GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
24 Haziran 2022 Cuma

‘Şeytan’ bu kamyonun neresinde?

Her şey…

Taşıtlar Vergi Dairesi’nden eve gelen “ödeme emri” ile başladı…

Şok… Şok… Şok…

***

1955 model DAF kamyon için…

Üstelik…

Araç sahibinin vefatından 30 yıl sonra…

Gözleri fal taşı gibi açtıran…

Bir ödeme emri hikayesine hoş geldiniz…

***

Taaa, 30 yıl öncesinden esen bir yel gibi…

Acil ödeyin emri…

Kimlere geldi?

30 yıl önce vefat eden kamyon sahibinin eşine…

Kızlarına…

Vefat eden oğlunun eşine…

Toplam dört adet ödeme emri…

Hani bununla kalsa yine iyi…

30 yıl sonra…

Konunun “dört kurbanı” için…

Banka hesapları bloke ediliyor…

Tam…

“Şeytan bunun neresinde?” sorusuna…

Cevap arattıran gelişmeler yumağı…

***

İlk şok geçince aile toplanıyor…

Kimsenin o kamyondan haberi yok!

Genel kanı şu:

“Herhalde bir yanlışlık var…”

Ailenin annesi…

Eşinden devreden emekli maaşı ile yaşıyor…

Üstelik, kirada oturuyor…

Postadan gelen “ödeme emri”ne…

Doğal olarak anlam veremiyor…

Hayat arkadaşı 1992 yılında vefat etmiş…

İzmirli tonton hanımefendi…

Yaşına, başına bakmıyor…

Ödeme emriyle birlikte vergi dairesine gidiyor…

Aldığı cevabın özeti şu:

“Hiç kimsenin bilmediği 1955 model bir kamyonunuz varmış… Bunun vergisini gecikme faizi ile ödemeniz gerekiyormuş…”

Yaşlı İzmirli Hanımefendi’nin neredeyse yüreğine inecek!

“35 DE 242” plakalı 67 yaşındaki kamyon nerede?

Kimse bilmiyor; hatırlayan da yok…

Üstünden neredeyse iki nesil geçmiş…

Aileden istenen vergi borcu 25 bin TL.

Ailenin annesi…

Vergi dairesinde karşısına çıkan görevliye…

Derdini anlatmaya çalışıyor:

“Bizim böyle bir kamyondan ne bilgimiz, ne de haberimiz var!”

Karşı taraf profesyonel:

“Önce o vergiyi ödemeniz gerekir… Sonra Emniyet’e gidiyorsunuz ve aracın çekme işlemlerini yaptırıyorsunuz…”

Yılların taşıdığı sıkıntılara göğüs germiş yaşlı anne…

Bir süre bekliyor; ardından dilekçe yazıyor ama cevap gelmiyor!

***

Ortaya çıkan bir sonuç yok…

Ancak…

“Şeytan bunun neresinde?” dedirten gelişmelerden biri de şu:

“O kamyonun araç bilgileri bir dönem belediyelerde korunuyormuş… Daha sonra araçla ilgili ayrıntılar Emniyet Trafik Dairesi’ne bildirilmiş… Gelgelelim ne dosya var, ne de evrak…”

Trafik’teki dosyaları ara ki bulasın!

Arşivlerde…

67 yaşındaki o kamyonla ilgili kırıntı bilgi yok!

Hurda niyetine satılmış olabilir ama onun da kayıtları kayıp!

Noterler…

Son 10 yıldır elektronik ortamda çalışıyor…

Onlarda “o kamyon”un izi hiç yok!

***

İşte, burası önemli…

O aile bi’araştırma yapıyor…

İzmirli yüzlerce aile aynı durumda…

Çoğu dava açıyor…

Bazıları “lanet olsun” deyip, borcu kapatıyor…

Ardından da…

Emniyet’e gidip aracı trafikten düşürüyor…

Dava açmayı düşününler ise…

Avukat ücreti altında ezilmekten korkuyor…

***

Aynı senaryo ile başa yanan aileler…

Haklı olarak soruyor:

“Devlet Baba’nın yıllar önce aklı neredeydi?”

***

Vefattan en çok bir yıl sonra…

Böylesi bir borç bilgisinin gönderilmesi gerekmez miydi?

Bir çeşit “Deli Dumrulvari” yöntemle…

Her şeyden bi’haber ailelere…

Ödeme emri göndermek…

Banka hesaplarına tedbir koydurmak…

Doğru mu?

***

Davalar açılıyor…

Millet reddi miras yaptırıyor…

Bir araç için…
Belki de yüzlerce kişinin “hayat kalitesi” bozuluyor!

Devletin memuruna da yazık…

Ama en fazla…

Vatandaşa yazık…

***

Bu durumdaki aileler için…

“Allah kurtarsın!” demek kadar abuk bi’şi olamaz…

O nedenle…

Üstünde durmakta yarar var…

“Taksitlendir...” diyorlar vatandaşa…

Arkasından ekliyorlar:

“Vergi affı çıkarsa az ödeyip, kurtulursunuz…”

***

Bitiriyoruz…

Araç modeli 1955…

Aradan 67 yıl geçmiş…

Aracı alan işletmemiş…

Devlet Baba ise…

Araç sahibinin vefatından “30 yıl sonra” geride kalanlara…

“Ödeyin o kamyonun borcunu diyor!”

Devlet Baba…

Neden araç sahibinin vefatından hemen sonra…

Alacağına şahin olmuyor?

Bütün eziyeti…

Eşinden kalan maaşla geçinmeye çalışan…

80 yaşındaki bir İzmir hanımefendisinin çekmesi…

Hak’la – Hukuk’la bağdaşır mı?

Bürokrasi…

Vatandaşın mağdur oluşunu neden seyrediyor?

80 yaşındaki anne…

Yakınırken, herkesin yüreğine sesleniyor:

“Acaba diyorum… Benim bu durumumla ilgili bi’tanecik İzmir milletvekili bu acıklı olaya dur diyecek adımı atacak mı? Yoksa susup, (Devlet’in paraya ihtiyacı var!) diyerek, kendi geç kalışının suçunu bana mı yükleyecekler? Mutfağımdan keser öderim ama hakkımı helal etmem…”

Vergi uzmanı bir dostumuza açtım bu konuyu…

Dedi ki:

“Söz konusu aracından çoktan kayıtlardan düşmüş olması gerekirdi… Ödeme emri gönderilen kişiler, o ödeme emrine zamanında itiraz etmediyse, haciz işlemi başlatılmıştır… O zaman yapacak vergi dairesinin geri adım atma şansı kalmaz… Mahkemeye gidilecek, dava açılacak… Mahkeme, zaten zaman aşımına uğraması gereken bu davayı… Şak diye kapatır…”

Nokta…

Sonsöz: “Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur… Düşmem dersin düşersin; şaşmam dersin şaşarsın, öldüm der durur yine de yaşarsın… / Hz. Mevlana…”