayındır-Ödemiş aksı bahçe bitkileri ve botanik alanında dünya markası olma yolunda ilerliyorsa bu İzmir Büyükşehir Belediyesi ve onun Başkanı Kocaoğlu’nun stratejik adımları sayesindedir.

Kolay bir süreç değildi tabi ki…

Okullara süt ve mandalina dağıtımı yüzünden yargılandı da. Soruşturmalar geçirdi. Ancak 10 yılı aşkın süredir devam eden tarımsal kalkınma hamleleri ciddi meyveler vermeye başladı.  Ülke genelinde artan ‘kırdan kente göç hadisesi’ İzmir’de durduğu gibi geriye göçe dair somut verilere ulaşıldı.  

Son 10 yılda Türkiye tarımı 2,1 büyükken, İzmir’de bu oran 5,5 olarak gerçekleşti.

Daha ne olsun!

Ve en sonunda CHP yönetimi de İzmir’i gördü. 

Keşke Kılıçdaroğlu o talimatı verirken İzmir’in hakkını teslim etseydi. Yani CHP’li belediyelere seslenirken “İzmir’in yaptığı gibi…” diye bir cümle ekleseydi.

Pek çok konuşmasında İzmir’i örnek gösteren CHP lideri, Kocaoğlu’nun en başarılı olduğu ‘Kırsal kalkınma alanında’ bunu neden esirgedi?

Gündemin yoğunluğundan olduğunu umuyorum.

Yerel kalkınma alanında ülkeye örnek bir model geliştiren İzmir Büyükşehir Belediyesi, bu alanda her türlü övgüyü, alkışı ve de desteği sonuna kadar hak etmektedir.

Bugün okul sütü elinden alınmış olsa da “süt kuzusu” projesiyle doğru bildiğini yapmaya devan eden Kocaoğlu, kentin çeperlerinde dar gelirli 130 bin aileye Tire’nin sütünü ulaştırmaya devam ediyor.

Bayındırlı çiçekçiler için ‘ihtisas bölgesi çalışması’ yapan Yarımada kalkınma planıyla üreticiye de umut olan, köylünün ürünlerini almanın yanında tarlasına giden yolu yapmak hatta koyun keçi dağıtmak da dâhil pek çok alanda kırsala yönelik desteğini sürdüren Başkan Kocaoğlu 10 yılın sonunda partisi tarafından keşfedilmiş olmaktan da memnun olmuştur.

İzmir demişken… CHP lideri Büyükşehir Belediyelerine talimat verdiğini söyledi.

İzmir’de ilçe belediyeler de Büyükşehir’in yolundan gidiyor.

Bornova kentin parklarına diktiği çiçekleri Bayındır’dan ‘sözleşmeli üretimle’ alıyor. Karşıyaka, üretici kooperatiflerinin ürünlerini tüketiciye ulaştırmak için özel satış noktaları oluşturdu.
Seferihisar satın aldığı mandalina tesislerini köylüye hibe edip, jeotermal kurutma sistemiyle dalında çürüyen mandalinaya yeniden hayat veriyor.  

Urla ‘enginar festivali’ ile bölgesindeki üretimi 3-5 kat arttırdı.

Yani İzmir’in CHP’li belediyeleri de Büyükşehir’in açtığı yoldan yürüyor.

Sadece CHP’liler mi?

Süt Kuzusu projesiyle AK Partili Menderes Belediyesi’ne örnek olan İzmir Büyükşehir, Menderes ilçesinde bine yakın (1-5 yaş arası çocuğun) süt içmesinin sebebi.

CHP’nin kalesi İzmir’e bir de bu açıdan bakıp, sadece CHP’li belediyelere değil tüm ülkeye örnek göstermesi lazım gelmez mi?

Ben sadece soruyorum. Yanıtını siz verin gari…