GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
15 Temmuz 2010 Perşembe

Ya ’“NAYIR!’”, ya ’“HAVET!’”

Canım şimdiden sıkılmaya başladı bu referandum sürecinden ki’… Korkarım, 12 Eylül’’e kadar patlayacak noktaya geleceğim. Belki siz de.’¶
 
Dün televizyonda (Kanal 35’’te) Halit Tunç ve Münir Koçarslan’’la birlikte bu konuyu tartışırken, (daha doğrusu Münir ile Halit kapışıp ben aralarında hanımefendi sanatçı rolünü oynamak zorunda kalırken) onlara da söyledim bu sıkıntımın nedeni.
Sıkılıyorum, çünkü tartışılacak konunun özü yine kaçırılıyor; olay sen/ben kavgasına dönüşüyor.
Bu Anayasa paketine ’“hayır’” demek nasıl insanı MHP’’li, CHP’’li ya da TKP’’li yapmazsa,
’“evet’” oyu vermek de AKP’’li yapmaz. Yapmamalı.
Gelin görün ki durum tam da bu saçmalığa erişmiş halde. ’“Hiçbirisinden olmama’” durumunuz göz önüne alınmaz vaziyette.
Anayasa paketine ’‘hayır’’ diyeceklerdensiniz, demokrasi düşmanı, darbeci, hatta PKK’’lısınız’…
’‘Evet’’ diyeceklerdenseniz, bu kez AKP’’liliği tescil edilmiş, iktidar yalakası, sadece kendine demokrat birisiniz. Demokrasi görüntüsü altında aslında faşist dikta kurma hevesi içindekilerin ekmeğine salça süren kandırılmış, zavallı bir insancıksınız.
*
Sıkılıyorum’…
Çünkü bu memlekette her ne konu olursa olsun; şucu, bucu, ocu diye yaftalanmadan/yaftalamadan konuşmanın neredeyse imkansızlaşmasından’…
Sürekli yüksek tansiyondan,
Kimsenin birbirini dinlemeyip, dinliyormuş gibi görünmesinden, hatta bazen ona bile lüzum hissetmemesinden,
İktidarın sürekli ’‘biz her şeyi biliriz, siz ne anlarsınız? Demokrasi lazımsa onu da zaten biz getiririz’’ tavrından/dayatmacılığından/kibirinden’…
Ana muhalefetin, ne yapıp edip bu nobranlığın peşine takılmasından,
Hep aynı biçim laf yetişmelerden, ’‘nasıl da oturttum ama’’ gayretkeşliğinden, fena halde sıkılıyorum.
Ve en acıklısı’…
Bütün bu sıtkım sıyrılmış ruh hallerime rağmen, ne bu ülkenin bir vatandaşı, ne de bir gazeteci olarak ’‘ne haliniz varsa görün’’ deme lüksüm olmadığı için, hem ’“evet’”çilerin gerekçelerini, hem de ’“hayır’”cıların sebeplerini okumaya gayret ediyorum.
*
Sıkıl sıkıl da nereye kadar!
Kararımı ’‘şimdilik’’ verdim.
Şu anki oyum ’“NAYIR!’”
Tahmin ettiğiniz gibi, ’“Cüneyt Arkın’” formatında NAYIR.
’“Vay sen 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasını nasıl istemezsin’” diye şarlayacaklara karşı, Hayır değil, Nayır!
AKP’’li olmadığınız halde ’“ne olursa olsun, Evrengillerin yargılanmasını dünya gözüyle görmek istiyorum’” duygusuyla ’“evet’” demeyi planlayanlara da önerim, oyunun rengini soranlara, çemkirmelere set çekmek için  ’“HAVET’” vereceklerini açıklamaktır.
BDP’’lilerin gerekçeleriyle değil de ’“bu kadar önemli bir değişimi, bu hale sokanlara karşı’” tavır olsun diye ’“boykot’”u düşünenler için ise, henüz alternatif bir cevap geliştiremedim. Ama düşünüyorum.
Aklıma gelirse paylaşırım, hiç kuşkunuz olmasın’…