GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Kemal ANADOL
YAZARLAR
4 Ekim 2022 Salı

Midilli…

Arkadaşlarımla birlikte programladığımız Midilli gezisinden yeni döndüm. Yunanlıların Lesvos, bizim de Midilli adını verdiğimiz adaya Ayvalık’tan perşembe günü hareket ettik. Malum Perşembe Pazarı Ayvalık için büyük ekonomik değer taşıyor. Sadece sebze meyve değil, giyim dahil her şey müşterilere sunuluyor. Sadece o gün adanın merkez kenti Mitillini’den üç yolcu teknesi buraya gelmiş. Alışveriş için Ayvalık pazarına gelen Yunanlı turistlerle dolu. Türk lirasının avro karşısında güneşi görmüş kar örneği eriyişi adalılar için bu ziyareti daha da çekici hale getirmiş. Patates soğandan tutun, tekstil ürünlerine uzanan bu ortam ilginç görüntüler sergiliyordu. Daha çok kadınların ve ailelerin oluşturduğu kalabalıklar zengin Ayvalık pazarını, sokaklarını ve dükkanları doldurduktan sonra “rakı/balık/Ayvalık” yapıyor ve geldikleri Jalem Tur veya Turyol tekneleriyle geri dönüyorlardı. Bu kez boş getirdikleri valizlerini, torbalarını ve çantalarını doldurarak! Gemiye girdiğimizde adetleri gereği yüksek sesle konuşan komşularımızın çınlattıkları salonda ilginç görüntülerle de karşılaştık. Rakının verdiği rehavetle koltuklara uzanan yetmiş-seksenlik delikanlılardan, şarkı söyleyen gençlere kadar…

Midilli, Girit ve Eğriboz’dan sonra Ege’nin üçüncü büyük adası. Tam 1633 kilometre kare. Enine 100 kilometreden uzun. Nüfusu kabaca yüz bin civarında. Milyonlarca yıl önce Anadolu’dan koptuğu baktığımız haritadan da anlaşılan adanın iklimi de ayrıldığı topraklardan, körfezden ve Kaz Dağları’ndan farklı değil. Anadolu’ya en yakın olduğu yer Assos’un karşısındaki kıyılara altı kilometre kadar. Ayvalık’a ise 12 kilometre mesafede. Dağlık bir coğrafyası var. Kaz Dağları’nın devamı sanki. Anadolu ile Midilli arasındaki deniz derinliğinin 80 metreyi geçmediğini söylüyorlar. Midilli diğer Ege adalarından çok farklı bir bitki örtüsüne sahip. Diğerleri çıplak ve kayalık bir görüntü sergilerken burası yemyeşil. 12 milyon zeytin ağacı var. Zeytin bitince doruklara doğru çam başlıyor. Bunun nedeni Kaz dağlarından gelen yeraltı suları… Bu gerçek bilimsel olarak da kanıtlanmış. Ada haritada çınar yaprağına benziyor. Kaloni büyük ve Yera küçük körfezleri büyük zenginlik sağlıyorlar. Kaloni’nin sardalyaları ve Yera’nın kabuklu deniz ürünleri çok ünlü.

Adaya Lesvos yani lezbiyenler adası verilmesine neden olan Sappho (Safo) antik Yunan’da yaşayan dünyanın ilk kadın şairlerinden. Çevresinde ve okulunda çok güzel kızlarla birlikte olduğundan adı lezbiyene çıkmış. Ama adaya adını vermiş!

Midilli’yi 1462 yılında Fatih Sultan Mehmet Osmanlı topraklarına katmış. Bu durum Birinci Balkan Savaşı’na 1912 yılına kadar 450 yıl devam etmiş. Barbaros Hayrettin Paşa Yera Körfezi kıyılarında doğmuş ve Kaptanı Deryalığa giden yaşamında denizlere buradan yelken açmış. Vatan şairimiz Namık Kemal bu adaya sürgün edilmiş ama bir süre adanın en büyük yöneticiliğine mutasarrıflığa atanmış.

Adanın en büyük geliri zeytin. Zeytinyağı, sabun gibi çok kaliteli ürünler ana gelir kaynağı. Son yıllarda buna turizm gelirleri eklenmiş. Turistlerin de büyük çoğunluğu Türkler. Yunanlılar nasıl Ayvalık pazarına geliyorlarsa Türkler de Ayvalık’tan gemileri dolduruyor ve adaya gidiyorlar. Bu gidiş gelişler tüm yaz boyunca, dini-milli bayramlarda ve yılbaşında devam ediyor. Midilli otellerinin, pansiyonlarının, tavernalarının kısaca her türlü esnafın en büyük geliri Türklerden…

Onun için gündeminde yaklaşan seçimler olan Erdoğan ile erken seçime yelken açan Mitsotakis’in iç politikaya dönük salvolarını her iki halk da çok iyi değerlendiriyor. Her iki halk da savaşa karşı. Her iki halk da savaşa “Hayır/Oxi” diyor.

Türkiye-Yunanistan ilişkileriyle, ekonomik ve siyasal değerlendirmeleri ilerdeki yazılarıma saklayarak; okuyucularıma her şeye karşın savaşsız ve sömürüsüz bir yaşam diliyorum.