GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Hanzade ÜNUZ
YAZARLAR
28 Temmuz 2022 Perşembe

Vali Konağı’nda mutlu son

Geç oldu ve güç oldu ama…

İzmir Vali Konağı’nda mutlu son yaklaştı.

İzmir Valisi sayın Yavuz Selim Köşger İzmirlilerin gösterdiği hassasiyeti dikkate alarak…

Talan edilerek harabeye dönen 130 yıllık tarihi Vali Konağı’nın…

Katip Çelebi Üniversitesi’ne tahsisinin iptal edildiğini açıkladı.

Vali Köşger müjdeleri art arda sıraladı…

“Tahsisi iptal ettik, Vali Konağı’nı üniversiteden geri aldık, restorasyonunu en geç bir 1.5 yıl içerisinde tamamlayacağız ve tekrar Vali Konağı olarak kullanacağız.”

***

Konuyu şüphesiz bilenler ve bilmeyenler var.

İzmir’in simge yapılarından İzmir Vali Konağı…

Konut işlevini görecek altyapıyı yitirdiği, restorasyona ihtiyaç duyduğu gerekçesiyle…

Neden bilmiyoruz…

2017 yılında “rektörlük müştemilatı” olarak Katip Çelebi Üniversitesi’ne tahsis edilmişti.

Geçen 5 koca yıl içinde güzelim tarihi yapı “müştemilat” olmak bir yana…

Rezil oldu.

Yüzlerce çalışanı olan Katip Çelebi Üniversitesi…

Konağın kapısına bir adet güvenlik görevlisi bile koymadığı gibi…

Konak kapısı bacası açık bırakılarak anlaşılmaz şekilde kaderine terk edildiği için…

Hırsızların, tinercilerin arka bahçesine dönüp…

Herkesin gözü önünde…

Acımasızca, vahşice talan edildi.

***

Son bir yıldır konu basın aracılığıyla tekrar tekrar gündeme geldi.

İzmir Vali Konağı’nda yaşanan rezalet haberlere, köşe yazılarına konu oldu.

Hırsızların, tinercilerin talanına evlerinden defalarca tanık Göztepeli semt sakinleri…

Defalarca şikayette bulundu.

İzmirliler Vali Konağı’nda yaşanan talan konusunda büyük hassasiyet gösterdi.

Konuyu dikkatle takip eden kuruluşlardan biri de Ege’de Sonsöz oldu.

Yazı ve haberlerimize tepki dolu mesajlar yağdı.

Ben de duyarlı İzmirliler adına konuyu titizlikle takip edenler arasında oldum.

Çocukluğumuzdan bu yana saygı ve sevgiyle selamladığımız Vali Konağı’nın sesi olmak için…

Birgün yanlışlıkla yanıp kül olmaması için…

Bütün samimiyetimle çaba sarf ettim.

***

Başta da dediğim gibi…

Gerçekten de İzmirlilerin sesini, tepkisini, isyanını duyurmak zor oldu.

İzmirlilerin oylarıyla Ankara’da kentimizi temsil eden 28 milletvekili içinden…

Vali Konağı’nın talan edilişini sadece 2 (yazıyla iki) İzmir vekili ele aldı.

Meclise soru önergesi veren CHP’li Murat Bakan ve İYİ Partili Aytun Çıray dışında…

Kayıkçı küreği gibi çekişmekten vakit bulamayan…

Ne bir parti il başkanı, ne bir belediye başkanı, ne meclis üyesi, ne de bir meslek odası, sivil toplum örgütü vs. vs. vs… ses vermedi.

Ortada kimse yoktu, hiçbiri İzmirlilerin sesini duymadı.

Duydularsa da ilgilerini çekmedi.

***

O nedenle kent hafızasını temsil eden İzmir Vali Konağı’na sahip çıktığı için ilk teşekkürümü…

İzmir milletvekilleri sayın Murat Bakan’a ve sayın Aytun Çıray’a ediyorum.

Vekilimiz olarak sesimizi duyurduğunuz, İzmirlileri ciddiye aldığınız, bizleri yalnız bırakmadığınız için çok teşekkürler.

Şüphesiz ikinci teşekkürüm tahsisi iptal eden, konağı geri alan İzmir Valisi sayın Yavuz Selim Köşger’e gidiyor.

Değerli Valimiz, Cumhuriyeti yaşatan Vali Konağımıza sahip çıktığınız ve İzmirlilerin duyarlılığını paylaştığınız için çok teşekkürler.

Sonuncu ve en büyük teşekkür de elbette İzmirlilere ve Göztepeli semt sakinlerine…

Kentlerine, değerlerine, varlıklarına, tarihlerine ve kimliklerine ısrarla, inatla sahip çıktıkları…

Bizleri uyardıkları ve destek oldukları için binlerce teşekkür…

İyi ki varsınız.

Şimdi hep birlikte Vali Konağı’nın hayata dönüşünü, İzmir’le buluşmasını takip edeceğiz…

Not:

Merak ediyorum…

İzmir Vali Konağı’nın emanet edildiği üniversiteye adını veren ünlü Türk bilim insanı…

Döneminin en büyük tarihçisi Katip Çelebi…

365 yıl önce vefat eden Türk büyüğümüz çıksaydı, gelseydi…

Tarihi Vali Konağı’nın halini görseydi…

Katip Çelebi Üniversitesi yetkililerine dönüp ne derdi…

Tarihe nasıl bir not düşerdi, bilmek isterdim doğrusu.

Sonsöz değerli bilim insanımız Katip Çelebi’nin olsun:

Herkese anlayacağı dilde konuşmak marifettir amenna, lakin herkese anlayacağı dilde doğruyu anlatmak daha büyük marifet gibi gözüküyor. Ne mutlu doğru peşindekilere…”