Her şey olabilir, benim için yeni olsa da aslında yaşadıklarım ilk değil.
Beni şaşırtan sonuçlarıyla olayları önem sırasına göre ipe dizebilirim. Sizi temin ederim ki yaşayacaklarımızdan dünyanın önemli kısmının ya haberi olmayacak ya da dikkate alınmayacak.
Örneğin ben, işgal ettiğim “yeri” önemserim. Yaşadığım olayları insanlığın dönüm noktası olarak da görebilirim.
Siz siz olun, bana “geçmiş olsun”dan fazla zaman ayırmayın.
Yaşadıklarımıza üzülelim ama birbirimizi tüketmeyelim.
Deprem mi oldu, Allah korusun, dünyada en çok deprem olan bir coğrafyada bu depremi önemli kılan ne olabilir ki?
İlk kez yıkıntılar altında kalanlar için mi çok önemli yoksa deprem haberini izleyenler için mi?
Katliam haberleri mi çok önemli yoksa katlolmak mı?
Seçim kararı almak mı seçimi kazanmak mı yoksa kaybetmek mi?
Hangisi çok önemli?
Hangisi tarihin dönüm noktası?
İlk yaşanan hangisi?
Tarih, olayları ilk kez yaşayanlar için yeniden yazılır.
Defalarca yaşayanlar için ise tarih, çok sıkıcı ve tekrar edip duran olaylar serisinden biridir. Kasmaya gerek yok!
Sorunsuz bir dünyaya uyanmayı ümit etmiyoruz. Amma ömrümün yarısını aynı gündemle, aynı insanlarla ve aynı şikayetlerle de tüketmek istemiyorum. Bunu hiçbirimiz hak etmiyoruz.
Peş peşe gerginlik yaratan olaylara tanık oluyoruz. Sadece tanık da olmuyoruz, erken veya geç etkileniyoruz da.
Seçim olacakmış!
Şu işe bak, ilk kez mi seçim olacak arkadaş.
Ortamı germeye gerek var mı? Biri gitti mi, daha gitmeden diğeri kapının önüne kadar gelir!
O geldi mi, sen istesen de kalamazsın. Çünkü koltuklar da odalar ve yataklar da tek kişilik!
Eskinin gitmesi de ilk değil, yeninin gelmesi de!
O zaman yapılacak bir şey var, defalarca yapılmış olan.
Sorun gitmenin benim için çok yeni olması! Ben mi gideceğim yoksa götürülecek miyim, onun heyecanı var bende!
Hanıma sordum, o çok sakin! Dedi ki defalarca gelmiş ve gitmiş kafilelerden biri daha gidecek! Hepsi bu! Abartmayalım; ortalığı da tozutmayalım!