GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Harun ÖZDEMİR
YAZARLAR
1 Haziran 2021 Salı

Mafyanın mekaniği

Dünyanın neresinde “mafya-hükümet” çatışması yaşanmışsa o ülkede “hükümet yıkılmıştır”.

Hükümeti yıkan mafyanın gücü değildir, kimse yanlış anlamasın. En kötü devlet düzeninde bile birbiriyle çelişen yasaların el yordamıyla oluşturduğu bir hukuk düzeni vardır!

Bu koşullarda idare etme gücünü elinde bulunduranlar, gün gelir hesap soran birileri çıkar korkusu ile “yasa dışı” işleri mafya tipi örgütlere yaptırırlar.

Mafya; küçük yaşta suç ortamında yetiştirilmiş, hakikaten serdengeçti tiplerin liderlik yaptığı örgütlerdir.

Örgütün alt kadroları ise istikbal vadeden, gözünü budaktan sakınmayan gençlerden oluşur.

Mafyanın kendine göre bir adalet anlayışı ve kazanç kapısı vardır. Çalışmakla elde edilemeyecek kazançların elde edilmesi zor değildir. Bu nedenle kazanmak ve harcamak sorun olmaz.

İşlerin yolunda gittiği günlerde mafya, içinde siyasilerin de bulunduğu “itibarlı” insanlar adına her işi yapar. Herkes kazanır, kaybeden ise devlet ve millettir.

Bazen mafyanın vergi ödediği de görülmüştür. Ama saf olmamakta yarar var, mafyanın vergi ödemesi nadirattandır.

Mafyanın en kolay para kazandığı sektör uyuşturucudur. Buna silah, kumar, altın, tarihi eser, her türlü kıymetli taş, borç-alacak tahsilatı, büyük işletmelerin mahkemelerle kısa sürede çözülemeyecek anlaşmazlıkları da hatırı sayılır kazanç kapılarından bazılarıdır.

İnanmakta zorluk çekenler olabilir, uranyum gibi nükleer enerji veya silah yapımında kullanılan stratejik ürünlerin de mafya üzerinden kaçakçılığı yapılmaktadır.

Tv ve filmlerde gördüğümüz çok özel araçlarda ve kıyafetlerle sadece teknik elemanların taşıdığı uranyum gibi maddeleri, örneğin 3.5 kg uranyumu Bursa’da semt pazarında naylon bir poşet içinde görseniz inanmazsınız.

Kısaca özetlemeye çalıştığım mafyanın iştigal alanında mafya-siyaset-iş dünyası-medya-güvenlik bürokrasisi kazanırken kol koladırlar. İşin en önemli noktasında yargı elemanları da var ki unutmamak gerekir.

İşler yolunda giderken kimlerin kimlerle kol kola olduğu sorun teşkil etmez. Kıyamet nerede kopar derseniz ya paylaşımda ya da bir savcı veya gazetecinin işi korkusuzca kurcaladığı yerde!

Bu durumda genellikle gemiyi ilk terk edenler siyasilerdir.

Fakat bazen sorunun olduğunu son duyan siyasiler olduğu için bütün kabak iktidarın başına patlar.

Sedat Peker vakasında olduğu gibi kabak siyasilerin başında patladığında daha çok ses getirecektir ve kuşkusuz hükümet de düşecektir.