GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ayda ÖZEREN
YAZARLAR
29 Ağustos 2020 Cumartesi

Tarih şifresi

Yıllar önce bir araştırma yapılmıştı Bankacılık sektöründe…

“1453” en fazla kullanılan kredi kartı banka kartı şifresiydi… (deşifre oldunuz lütfen şifrenizi değiştiriniz)

Türklerin en çok hatırladığı, en çok kullandığı, şıp diye söyleyiverdiği, tarih dersinin tozlu sayfalarından gündelik hayatına tek taşıyabildiği şey dört tane rakam 1-4-5-3

“Tarih” ders olunca neden bu kadar sıkıcı oldu?

Üzerinde düşünülmesi gereken dünya kadar ilişki, mağlubiyet, başarısızlık, kazanım, zafer, taarruz; ders çıkarılması ve feyz alınması gereken binlerce yaşanmışlık varken neden üç beş tarihi ezberlemek zorunda kaldık biz?

Neden kendi tarihimizi başkalarından dinlemek zorunda kaldık?

Neden kendimiz hiç kendi tarihimizi merak etmedik?

Bize öğretilenleri hiç sorgulamadan, kafamızda yoğurmadan aldık kabul ettik…

Köklerimizin bu coğrafyada yaşadıklarını, yaşattıklarını neden hep bir tek pencereden seyretmek durumunda kaldık? Olduğu gibi okuduk, ezberledik, baştan savdık, geçer not alınca unuttuk…

1071….Ezberdeki dua gibi bir sonraki kelime olarak “Malazgirt” dökülür dudaklardan. Sonrası gelmez. Kimler arasındaydı çarpışma, amacı neydi, kaç gün sürdü, kaç kişi bu uğurda öldü…Sonrasında dünya düzeni nasıl değişti tüm bu bilinmesi gerekenler bir şifre gibi 1071’in içinde tarihte saklı…Şifreyi kırıp okumasını bilene, değerlendirme yapabilene…

1402… İlk yenilgilerden biri diye hatırlarız hep Ankara Savaşı’nı. Ama o yenilginin Ortaçağ’ın en kanlı savaşlarından birinden geldiğini, Osmanlı İmparatorluğu’na nasıl toprak, hazine, iktidar, arşiv ve zaman kaybettirdiğini pek azımız bilir. Ciddi bir iktidar boşluğu yaşayan Osmanlı’yı kimse anmaz, kimse konuşmaz.

1699 Karlofça Osmanlı’nın batıda büyük toprak kaybettiği ilk antlaşma olduğu hatırlanır da o zaman tahtta kim vardı bilinmez. Derste işlenmez. Maddeleri üzerinde tartışılmaz. Test kitapçıklarında sorulan neden sonuçlar bile ezberletilir, idrak ettirilmez.

1918 Osmanlı’nın sonunu getiren Mondros Mütarekesi’nin ağır şartlarında ülkenin tüm haberleşme kanallarının İtilaf Devletleri’nin eline geçtiğini kimse hatırlamaz. Bunun sonuçlarından ne ders çıkarılacağı düşünülmez. Aynı bir şarkının sözleri gibi tekrar edilip durulur anlam yitip gider…

Tarih tarafsız mıdır? Tarihini tarafsız yazabilen var mıdır?             

Geçmiş güncellenebilir mi?

George Orwell’in en ünlü romanı 1984’te “Big Brother”  tarihi yeniden yazabiliyordu. Geçmişteki tüm doküman, kitap, gazete, mecmua, dergi yazılı ne varsa güncellemelerle tarih baştan yaratılıyor ve toplumun ona inanması sağlanıyordu.

Tarih bir algı operasyonuydu

İstersen önemsizleştirebilir, toplumu uzaklaştırabilirdin…

İstersen unutturabilir, istersen tüm olan biteni yokmuşçasına tarihe gömebilirdin…

Gerçeği denetim altında tutabilmek için geçmişin algoritmalarıyla oynayabilirdin…

**

1922…Büyük Taarruz…Türk Ordusunun Anadolu topraklarında kalıcılığını ispatlayan tarihimizin en önemli zaferi.

30 Ağustos…Başkomutanlık Meydan Muharebesi…

30 Ağustos Kurtuluş Savaşı’nın son safhasına ve başarısının zirvesine eriştiği gün…

30 Ağustos bağımsızlığımızı nasıl kanla ve canla kazandığımızı hafızalara kazıdığı gün…

30 Ağustos hainlere, emperyalist güçlere burunlarını sürttüğümüzü hatırlatan bir gün…

30 Ağustos unutulmaz, 30 Ağustos güncellenmez…

30 Ağustos Türk Tarihinin kalbimize kazıdığı en büyük şifredir.

**

Yurdunu tanı, gez, keşfet…Öyle kumsallara, yaylalara değil muharebelerin olduğu tepelere bi git…

Dumlupınar’a, Kocatepe’ye sen de ataların gibi ayak bas…

Öyle ezberden değil, al eline bizim için ilk elden yazılan en önemli Tarih Kitabımızı…

Oku ve anla…Araziyi yudumla, yaşananları canlandır kafanda…

Gözlerini kapa, top seslerini, kurşun vızıldamalarını, yaralıların inlemelerini duymaya çalış…

Bir karış toprağı avuçla, hisset içindeki kanı, teri, korkuyu, cesareti…

Kadını erkeği bir arada…tek vücut olduğunu tek yürek olduğunu  anla…

Sen kutla! Anlatarak, anlayarak, idrak ederek, Atatürk’ün izini sürerek kutla!

Kutlama gösterişte değil, 30 Ağustos’un Zaferi zaten tüm Dünyaya en büyük gösterişimizdir bizim…

Unutturmayacağız…

Kitap Önerisi : Şu Çılgın Türkler – Turgut Özakman ( Bilgi yayınevi