Kimileri öngörülü olduklarını... başkalarının da öngörmesini isterler !
Kendilerine böyle bir misyon yükleyince,
Haliyle başkalarının da bunu görmesini, beklerler...
Oysa insan, kendisine misyon yükleyerek misyoner... olmaz ki !
Başkaları yüklüyorsa eğer... o başka.
Onu, toplumsallaşmış olarak görürse.
Onu, hoşgörü sahibi olarak görürse.
Onu, bir bilge olarak görürse.
Onu, genel kabul görmüş... görürse.
O zaman da onun... Ne söylediğine,
kulak kabartılır. Düşünceler de çoklukla
ona göre revize edilir.
Ve karşımıza... bir bilen olur çıkar !
Son günlerin özeline gelirsek...
Önemli güç odaklarından biri,
Belediye Başkanlarıdır.
Hem... siyasetin içinden gelirler.
Hem de... Kamu gücü elde ederler.
Bu güce bakarak tavır belirleyenler,
hemen de... belirirler !
Kimilerinin eli... partisinin içindedir.
Bunu ağır biçimde yaşayan, içinde yaşadığımız da dahil bazı İllerdir.
Hırslarına yenilirler ki... Partideki her türlü seçimlere,
Aday atamalarına... müdahale ederler.
Kiminin kaprislerinden insan sinir olur. Kaprisinin kaybettirdiği... belediyeler de
çok olur !
Bunların çelik çekirdek... ekipleri olur.
Sıkı bir ekipçilikle örgütte, hegemonik
bir yapı da... oluşturulur.
Gözünün üstünde kaşı olanlar da,
tasfiye edilir !
Gün gelir, Parti kendisini bunlardan
Zar zor da olsa... kurtarır !
Birlikte çalıştığımız çok başkanlar oldu.
Elini parti içinden hiç çekmeyenler de çoktu. Bunları herkes de biliyordu !
Ne yazık... yaşananlar unutuldu sanki,
Öngörü ve misyon sahipleri ortaya çıktı !
Üstelik içlerinde kimi kariyer sahipleri
vardı. Yağladılar balladılar da,
Genel Başkanlığın da ötesine geçtiler.
Parti, Cumhurbaşkanlığına
aday göstersin... bile dediler !
Gel zaman... git zamandı şimdi de,
Kimileri... Kurultayda anahtar listeye alınsın, Parti Meclisine girsin istediler.
Hızlarını da alamamış olmalılar ki,
MYK’ya da girmeli... dediler !
Tabii ki, bu düşünceler özgür öneriler !
Katılıp katılmamak da özgür iradeler...
Yerel seçimler öncesinde...
Öbek öbek toplantılar olur. Siyasetin üst kademesinde bulunmuşlar da, arada içinde olur...
Hani bir kaç kişi bir araya gelir, iktidarlar kurar, devirirler ya...
Böyle bir ortam... Ama rakı balık’lı değil !
O sıralar Partinin Genel Başkanı...
Sık sık İstanbul’u, Ankara’yı, Adana’yı, Antalya’yı, Mersin’i... alacağız der !
Bir büyük... bu sözleri anımsatıp,
havaya sıçrar gibi : nah alırsın der !
Hani parti içi demokrasi ve otokrasi sıkıntılarından... hep şikayet ederken,
Çare olarak örgütlenme, örgütlenme yapalım, der durulur ya !
İyi de... örgütlenme kiminle ?
Kimi partili kariyerliler, yılların kimi parti yöneticileri bile, böyle önerilerle gelirse,
Partinin önemli kademelerinde yer almışlar bile, partisi için böyle şeyler söylerse !
Bütün bunlara karşı... şaşırıp kalmamak mümkün mü ?
Hele de...
Partide doğup büyüyen yatıp kalkan,
Partisini avlamak için... kanal kanal
ava çıkanlarla !
Hele de en son...
İbadete bile... ilanla davet bekleyenlerle !
Güya Partiyi kurtarmak haa... kiminle ?
Ancak bir endişe de şu ki...
Parti kendisini zar zor kurtarmışken,
Kendisini yeniden... zora sokar mı ?
Sokmaz da değil ki hani,
Örnekleri yok değil ki... Çok !
İyi Pazarlar...