GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
12 Ağustos 2021 Perşembe

Masum değiliz hiçbirimiz

Orman yangınları bütün Akdeniz’i kasıp kavurdu… Ülkemiz tarihinin en büyük yangınlarını yaşadık… Hemen her yaz Doğu Karadeniz’den gelen sel afeti haberleri bu yıl biraz daha Batı Karadeniz bölgemize geldi. Tamamen oy avcılığı amacıyla zamanında DP tarafından kurulmuş Bozkurt ilçemizdeki heyelan görüntüleri katlanılabilir gibi değil…

Yıllardır aklı başında herkesin dikkat çekmeye çalıştığı küresel ısınma mevzuuna artık herkes inanıyor. Sanayi ve ihracat dünyası sürdürülebilir dünyanın olmazsa olmaz koşulunun “yeşil mutabakat” olduğunda anlaştı. Zaten ya yeşil mutabakatı sağlayacaksınız ya da çevre kaygıları daha da yükselecek bu dünyada kendinize yer bulamayacaksınız… 

Son yangınlar, seller ve benzeri çevre felaketleri üzerine Birleşmiş Milletler’in “Kırmızı kod” ile yayımladığı raporda da ortaya konulduğu gibi “küresel ısınma” korktuğumuzdan daha hızlı geliyor. İlk küresel ısınma raporlarını bir TV programında ilk kez açıkladığımda gazeteci iki abim de “Kim öle kim kala o zamana” diyerek kaygısızlıklarını ortaya koymuşlardı. Ama dünyadaki gelişmeler küresel ısınmanın benim korktuğumdan da hızlı geldiğini gösteriyor. Ve BM’nin de dile getirdiği gibi, suç hepimizin tüm insanlığın.

Birleşmiş Milletler’in “Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli” (IPCC), 2014 yılından bu yana ilk kez önceki gün yayımladığı “bilimsel değerlendirme” ile felaketin çok da uzakta olmadığını ortaya koydu. Geneline bakıldığında 2021 IPCC raporu, daha önceki raporlardan çok daha kesin verilere dayanan bulguları ortaya koyuyor.

1.5 °C SICAKLIK ARTIŞINI UNUTUN ÇOK DAHA FAZLASI GELİYOR: Raporda 5 farklı sera gazı emisyonu senaryosu değerlendirildi. Bunların tamamında, 2030 yılında dünyanın ortalama yüzey sıcaklığının sanayi öncesi seviyelerin 1,5 veya 1,6 santigrat derece üzerine çıkacağı tahmin edildi. Yani bu önemli eşik, 3 yıl önce IPCC’nin yaptığı tahminden 10 yıl erken aşılacak. 2050 yılına gelindiğinde, 1.5 °C en iyi senaryoya göre 0,1 derece, en kötü senaryoya göre 1 derece aşılmış olacak.

DOĞAL İKLİM MÜTTEFİKLERİ ZAYIFLIYOR: 1960 yılından bu yana, insanlar tarafından atmosfere salınan tüm karbondioksitin yüzde 56’sını ormanlar, topraklar ve okyanuslar emdi. Doğanın yardımı olmadan, dünya çok daha sıcak ve yaşaması zor bir yer olacaktı… Ancak “karbon yutağı” olarak da anılan bu müttefiklerimiz, doygun hale gelme işaretleri gösteriyor. Yani karbon emme kapasitelerini kaybediyor. İnsanların neden olduğu, karbon yutaklarının yakaladığı karbon oranının bu yüzyılın sonuna doğru düşmesi bekleniyor.

SUÇLU ‘İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ’ : Raporda, insanların neden olduğu küresel ısınmanın sıcak hava dalgası, kasırga veya orman yangını gibi şiddetli hava olaylarının sıklığını ve/veya şiddetini ne kadar arttığını ölçme konusunda, yeni bir alan olan ‘ilişkilendirme biliminin’ ilerlemesi vurgulanıyor. Birkaç hafta önce bilim adamları, Haziran ayında British Columbia'da yaşanan rekor yükseklikteki sıcak hava dalgasının iklim değişikliğinin etkisi olmasa “kesinlikle yaşanmayacağını” belirlemişler.

