“Şimdi zamanı mı?” diyenler olabilir.
Bence tam zamanı.
Çünkü:
Anlamayanlar anlasın ki; bu Vatan öyle “bedava”ya kazanılmadı.
Şimdi:
TV’lerin artık hayatımızda sevsek de sevmesek de önemli bir yer tuttuğu bir gerçek. Uzun zamandır TV seyretmek pek çoğumuz için çekilmez bir durum. Bir kaçı dışın da “tek ses” olması bizleri ekran önünden uzaklaştırıyor.
Ben çok az da olsa bazı dizileri seyrediyorum.
Tabii bazıları eskiden gazetelerde yayınlanan “pehlivan tefrikaları” gibi bitmek bilmiyor.
Ancak:
“Vatanım Sensin” bana göre istisna.
Elbette eksiği, fazlası vardır.
Öncelikle bu dizi her geçen gün uzaklaşılan tarihimize bilhassa Kurtuluş Savaşı’nı içeren tarihimize yeniden dönüş sağlıyor.
Okullardan kaldırılan müfredattan adeta çıkarılmak istenen o muhteşem yılları yeniden yaşamamızı sağlıyor. Ve anlamayanlar ve anlamak istemeyenler bir kez daha anlasınlar ki; öyle “Devlet kurmak” çadır kurmaya benzemiyor.
Ter gerek, gözyaşı gerek ve kan gerek.
Bu sebeple “Vatanım Sensin” bir diziden çok adeta tarih dersi veren bir yapıt.
Öncelikle İzmir odaklı.
Pek çok kere ifade etmeye çalıştığımız gibi İstanbul işgal altında olduğu halde ne zamanki düşman İzmir’e çıkar, işte o zaman Vatan’ın elden gittiği anlaşılır ve bir bakıma Milli Mücadele başlar.
Buradan hareketle:
“Vatanım Sensin” Millet vurgusu yapan bir dizidir.
“Millet İsterse” nelerin olabileceğini gösteren bir dizidir.
“Ordu Millet” anlayışını gösteren bir dizidir.
Kadını erkeği, genci yaşlısı ile bir bütün halinde ortaya cansiperane konan Kuvayı Milliye ruhunun ne olduğunu apaçık anlatan bir dizidir.
Bazı sahneler çok duygusal olabilir. Bunlar bu konuları teknik olarak inceleyenler içindir. Biz burada içerik ve mesajlar olarak ele almaya çalışıyoruz. Dizideki “Kuvva” vurgusu fevkaladedir.
Hiç şüphesiz dizi aynı zaman da Mustafa Kemal’in komutanlığı, liderliği, çok farklı kişilerle aynı hedefe yönelik çalışmaları ve savaşı Millet Meclisi ile birlikte yönetmesi, O’nun dehasını bir kez daha ortaya koymaktadır.
Dizinin senaristini ve rollerini başarı ile oynayan tüm oyuncularını kutluyorum.
Sonuç:
Asla umutsuzluğa yer yoktur.
Çünkü:
Lider ve kadrosu olursa,
Türk Milleti isterse,
Bütün karanlıkları aydınlığa çıkarması an meselesidir…