GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
13 Eylül 2022 Salı

Tahammül ötesi

Neo liberal iktisat gölgesinde, ABD ve AB himayesinde, ülkeyi tarihinin en derin sosyal ve ekonomik bunalımının eşiğine getiren AKP iktidarı, yaptıkları ettikleri ve söyledikleriyle tahammül sınırlarını zorluyor.

Cumhur İttifakı, dibine kadar battığı gayrı milli bataklıkta millilik taslıyor. Ve ne yaman çelişkidir, Osmanlı’dan medet umuyor.

Sanayi devriminin yarattığı değişim dalgası emperyal döneme son verdi. İmparatorluklar ortadan kalktı. Osmanlı, kapitalist sisteme entegrasyon sorunu yaşadığı için yıkım da ağır oldu.
 
Sonucunda, Mustafa Kemal ve arkadaşları bu yıkımın altından, sanayi toplumuyla yükselen ulus devleti inşa ederek kalkmayı başardı. 

Bu gerçeği kavramak yerine söz israfıyla zaman geçiren iktidar grubu gerçekten umutsuz bir vaka.

Yeryüzünde emperyal dönem sonlandı, Cumhuriyet kuruldu. Ve yüzyıl sonra, yeni bir çağın eşiğindeyiz, endüstri toplumları da tarih sahnesinden çekiliyor. Yeni bir Dünya düzeni kuruluyor. Bir ihtimal, kapitalist sistem de dönüşecek veya ortadan kalkacak.

Ne ki bizim yerli ve milli zevat, Osmanlı padişahına yan mı baktın, düz mü baktın davasının peşinde…

Tarihten de hiçbir şey öğrenmemişler. Elan biat edecekleri muktedirlerin peşindeler. Ne biat kültürüymüş! Önünde diz çökecek bir efendi olmadan yapamıyorlar. Tebaanın hanedan arayışları… 

Atatürk’ü tabii ki sevmiyorlar. Kendi ayakları üstünde dimdik duran toplum projesini neden sevsinler!

Tarih Osmanlı İmparatorluğu ile başlamıyor. Tarihi bu topraklarda yaşanmışlığın bütünlüğü içinde anlama çabası, İmparatorluğu inkâr değildir; hayata kattığı bütün değerlerle orada duruyor.

Ne yazık ki sorun, tükenen Cumhur İttifakı’nın can havliyle tutunacak bir dal bulma telaşından kaynaklanıyor.
 
Oysa ülkenin güçlü bir iç cepheye ve toplumsal mutabakatı mümkün kılacak uzlaşma iklimine ihtiyacı var.

Dünya’da ve ülkede olan biteni kavramak için zihinlerin açılması lazım.

Kimse bu topraklarda hayata düşman değil. O lanet olası iktidar düşkünlerinden gayrı hayata düşman aramak abesle iştigal.

Bakın, Tunç Soyer’in aşağıda yer alan şu sözleri, Osmanlı hanedan sözcülerini çok rahatsız etti.

“Yüzyıl önceydi. Bu toprakları yönetenler, gaflet, delalet hatta hıyanet içindeydi. Gençleri, kadınları, çocukları, geleceği hiç düşünmediler. Sadece ve sadece saraylarındaki saltanatı korumak için bütün bir milleti ateşe attılar. İnsanlık onurumuzu, bağımsızlık tutkumuzu ve yaşam hakkımızı ayaklar altına aldılar, teslim oldular. Bir sabah emperyalist ülkelerin askerleri, kirli çizmeleri ve kirli emelleriyle körfezin sularını ve güzelim şehrimizi işgal etti.”

Nasıl bir akıl tutulmasıdır ki ecdada hakaret var, Yunan savunuluyor gibi akla ziyan iddialar dile getiriliyor.

Efendilerinin arzusu üzerine saçmalama yarışına giren gönüllü fikir kölelerinin durumu gerçekten tahammül ötesi. 

Akıl ve vicdan yitimiyle malul bir çağın orta yerinde, umut peşinde tükeniyoruz.