GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
27 Aralık 2022 Salı

Siyaset üstü

CHP’nin ikinci yüzyıl vizyonunun açıklarken, Kılıçdaroğlu’nun defalarca yeni dönemde “siyaset üstü alanı” ve “CHP rozeti taşımayanları” işaret etmesi ne anlama geliyor?

İkinci yüzyıl vizyonunda ifadesini bulan değişim ve dönüşüm süreci, yeni Dünya düzeninde Türkiye’nin muhtemel yerini tarif ediyor. Bu tanımın Batı Bloku’na ait olduğunu da not etmek gerekiyor.

Not edilmesi gereken bir diğer husus, uluslararası sistem uzmanlarınca tanımlanan yerde olmak, “ben yaptım, oldu” kafasıyla mümkün değil.

Ve bu zorlu sürecin yönetimi, siyasi partilerin örgüt içi sığ siyaset polemiklerine kurban edilemeyecek ölçüde kritik öneme sahip.

Başka türlü ifade etmek gerekirse, harekete geçebilmek için olan biteni iyi kavramak, sorunları ve sorunsalını, hata payını minimize ederek tespit etmek gerekiyor.

Ancak bu defa, olan biteni kavramak ve doğru tespitleri yapabilmek için sistemde ortaya çıkan çoklu krizi doğru okumak, hayli farklı bir çabayı gerektiriyor.

Olan biteni kendi bütünlüğü içinde anlamaya ve ifade etmeye kullandığımız dil çok defa yetmiyor.

Sorunların tanımı ve nasıl ele alınacağı oldukça zorlu bir süreç olup bu süreci aşmak için toplumsal mutabakata ihtiyaç var.

Acı gerçek, seksen darbesinden sonra ülkede git gide sığlaşan siyasetin yol açtığı vasatlık, yeni bir çağın şafağında, ülke için büyük talihsizlik.

Bu vasatlıktan yeni bir toplumsal mutabakat çıkarmak, görüldüğü gibi hiç kolay olmayacak.

Sonuç olarak, Kemal Kılıçdaroğlu’nun vizyon sunumunda, “siyaset üstü” alana özenle vurgu yapması bir zorunluluğu işaret ediyor.

Muhtemelen, mevcut siyasal alan, değişim ve dönüşüm ihtiyacının koşullarına karşılık gelmiyor.

Bu nedenle, Doğu-Batı ekseninde gerilen Türkiye, yeni Dünya düzeninde arayışlarını Cumhur İttifakı ile Altılı Masa ayrışmasının yarattığı koşullarda sürdürüyor.

Ancak, vizyon açıklamasında görüldü ki geleceğini ABD-AB hattında arayan Altılı Masa’nın önünde, Rifkin’in işaret ettiği zorunlu değişim sürecine uyum konusu var. Partiler üstü siyaset tam olarak bu uyum meselesini ifade ediyor.

Kimin cumhurbaşkanı olacağı tartışılırken bu meselenin gözden kaçırılması büyük talihsizlik.