GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
1 Nisan 2022 Cuma

Şiddetin çağrısı

İnsanın kötülüğünün karinesi, iyi olmak için tuttuğu yoldur.

Tanrısal uyarıların tamamı iyilik yoluna çağrıdır.

İnsanda kötülük varoluşsaldır.

Şiddet ha keza…

Demem o ki şiddet insanidir. Şiddetin getirdikleri ise insanın çağırdıkları...

Birbirini öldürmek için kavga etmenin, savaşmanın görünür gerekçeleri, insan bilincinin bastırdığı yok etme ihtiyacının tezahürü... 

İnsan, yok etmeye, tüketmeye, öldürmeye teşne bir tür; teker teker öldürdüğüne cinayet, kitlesel öldürdüğüne savaş, diyor.

Kurduğu uygarlığı bir gösteriye çevirerek kendi kendini yücelten insan, türünün yüceliğinin karinesi olarak uygarlık durumunu gösteriyor.

Ve bu uygarlık durumu, büyük savaşları gerektiriyor.

Tam da bu nedenle, Rusya-Ukrayna savaşının uygarlığın büyük savaş ihtiyacına karşılık gelme ihtimaliyle, bütün bakışlar, Rusya-Avrupa sınırına yönelmiş durumda.

Küresel kapitalizmin tek kutuplu dünyasında, Batı Bloku ile Doğu Bloku arasındaki gerilim, şiddetin çağrısıyla hemhaldir.

Yüzyıl sonra, insanlık bir kere daha kitlesel öldürme histerisinin etki alanına girerken şiddet zil takıp oynuyor.

Zihinler öyle bulanık ki, savaş naraları yeri göğü inletirken, demokrasinin güvencesi olarak askeri bir pakt olan NATO görülebiliyor.

Şiddetin çağrısıyla transa geçen kitlelere medyada “savaş kötüdür” mesajı veren efendiler de biliyor ki savaş bir ihtiyaç olarak zuhur etti.

Kötülüğün büyük gösterisi bütün görkemiyle sürüyor.