DENİZ ÇOK DAHA HIZLI YÜKSELİYOR: Dünya genelinde okyanuslar 1900 yılından bu yana 20 santimetre yükseldi. Artış hızı son 10 yılda 3 katına yükseldi. Antarktika ve özellikle Grönland'ın üzerinde parçalanan ve eriyen buz tabakaları, buzul erimesinin yerini aldı. Küresel ısınmanın 2 °C’yi aşmaması sağlanırsa, okyanus yüzeyi 21. yüzyılda yaklaşık yarım metre yükselecek. 2300 yılına kadar 2 metreye ulaşacak. Yani IPCC tarafından 2019’da yapılan tahminin 2 katı… Buz tabakalarıyla ilgili kesin tahminde bulunmak güç. Bu nedenle bilim insanları, en kötü emisyon senaryosunda öngörülen, ‘2100 yılına kadar su seviyesinin 2 metre yükseleceği’ tahminini net bir şekilde eleyemiyor.

GEÇMİŞTEN GELEN KORKUTUCU UYARILAR: Paleoklimatoloji (Dünyanın geçmişteki iklimiyle ilgilenen bilim dalı) alanındaki gelişmeler, bazı ciddi mesajlar veriyor. Örneğin, sıcaklıklar en son 125.000 yıl önce bugünkü kadar yüksekmiş. O tarihlerde deniz seviyesi 5-10 metre daha yüksekmiş. Bu da birçok kıyı kentinin sular altında kalması anlamına geliyor. 3 milyon yıl önce, atmosferdeki karbondioksit seviyesi bugünküyle aynıyken ve sıcaklıklar 2.5 °C - 4 °C arası daha yüksekken, deniz seviyesi 25 metre daha yüksekti.

METAN GAZINA DİKKAT: Karbondioksitten sonra en önemli 2. sera gazı olan metanhakkında, raporda her zamankinden daha fazla veri var. Emisyonun engellenmemesinin Paris Anlaşması hedeflerini sekteye uğratabileceği ifade ediliyor. İnsan kaynaklı metan kaynakları 2 ana grupta toplanıyor. İlkinde, doğal gaz üretimi sızıntısı, kömür madenciliği ve atık gömme var. İkinci grupta ise hayvancılık ve gübre işleme… Metan, ısıyı tutmada karbondioksitten çok daha etkilidir. Bugün, son 800.000 yıldaki en yüksek metan seviyesi söz konusudur.

BÖLGEYE GÖRE DEĞİŞEN KOŞULLAR: Gezegenimizin bazı bölümleri daha hızlı ısınıyor. Örneğin, Kuzey Kutbu'nda, en soğuk günlerin ortalama sıcaklığının, dünya geneli küresel ısınma ortalamasından 3 kat hızlı artması bekleniyor. Deniz seviyesi tüm dünyada yükseliyor. Ancak kıyı bölgelerinde, dünya ortalamasının yüzde 20 üzerinde yükselmesi bekleniyor.

ÖNEMLİ EŞİKLER: IPCC, iklimdeki “ihtimali düşük, etkisi yüksek”, geri döndürülemez nitelikteki değişimlerin önemli eşikler olduğunu savunuyor. Buna örnek olarak denizleri 10 metreden fazla yükseltebilecek kadar su tutan buz tabakalarını, milyarlarca ton karbon tutan permafrostun erimesini ve Amazon'un tropik ormandan savanaya dönüşümünü veriyor. Raporda, “İklim sisteminin ani tepkileri ve eşik noktaları… göz ardı edilemez” deniyor.

Başta da söylediğim gibi masum değiliz hiçbirimiz