GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Cumhur BULUT
YAZARLAR
26 Ekim 2021 Salı

Muhalefetin ağzındaki bakla: Partisiz başkan

Meral Hanım, "iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistem" önerisi ile ilgili küçük detayları nihayet açıkladı.

Teklif dosyası da anlı şanlı bir törenle CHP’ye teslim edildi.

Ben küçük detay diyorum ama partinin deve dişi gibi adamları, (bizim matbuatın diliyle: kurmayları) aylardır bu önerinin üzerinde çalıştı…

Dağ ne doğurdu hadi ben söylemeyeyim ama siz de lütfen bilin.

Meral Hanım’ın "iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistem" inin en önemli konusu “Partili Cumhurbaşkanlığı”

Partisiz Cumhurbaşkanı istiyor hazret… Çünkü bundan önceki dönemlerde öyleymiş. Eski Cumhurbaşkanlarının hiçbirinin partisi yokmuş. Partisiz pırtısız adamlarmış.

Özal mesela siyasetle hiç ilgisi yokmuş… Sivilde kayısı reçeli imalatçısıymış… Malatya’nın Mısır Çarşısı’nda küçük bir dükkânı ve Şire Pazarı’nda da bir satış tezgâhı varmış… Pazara Semra Hanım ve kerimeleri Zeynep çıkar, dükkânda da babasıyla birlikte Küçük Ahmet dururmuş.  Sonra devlet kuşu gelmiş aniden Turgut Beyin omzuna konmuş, O da hiç beklemeden gidip hop Cumhurreis’i olmuş…

Süleyman Demirel de öyle… Çobanmış eskiden, hatta Çoban Sülü lakabıyla dağlara ve meralara nam salıp dururmuş… Bir gün ak saçlı aksakallı bir dede rüyasına girmiş Çoban Sülü’nun. Giriş o giriş… Çoban Sülo birdenbire he mi de hiçbir siyasi partiye üye olmadan Reis-i Cumhur olmuş çıkmış…

Tövbe estağfirullah!

İsmet Paşamız da hiçbir partiye kayıtlı değildi zaten.

Celal Bayar da… Diğer Paşalarımız da CHP’li sayılmazdı ki… CHP Polit Bürosu onları etki altına almamıştı. Çok sivil adamlardı rahmetliler… Resmi üniformalı bir tek fotoğrafları dahi yoktu. Öyle sivillerdi yani…

Hatta Kenan Evren’in bırakın Horoz Partisi’yle bir alakasını, askeri vesayetle bile bir alakası yoktu...

Hem Cumhurbaşkanı dediğin sembolik olmalıdır efendim. Etliye sütlüye fazla karışmamalı… Sabah 08.00 itibariyle sefer tasıyla devlet dairesine gelmeli, verirlerse kendisine bir köşk günü APK memuru gibi orada geçirmeli, sonra da evine dönmelidir.

Hatta bir sanatçı olursa çok daha iyi olur. Rahmetli Barış Manço çok yakışırdı hani…

Ferdi Tayfur, Akil Orhan…  Merhum Müslüm Baba da fena olmazdı… (Ben Ferdici olduğum için safım belli olurdu hemen…)

Hakket gerçekten güzel olurdu.

Onlar sanat yaparken, “Hökömatın Başı”* da ülkede dilediğini yapar, eskisi gibi gül gibi geçinir giderdik…

Sahi, başkanlık sistemi de ne demek? Amerika mıyız biz! Ne o öyle “başganım” falan…

Hem bizim siyaset geleneğimiz buna çok uyuyor, ne olur eskiye dönelim yahu…

**

Ama olmuyor işte beyler, olmuyor! Çünkü düzen değişti. Çünkü artık Türkiye’de bambaşka bir sistem var.

Şimdi tüm vesayetçiler yandım Allah narasıyla sisteme saldırıyor…

“Millet oy vererek bu sistemi kabul etti ama millet bu işi bilmiyor kardeşim.” Dediklerini de okuyoruz satır aralarında…

“Türk milletine demokratik hak ve özgürlükler fazla geliyor” diyen faşistler de var, vesayet aşıkları da…

Onlara göre vesayet şart! CHP vesayeti… ABD, AB vesayeti veya Ordu vesayeti olmadan millet kendi yolunu nasıl bulacak?

Yok yok derhal değişmesi lazım bu sistemin… Eskiye dönülmeli Başbakan ve kabinesi devleti yönetmeliymiş…

Niye?

Muhalefet öyle istiyor da ondan.

Muhalefet öyle diyorsa öyle olmak zorundadır. Koskoca muhalefet boşa mı konuşuyor yani…

Muhalefet kim? CHP, İP HDP, SP ve bilimum muarız… hepsi de altın gibi çocuklar maşallah!

Dipnotlar:

Hökömetin Başı: Bir Demirel tabiri… Ecevit’e gıyabında böyle seslenirmiş Demirel… Başbuğ Türkeş de “Bay Ecevit” derdi… Rahmete gark olasıcalar