GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
27 Ağustos 2021 Cuma

Midyenin suçu ne?

Sözüm Diyanet’e değil…

Aslında…

O yüce makamın neden bu kadar beklediği şaşırtıcıdır!

Doğrusu, insan merak ediyor…

Cumhuriyet’le yaşıt Diyanet İşleri Başkanlığı…

Midye yemenin “haram” olduğunu açıklamayı…

Neden bunca yıldır bekledi?

Bu memlekette…

Aşka gelip, bi’oturuşta 80 hatta 100 tane midye yiyen var…

Üstelik, bahse giriyorlar…

Tepsideki midyenin tamamı için…

Meret, bi’de öyle lezzetli ki…

Sık üstüne limonu mayhoş mayhoş miden bayram etsin…

***

Diyanet’in deniz ürünlerindeki yasağı…

Midye ile sınırlı değil, tabii ki…

Karides… Kalamar… Yengeç… Istakoz yemek de haram…

Yasak çok yeni; dumanı üstünde…

Bu yüzden ayrıntılarla boğmayalım sizleri…

***

Şimdi diyeceksiniz ki; Diyanet’in günahı ne?

Vatandaş, sormuş…

Diyanet’teki arkadaşlar da yorumlamışlar ve…

İzmir’in simgesi güzelim midyenin biletini kesmişler…

***

Peki…

Midye, denizden çıkan bir nimettir…

Kalamar da öyle…

Yengece ve ıstakoza girmeyelim…

Onlar, başka bir “sınıf”ta kariyer yapan yiyecekler…

Ama…

Midye öyle mi?

Hem ucuz hem karnın doyuyor hem de miden bayram yapıyor…

Sadece…

Ufaktan kolesterolünüzü havalandırıyor, o kadar…

Siz de ölçülü yiyeceksiniz, çaresiz…

Deniz, deryadır…

Milyon yıldır insanoğlunu besler…

Hatırlayın, ıssız adaya düşenler ne yapar?

Önce balık avlayıp, açlıktan ölmekten kurtulurlar…

Sonra…

Ne demiş insanoğlu…

Deniz mahsullerine olan hayranlığını anlatmak için?

“Denizden babam çıksa yerim!”

O kadar da değil ama…

Diyanet’in “haram” ölçeğinde, neden “balık” yok da…

Midye ve kalamar var?

Bunlar “balık” ile aynı suyu paylaşmıyor mu?

***

Bizim şahane bi’atasözümüz var:

“Açlık sofuluğu bozar!”

Anlamı şudur:

Açlık, insanın gözünü döndürür; bu nedenle yiyecek arar…

Açlığın verdiği saldırganlıkla…

En ahlaklı ve dindar insanlar bile…

Buna aldırış etmeden açlığına çare arar…

Ve, sonuçta açlık…

İyi huylu insanları bile yoldan çıkarır…

Sakın bana…

“Açlığını midye dolması ile bastıran mı var?” diye sormayın…

Aç insan her şeyi yapar…

Koy önüne kuru ekmek; O’nu bile iştahla yer…

Mantar yiyip, ölen var…

Kazara zehirli balık yiyip öbür tarafa gidenler var…

Dünyada…

Yemek yerken lokması nefes borusuna kaçıp ölme rekoru bizde…

***

Çok uzağa gitmeyin…

70’li yıllarda Güney Amerika’da uçak kazasından kurtulanlar…

Ölen arkadaşlarının cesetlerini yemek zorunda kaldılar…

Hayatını kaybedenlerin çoğu…

Hem sınıf arkadaşları hem de yakın dostlarıydı…

Bazıları başlarda çekingen davrandıysa da…

Hayatta kalmanın başka bir yolu olmadığını anlayarak…

Birkaç gün içinde fikirlerini değiştirdiler…

Sonra?

Yardım geldi; günler sonra kurtuldular ama…

Yaptıkları işin “yamyamlık” olduğunu bildikleri için…

Ölünceye kadar unutmadılar…

***

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu diyor ki…

“Besin bulamayan beyin hücreleri, açlık adını verdiğimiz bir içgüdüyü harekete geçirir... Önlenmesi nerdeyse olanaksız bu içgüdü, insanoğlunu besin bulmaya ve bulduğu besine saldırarak onları yiyebildiği kadar çok yemeye sevk eder… Bu içgüdü diyetle zayıflamaya çalışan insanların ortak problemidir…”

***

Bitiriyoruz…

Diyanet Başkanlığı’nın işi zor; biliyorum…

Aklına gelen “abuk sabuk” da olsa bi’şi soruyor…

Hatırlayın, Ramazan’da nasıl sorularla karşılaştığımızı…

Dişimi fırçalarken, macunu yutsam orucum bozulur mu?

İstanbul’da oturuyorum, Hakkari saatine göre iftar yapsam olur mu?

Odamda gizlice bir şeyler yesem orucum bozulur mu?

Diyanet, bu gibi on binlerce “beyin yakan” soruya…

Cevap vermeye çalışıyor…

Araya…

Günahsız mis gibi midyeyi sıkıştırmış…

Azıcık da…

Kalamara yasak koymuş, çok mu?

Ayrıca…

İnsan merak ediyor…

Din adamlarımızın bi’tanesi bile…

Bugüne kadar midye yemedi mi?

Kalamarın tadına bakmadı mı?

Cevaplar evet ise…

İzmir’de yaşamanın bi’anlamı kalıyor mu, sizce?

Nokta…

Sonsöz: “Aynı sofrada yemek yedik; doyan düşman oldu… / Hz. Mevlana…