GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Harun ÖZDEMİR
YAZARLAR
30 Eylül 2022 Cuma

Krizin nedenleri

Kamu kaynakları yolsuzlukla ve israfla tüketiliyorsa o ülkede “ekonomik bir düzen”den söz edilemez. 

Türkiye zaman zaman ekonomik krizler yaşardı. Ama hiçbir kriz bu kadar uzun sürmezdi. 

Hesap vermeyen ve hesap sorulmasından da hazzetmeyen bir iktidarın ekonomi konusunda doğru bilgi vermesi beklenmiyor. Nasıl olsa açıklanan her rakam gerçek dışı. 

Durum bu kadar net iken hükümete akıl vermeye çalışan kimi vatan evladı “ben olsam…” diye söze başlıyor. Çok ilginç! 

Bir başkası ise “bu millette akıl olsa…” diye söze giriyor. Zor olan bunları anlamak.  

Her sorunun bir başlangıç noktası vardır. Yaşadığımız sorunların da başlangıç noktası “yeni tip yolsuzluklar” olmalı. 

Her düzenin bir mekaniği var. Türkiye’de yirmi yıldır uygulanan ekonomik, sosyal ve siyasal düzenin de bir mekaniği var: 

Ekonomi gittikçe tekelleşecek, siyasal yapı da tiranlaşacaktır. Bundan kuşku duyamayız. 

Bu modelde ters giden bir nokta var: 

Seçimler yapılmaya devam edecekse bu sistem kontrol dışı patlayacaktır. 

Çünkü ekonomi tekelleşirken, siyaset tek adama evrilirken oy kullanan seçmenin %51’ini bir çatı altında toplamak mümkün olamayacaktır. 

Bu kesindir. 

Görüldüğü kadarıyla sistemde gözle görülür çelişkiler var. Sistem yürümeyecektir. 

Menderes’in Demokrat Parti’sinin demokrasiden anladığı çok yalındı: Bir fazla oy al, Türkiye’yi, belediyeleri… istediğin gibi yönet. 

Kanunların değil; oylamalarda bir fazla oyun üstünlüğü vardı. 

Bu sistem zorluklarla en fazla on yıl yürütülebildi, sonrası malumunuz. 

Sanki Türkiye bunları hiç yaşamamış, hiç ders almamış gibi, daha da kötüsü Meclis’lerin üstünlüğü bir kişinin kararına bağlandı. 

Hukukun üstünlüğü yerini bir adamın iradesi aldı.