GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
1 Kasım 2022 Salı

Tarlada izi olmayanın…

Zeytine sevgi günleri başladı… Rengarenk hasat etkinlikleri peş peşe gerçekleşiyor. Çok değil 40 yıl öncesine kadar “gelişmiş” ülkeler zeytinyağının önemini fark edemiyorlardı. Akdeniz Beslenme Piramidinin keşfi ve bu piramide göre her gün zeytinyağının tüketilmesi gerektiğinin ortaya konmasıyla birlikte “altın sıvının” önemi yeniden anlaşıldı. Tıbbın babası Hipokrat’ın 2 bin yıl önce dediğini modern insanlar yeni fark edebilmişlerdi: “Yediğin ilacın, ilacın yediğin olsun”

Dünya zeytinin ve zeytinyağını önemini kavrarken, Türkiye’de o yıllarda bir zeytin katliamı yaşanıyordu, zeytinlikler kökleniyor, atılıyor, güncel ekonomik çıkarlara geleceğimiz feda ediliyordu. Bin yaşındaki anıt ağaçlar bile kesilip yerlerine yazlık ikinci konutlar yapıldı, halen de yapılıyor.

Kişi başına tüketimin 0.5 litreye kadar düştüğü yıllar oldu. Ama şimdi ne mutluyuz ki zeytinyağı yeniden baştâcı …

Geçen hafta sonu Ayvalık’ta Yudum Egemden ve Atlas Dergisi’nin davetlisi olarak hasat etkinliğindeydik… Pek güzel, çok renkli dolu dolu ve zeytine-zeytinciye saygı-sevgi gösterilmiş bir program hazırlanmıştı, öncelikle emek veren herkesi kutlayalım.

Hasadın teması bizim Ayvalık’ta pek yaygın kullanılan ve emeğe saygıyı da içeren “Tarlada izi olmayanın hasatta sözü olmazmış” deyimi idi.

Neler olmadı ki… Değerli arkadaşımız zeytin ağacının emektarı Murat Küçükçakırdostumuzdan farklı yöntemlerle zeytin ağacı aşılamasını öğrendik ve rekortmen bir aşıcı ile tanıştık. Dursun Bodurcuoğlu dile kolay bugüne kadar 5 milyon deliceyi aşılayarak akıllandırmış. Öğrendik ki Yudum Egemden müthiş bir sosyal sorumluluk projesi geliştirmiş ve deliceleri aşılayıp üreticiye zimmetlemiş ve onlara “alım garantisi” vermiş.Savola Gıda Türkiye Genel Müdürü HoumerBalazadeh de sosyal sorumluluk projelerini nasıl önemsediklerini anlatırken heyecanlıydı, “Zeytin Türkiye için çok önemli. Herkes için avantajlı, çiftçimiz kazanıyor, ülke kazanıyor, tüketici kazanıyor” diyordu konuşmasında…

Türkiye’de on milyonlarca delice zeytin ağacı olduğu düşünülürse yapılan iş gerçekten de bir yurtseverlik örneği… Kutlarım…

Bir başka sevindirici proje ise 30 yıl önce Ayvalık’tan çıkan bir marka olarak Yudum’un, kendi memleketine olan bağlarını kadın emeğini öne çıkararak güçlendirmiş olması. Ev ekonomisine katkı sağlamak ve üretmek isteyen Ayvalıklı kadınlara fırsat sunulmuş. Ayvalıklı kadınların hayalleriyle hayat bulan ve birer sanat eseri niteliğindeki Egemden şişelerinin nasıl boyandığının tanığı olduk. Hatta biz bile boyadık. “Egemin bereketi kadın emeği projesi” için SavolaYudum’un Pazarlama Yöneticisi Ezgi Nur Tamdoğan’dan edindiğim bilgiye göre Ayvalıklı kadınların hayatına gerçek anlamda dokunulmuş.

Etkinlikte önümüzdeki günlerde Jale Balcı ile yazdıkları “Derin Köklerin Meyvesi – Zeytinyağı” adlı kitabını tanıtacağım Müge Nebioğlu ile erken hasat yağlarının tadımını da gerçekleştirdik.

Hasat tam bir şenlik oldu. Eski gelenek tayfanın kahyayı ağaca bağlaması da canlandırıldı, Murat Bozok şefin liderliğinde hazırlanan lezzetler de çok beğenildi.

Bu yıl eskilerin deyimi ile zeytinde “var yılı”; biraz da yağmur yağsa ne güzel olacak… Varlığı hissetmek önemli.Zeytin ağacının kıymetini bilmek daha da önemli.