GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
2 Mart 2011 Çarşamba

Moral bulmak için genel kurula gidilir mi?

’“Hazır CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum’’u da bulmuşken, konuşmamı genel kurul sırasında değil de şimdi yapayım dedim’” diyerek kürsüye yürüyüp açılışın ’‘kapanış’’ konuşmasını yapan Koçali Al, kurula katılan herkesi mest etmişti geçen cumartesi.
Tamamen doğaçlama, kendine özgü üslubuyla öylesine renk kattı ki Ege Koop Genel Kurulu’’na; Süheyl Batum da Hüseyin Aslan da elleri kızarana dek alkışladı Al’’ı.
Aslında söylediği, hepimizin dillendirdiğiydi.
İTO Meclis üyesi Koçali Al da İzmir milletvekillerinin İzmir’’de yaşanlar/burada doyanlar arasından seçilmesini,
Bu kenti Meclis’’te, ’‘İzmirlinin derdini/dilini/nefesini yaşayarak görenlerin, İzmir’’in derdiyle dertlenenlerin’’ temsil etmesini istiyordu.
Milletvekillerinin isimlerini/cisimlerini bile bilememekten, onları bir kez bile görememekten, bu kente damlalıkla akıtılan hizmetlerden, büyümeyip yerinde duran İzmir’’den yakınıyordu.
Bir de satır arasında kalan bir sözü de oldu ki, içim cız etti.
’‘Bu tatil gününde, azıcık moral bulmak için kalktım buraya geldim’’ dedi.
Ege Koop Genel Kurulu’’nda ’‘moral bulmak’’ da neyin nesi diye sormaz mısınız şimdi siz?
*
Bir konut kooperatifi olmakla kalmayıp, sektöründe öncü olmakla yetinmeyip bugün İzmir’’in/Ege’’nin en aktif sivil toplum örgütü de olmayı başarmış bir kurumun yaydığı moral değerden söz ediyordu İTO Meclis üyesi  Koçali Al.
Ses getiren 41 panelin, 19 seminerin, ’‘bolca üretim, halkça paylaşım’’ sloganıyla yürütülen onlarca sosyal sorumluluk projelerinin, İzmir’’in ’‘markalaşması’’ için gösterilen çabaların, işsizliğe, siftahsız kepenk kapatan esnafa can suyu olacak cesur girişimlerin özetiydi Al’’ın ’‘azıcık moral bulmak için kalktım buraya geldim’’ sözü.
Çünkü o genel kurul, ’‘İzmir için varımı yoğumu ortaya koyuyorum’’un özetiydi.
Çünkü orada ’‘kent için çırpınıyoruz’’ deniyordu.
Çünkü orada ’‘İzmir nasıl daha ileriye gider’’in çarpıcı eleştirileri/özeleştirileri yapılıyordu.
Çünkü orada ’‘elini taşın altına koymak’’ sözü, bir şekilde karşılığını buluyordu’…
*
İstatistiklere göre, İzmir dışında yaşayanların ’‘bir gün bu kentte yaşamak için’’ can attığı, içinde yaşayanlarının (özellikle gençlerinin) ise ’‘iş/aş’’ kaygısıyla ’‘kapağı dışarı atmak için’’ fırsat kolladığı, Türkiye’’nin belki de en fazla tartışılan bu kenti için, herkes ya konuşup ya susarken; Ege Koop’’un hem çalışıp hem konuşması, üstelik herkesi konuşturmaya çalışması, Koçali Al’’ın dediği gibi gerçekten de ’‘moral’’ verici.
Ama bir o kadar da moral bozucu.
Çünkü kaç zaman var ki, bu kentte Ege Koop kadar faal/üretken, bir ikinci sivil toplum örgütü daha oluşmadı.
Zirvedeki Ege Koop, tek ve yalnız maalesef’…
O yalnızlığı da İzmirli gazetecilerin ağabeyi, Ege Koop’’un Danışma Kurulu Başkanı Öcal Uluç seslendirdi; kısa, öz ve çarpıcı konuşmasıyla genel kurulda.
27 yıldır Ege-Koop ailesinin bir ferdi olmaktan duyduğu mutluğu dile getirerek başladığı konuşmasında öncelikle Türkiye’’deki baskı ortamından kaynaklanan sıkıntılara dikkat çeken Uluç, ’“Maalesef’” dedi; ’“Bugün Türkiye’’de üniversiteler ve sivil toplum örgütleri büyük bir baskı altında, tam bir korku tüneline girmiş durumda. O yüzden gerçekleri halka anlatmak, bu bayrağı taşımak iki kişiye kaldı. Birincisi muhalefet partilerine, ikincisi sivil toplum örgütlerine. Düzenlediği paneller, çağırdığı ünlü isimlerle bu bayrağı göklerde dalgalandıran bir kurumdur Ege-Koop. O yüzden 27 yıldır bu kurumun içindeyim ve yaşım elverdiği sürece burada olacağım.’”
Ama dedi Öcal Abi, ’“Şu üzüntümü de paylaşmadan geçemeyeceğim. Bu bayrağı göklerde dalgalandırırken, niye yalnız bırakıldığımızın cevabını bulamıyorum. Bu koltuklarda şu an kentin (özellikle de muhalefetin) milletvekilleri, belediye başkanları, sivil toplum örgütleri, meslek odalarının temsilcileri de olmalıydı. Ama gördüğünüz gibi yoklar. Bunu anlamakta gerçekten zorlanıyorum’…’”
*
Dili içine kaçmış bir şehirde konuşmayı ’‘her şeye rağmen’’ sürdüren, aileleri kandırmadan/çalmadan/çırpmadan konut sahibi yapmakla kalmayıp, insanların daha özgür, daha çağdaş, daha zengin, daha huzurlu, daha güvenli bir kentte yaşamaları için sivil toplum örgütü görevini de ’‘korku tüneline rağmen’’ hakkını vererek yapan Ege Koop’’a, çalışanlarıyla/üyeleriyle birlikte, ’‘nice nice 27 yıllar’’ diliyorum.
’“Ege-Koop; tıpkı bir bisiklet sürücüsü gibi sürekli pedal çevirdikçe hızlanmakta ve bir maratoncu gibi koşmakta, koştukça nefesi açılmakta ve yeni projelerle hızını daha da artırmaktadır’” diyen sevgili Hüseyin Aslan’’a ’‘nefesine kuvvet’’ diyorum.
Ege Koop’’u görmemekte/duymamakta direnenlere ise’…
Ne söylesem, ne yazsam boş, biliyorum. ’‘Gönül gözü’’yle görebilmelerini temenni edebiliyorum, ancak’…