GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
15 Şubat 2017 Çarşamba

Kız kardeşi Atatürk'ü anlatıyor

Kitabın adı Büyük Kardeşim Atatürk. Yazarı Makbule Atadan. Yeni bir kitap değil. İlk olarak 1953 yılında Yeni İstanbul Gazetesinde Makbule Atadan’la yapılan söyleşiler, ikinci baskısını 2016 yılında yapmış. Şimdi herkesin okuması için kitapçılarda. Mutlaka okunması gereken kitapların başında geliyor…

Acısıyla tatlısıyla paylaşılan anılar Selanik’te başlıyor. Öncelikle o yıllardaki Selanik’teki, Osmanlı’daki hayat, evlilikler, kadınların yaşadıkları dar ve hiçbir haklarının olmadığı bir Osmanlı dünyası, bu Osmanlı dünyasındaki annelerinin genç kızlığı, evliliği, babaları, onlardan önce doğan, birkaç yıl yaşayıp hastalıktan ölen kardeşleriyle başlayan kitap daha sonra babalarının kaybı ve çiftlik hayatı ile devam ediyor…

İçten bir samimiyetle anlatılan yaşam kitabı okurken beni içine o kadar çekti ki ben de o günleri Makbule ve Atamızla yaşamaya başladım adeta. Onlarla kırlarda koştum, karga yavrusunu, yavru köpekleri besledim, Selanik’te anneleri Zübeyde hanımın yaşadığı dar ve baskı dolu yaşamı yaşadım, Atamızla okula gitmenin, bir şeyler okumanın zorluğunu paylaştım. Makbule Atadan’ın samimi dili beni kucakladı…

Birkaç yıl önce Soroptimist International adına Liderlik dersleri vermeye Makedonya’ya gitmiştim. Tabii ilk durağım Manastır olmuştu, oralarda bu ufak kentin adı Bitola. Atamızın okuduğu şimdi müze olan askeri okula gitmiş, karış karış dolaşmıştım o müzeyi. Fonda çok hoş bir müzik ve seslendirme Atamızı anlatıyordu, Atamızın bazı eşyaları, duvarlara yazılmış tarih ve Atamıza ait bilgiler hem Türkçe hem Makedonca hem de İngilizce, Türkiye’deki birçok Atatürk Müzesinden daha iyiydi. Hem bilgi hem sunuş olarak.

Ağladığımı anımsıyorum müzede. O kadar etkilenmiştim ki, üst kata çıkan tırabzanları okşayıp “Atam bu tırabzanlardan mutlaka kaymıştır” demiştim. 34 yıllık bir öğretmen olarak, lise öğrencilerinin tırabzanlardan nasıl kaydıklarını çok iyi bildiğimden… Duvarlara dokunuyordum, Atamın da eli değmiştir bu duvarlara diye… Manastırdaki o askeri okuldan çıkarken gözlerim kan çanağıydı ağlamaktan… Aynı bu kitabı okurken olduğu gibi…

Çok kitap okudum Atamız hakkında. Mesleğim gereği (üniversitede verdiğim liderlik dersleri) çok sözünü ettim. Adım adım izini takip ettim. Defalarca Selaniğe gittim, her müzesini gezdim, Manastır dahil… Dünyanın bir dünya lideri olarak kabul ettiği, takip ettiği, ölümsüz Atamızı hem öğrencilerimize hem de yabancılara ders olarak anlattım…

Bu yıl Oxford’da ikamet ediyorum ama adım başı Atamızın adını duyuyorum. Ne kadar gurur duyuyorum… Dünyada iz bırakmış bir lidere sahip olduğumuz için ne kadar şanslıyız…bu hissiyatlarla bu kitabı okurken içim sımsıcak oldu, sizlere de okumanızı öneririm bu samimi, içten kitabı…