GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ayda ÖZEREN
YAZARLAR
26 Mart 2022 Cumartesi

VIP sendromu

Müzik Önerisi: Kibir – Sezen Aksu

Yıllar önce Bankada sevdiğim bir yöneticimle yıllık performans görüşmesi yaparken gelişmesi gereken alanıma “çok fazla önemsiyorsun” demişti.

O zamanlar anlayamamıştım, biraz da kırılmıştım kendisine.

Nasıl yani? Önemsemek nasıl kötü bir özellik olabilir?

Aslında her liderin önemseyen işe sahip çıkan ekip arkadaşları olsa her şey çok daha mükemmel olmaz mı? Tıkır tıkır yürüyen bir düzenden kim şikâyet edebilir ki? Ya da önemsemenin ne gibi bir gelişim alanı olabilir?

Taa derinde kendime çok dersler çıkardığım çok olay oldu sonrasında. Önemsediğim her detay canımı yaktı, hırpalandım.

Fazla önemsediğim her insan kendini vazgeçilmez sandı.

Fazla takıldım. Kendimi üzmekten başka bir şey elde etmedim. Kendimi değil başkalarını önemsediğim içindi.

Sonuçta herkesin bir sınırı, bir kapasitesi, yapabileceklerinin bir gücü vardı. Anahtar buydu. Önemsediğim aslında kendi sınırlarım kendi yapabileceklerimdi. Bu çelişki de beklentileri yüksek, sonuçları vasat yapıyordu kendi adıma…

Kendimden caymam lazım, daha çok yol almam lazım, belki de sıfırlanmam lazımdı.

İşin iç yüzünü anladığımda bu sefer “kendini fazla önemseyen” insanları gözlemeye başladım. Mümkün mertebe uzaktan seyretmeye çalıştım. Ne de çok varmış etrafta yokluğunu hiç çekmedim.

Vip Sendromu” kendini fazla önemseyen insanların çevresine verdiği hasar anlamına geliyor. Örneğin tarihte elim bir uçak kazası var bu yüzden.

Cumhurbaşkanıyla birlikte Polonya'nın tüm devlet büyüklerinin ölümüne yol açan uçak kazasına bizzat Devlet Başkanı Lech Kaçinski'nin yoğun sise rağmen pilota iniş ısrarının yol açtığı, kulenin ikazlarına rağmen pilotun uçaktaki protokolü dinlediği belirtilmişti. VIP Baskısı yüzünden yaşanan kazada ordu komutanları dâhil tam 88 Polonya Devlet Adamı ve 8 mürettebat hayatını kaybetmişti.

Doktorlar da “VIP Sendromu” ile sık sık karşılaşan gruptan. Hatta o meslek grubuna tanımlanmış bir protokol olduğu biliniyor. Hastanın gücü ve etkisi, doktorun objektifliğini ve serinkanlılığını etkileyebiliyor.

Bu yüzden protokol şöyle diyor: VIP kişi, tanısı konana kadar hastadır. Tanısı konup uygun tedavi başlandıktan sonra VIP olabilir. Doktor, bu gerçeği hem personele hem de VIP le ilişkili herkese hatırlatmalı ve süreci ona uygun bir şekilde yönetmelidir.

VIP olmanın sağlık sektöründe faydadan çok zarar getirdiğini düşünenler var. Teşhis hatasından korkulduğu için daha fazla tetkik, gereksiz operasyon yapılabiliyor, tedaviyi daha garantiye almak istediklerinden alakasız işlemler artabiliyor.

Yazılı medyada bu sendrom yüzünden Elvis Presley, Micheal Jackson’ın yakınlarda ise Maradonna’nın hayatını kaybettiğini iddia edenler var.

Önemsendiğin için ölüyorsun! İşe bak…

En kendine güvenen ve ”kimseye ihtiyacım yok” diyen insanların bile an gelip birilerine ihtiyaç duyuyor olması ironi değil mi?

Peki kendini fazla önemseyenlerin aldığı ekonomik politikalara, hücum kararlarına, savaşa, varı yok etmelerine, yürüyen güzelim düzeni iflah olmayan bir kaosa sokmalarına ne demeli?

Önemsemek işte belki de bu yüzden tehlikeli bir “KÖRLÜK” olabilir mi?

Mevlana’nın yine değerli bir sözü geldi aklıma:

Kendini çok beğenme kul katında, ne kendini beğenmişler var toprak altında

Önemseyen insanlardan belki de uzak kalmak lazım.

Özelikle de kendini fazla önemseyenleri önemsememek lazım.

İşine, gücüne, doğrularına, tecrübelerine, bildiklerine bakmak lazım.

Bilmiyorsan bilmiyorum demek lazım. Ama bir bilene sormak, öğrenmeye devam etmek lazım.

Yapamıyorsan yapamıyorum demek lazım. Ama gayret etmeye çaba göstermeye devam etmek lazım.

Kararında önemsemek lazım!

Kendine hayran olana hayran olmamak lazım…