GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Hanzade ÜNUZ
YAZARLAR
20 Nisan 2018 Cuma

Üç minik karaçam tohumu

Acil seçim kararı,

Acele şekilde açıklandı.

24 Haziran Pazar günü,

Türkiye tarihindeki ilk Devlet Başkanı’nı seçecek.

Ve TBMM’nin yeni vekillerini…

Geri sayım başladı.

TV’lerin sağ üst köşesinde bugün itibarıyla “Seçime 65 gün kaldı” diye yazıyor.

Bir bir azalarak kum saati gibi eriyecek her gün…

Telaşlı seçim koşuşturmaları, yüzdeler, oranlar, adaylar, isimler, ayak oyunları, çekişmeler, rekabet, atmalar tutmalar …

Bizi bekliyor.

***

Tesadüf şu ki,

Acil Seçim kararı alındığı gün,

Yani 18 Nisan’da,

Elime üç adet karaçam tohumu geçti.

Bir zarf içinde, minik bir pakette.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan göndermiş.

Bana değil ama yakın bir arkadaşıma.

Ormanlarımızı korumamız gerektiğini anlatan bir mektupla birlikte.

Çok sevgili arkadaşım bana verdi karaçam tohumlarını.

“Sen al tohumları, bahçene dikersin” dedi.

Küçük kağıt paketi açtım, avcuma düştü sessiz karaçamlar.

***

23 milyon eve gönderilmiş karaçam tohumları.

Her zarfta bir mektup ile,

Kağıt paket içinde üç minik karaçam tohumu.

İçinde koca bir çam ağacının bütün varoluş bilgilerini taşıyan,

Yeşerip, köklenmeyi dallanıp budaklanmayı bekleyen minicik tohumlar.

Yaşamaları için toprakla buluşmaları gerekiyor.

Toprak ananın kucağında fidan olmak,

Serpilip ormanlardaki diğer çam ağaçlarına destek olmak istiyorlar.

Önce suya koydum tohumları, beklettim biraz.

Sonra yeşermeleri için bir saksı seçtim, toprağını suladım.

Toprak yumuşayınca üç yuvarlak delik açtım elimle.

Tek tek yerleştirdim minik taneleri canlanacakları yeni evlerine.

***

Karaçam tohumlarıyla birlikte gelen mektubu da okudum…

Mektup son yıllarda ormanlarımızın hoyratça tahrip oluşuna şahitliğimiz anlatıyordu.

Ormanların ülkemizin yüzde 28.6’sını kapsadığını,

Cumhuriyetin 100. yılında, 2023’te…

Yüzde 30’a çıkarılması hedeflendiği anlatılıyordu.

“Tohumları saçmak bizim, onu büyütmek toprağın işidir. Öyle mi? Ne kadar çok tohumu ne kadar çok fidanı toprakla buluşturur ve elbette tabiatın işini kolaylaştırmak için ona bakarsak orman varlığımız o derece hızlı artacaktır” diyordu mektuptaki satırlar.

Son torba tasarısının 13. maddesinde,

Devlet ormanlarında dikili yaş ağaçların açık artırmayla satışının önünün açıldığını hatırlayınca,

Karaçam tohumlarının dağıtılmasının çok elzem ve çok iyi bir proje olduğunu düşündüm.

***

Google’dan özelliklerine baktım,

Karaçam özellikle Akdeniz ve Ege Bölgesi’nde yetişen bir çam türü imiş.

Doğal dengenin korunmasında çok etkili bir ağaçmış.

Havada bulunan karbondioksiti oksijene çevirme özelliğiyle yaşamsal öneme sahipmiş.

Şöyle bir hesapladım,

23 milyon hane üçer tohum ekse,

66 milyon genç karaçam adayı hızla boy atacak.

Ormanlarımız zenginleşecek.

Ben saksımda tohumları ektiğim üç yeri işaretledim,

Toprağa koyarken içimden konuştum minik tohumlarla,

“Sizin adınız ne olsun” dedim.

Bir anda kalbimden üç isim geçti…

Yüzüm aydınlandı.

Mustafa…

Kemal…

Atatürk…

Olsun isimleriniz dedim.

Üç minik tohumun, Türkiye’nin koca karaçamları olmasını…

Diğer çam ağaçlarıyla kardeşlik içinde, hep birlikte…

Türkiye’yi zenginleştirmesini, güzelleştirmesini, içimizi açacak oksijenle doldurmasını,

"Bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine" yaşamayı diledim.