GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Hanzade ÜNUZ
YAZARLAR
16 Aralık 2019 Pazartesi

Prenses uyandı

Pasaport’a dikilecek gökdelen meselesini takip etmişsinizdir.

Değilse, yazık etmişsiniz...

Bir aydır İzmir’de ısına ısına alev topuna dönüşen bir konuydu.

Alev topu el yakıyordu, tutmak istemeyenler elinden atmak istedi.

Olmadı, aklı selim devreye girdi.

Nefes alabildiğimiz, yürüyebildiğimiz, gökyüzünü görebildiğimiz...

Yaşanabilir bir İzmir için...

Kamuoyunda “İzmir Yangını” çıkaran konu ne idi?

“İstanbul’a ihanet ettik” itirafına varan kent katliamları hemen önümüzde dururken...

Ortak akıl, sürdürülebilir kent, sosyal demokrasi, vizyon, strateji, misyon sosuyla konuşulup anlatılırken...

Pasaport’taki Zorlu Gökdelen meselesi de ne idi?

***

En en en özet haliyle...

Ölçekti, plandı, imardı, odaydı, mahkemeydi, davaydı detaylarına girmez isek...

Son 12 senedir İzmir’in Konak ilçesi özelinde Alsancak bölgesi gibi bir alanda...

“Üçbin metrekareyi bul, gökdeleni yap”oyunu oynandı.

Bunun için belediyeler, meclisler, imar komisyonları, bürokratlar hazır ve nazırdı.

Meslek odalarının tüm itirazına, mücadelesine rağmen...

Türlü plan değişiklikleri yapıldı, ısrarla inatla imar onayları verildi.

Gözden kaçtığı üzere konu artık sadece bir adet “Zorlu Gökdelen” değildi...

Her kim, rantıyla göz kamaştıran İzmir’in kalbi Konak’ta...

 Alsancak bölgesinde üçbin metrekare arsayı toplarsa...

Yani yan yana toplam üçbin metrekarelik tapusu varsa...

Allah ne verdiyse helaldi, gökdeleni dikecekti.

Farklı farklı gruplar sessizce üçbini denkleştirmeye  giriştiler.

Küstürülmek istenmeyen nazende yatırımcılar istim üstündeydi.

Üçbin metrekareyi çoktan denkleştirenler ise, start bekleyen atletler gibi sabırsızdı.

İlk taşı “Yapmayın etmeyin, İzmir’e kıymayın” davalarına sinir olan yatırımcının...

Ruhsat nasılsa artık cepte diye gerinen CEO’su attı.

Pasaport’ta dikmeye hazırlandıkları Zorlu Gökdelen için havalı bir çıkış yaptı:

“İster iki kat yaparız, ister yüzelli... Orası bizim bileceğimiz iş” dedi.

Paşa keyfimize kalmış demeye getirdi.

***

İzmir’e köy gibi kaldı diyenlerin...

Roma köyü, Paris köyü ve de Brüksel, Amsterdam, Viyana köylerini çok iyi bilenlerin...

Hayranlıkla gezip romantik methiyeler düzdüğü...

“Old Town” diye tabir ettiği “Eski Şehir” bölümü İzmir’de...

Yazıktır ki zaten yıllar önce Hilton binası ile...

Ege Palaslarla, rezidanslarla, limandaki  gökdelenlerle benzetilmeye başlamıştı.

“Hamileliğin azı çoğu olmaz”misali, devamı neden gelmesindi?

İzmir hiç mi yeniliğe açık olmayacaktı?

İzmir yatırımı hak etmiyor muydu?

Kordon ve Mithatpaşa’da canım yalılar yıkılmamış mıydı?

Kent dokusu zaten bozulmuştu.

Bak herkesin nasıl inci gibi,dizi dizi gökdelenleri vardı.

İzmir gerçi deprem bölgesindeydi ama...

Alsancak’a gökdelen dikenler zaten onların içinde oturmayacaktı.

***

Masal bu ya...

CEO’nun attığı o taş inanmayacaksınız belki ama...

Önce istemezükçü Yedi Cüceler’e çarptı,sonra da sekerek...

Uyuyan Prensesin başına geldi.

Prens ve kuzuların sessizliğine bürünen tüm İzmir milletvekilleri...

Gözlerini açan prensese “Uyu canım, yok bir şey aldırma sen” dediyse de...

Uyuyan Prenses İzmir uyandı.

Güzel prensesin kalbine gökdelen dikilmesine...

“Yatırımcıyı küstürmeyelim” şefkatiyle yaklaşılınca...

Prensesi korumaya yeminli  “Yedi Cüceler” ayaklandı.

Sosyal medyada görülmeye değer bir “İzmir Yangını” başladı.

Sonunda kendi masal evlerinin de yanacağını anlayanlar...

Güzel Prenses ve Yedi Cüceleri daha fazla küstürmeyi göze alamayıp...

Yangını söndürmek için itfaiyeye haber verdi.

Aslında bir bakıma söylenenler  gerçek oldu...

Sekiz ay önce verdikleri sözü tutup, “Prensesi”sahiden de uyandırdılar.

Gözyaşlarıyla uyanan güzel prensesin ilk sözü ise...

“Hani Aşkla İzmir dediydin” oldu.

***

Gökten üç elma düştü, hepsini neşeyle Yedi Cüceler yedi.

Sonsöz: İzmir yalnızca siyasetçilere, belediye başkanlarına, meclis üyelerine, bürokratlara ve küstürülmeyecek yatırımcıya bırakılmayacak kadar önemli bir değerdir.