GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
8 Nisan 2015 Çarşamba

İzmir’in listeleri…

CHP listelerindeki eksiklikleri anlattık dün…
Ama aynı listenin fazlalığından söz etmedik.
İzmirlilik konusunda 10 üzerinden ancak 5 verebildiğimiz CHP listelerinin ideolojik birikim konusunda 10 üzerinden en az 8 hatta 9 alabileceğini görüyoruz.
Mustafa Balbaylı, Tuncay Özkanlı, Atilla Sertelli, Zeynep Altıoklu, Aytun Çıraylı, Musa Çamlı ve de Tacettin Bayırlı listesi ile CHP son dönemlerde yorulan seçmenini 7 Haziran’a rahatlıkla motive etmeyi başaracaktır. Lakin listenin en doğru, en heyecan verici isimlerinden birinin Aydın Sökeli Roman kökenli Özcan Purçu olduğunu kabul etmek zorundayız.
Hükümetin 2009’dan bu yana bir arpa boyu yol kat edemediği Roman açılımının karşılığı Özcan Purçu… Çadırda dünyaya gelen ve bir Roman olarak doğmanın tüm olumsuzluklarını üzerinde taşıyan Purçu’nun Martin Luther King’in ‘bir hayalim var’ diye başladığı Obama’nın yarım asır sonra ABD Başkanı olunca tamamlanan cümlesine çok benziyor.
Kentin hatta ülkenin TBMM’ye gitmeye hazırlanan ilk Roman vatandaşı olarak aynı zamanda Türkiye’nin 90 yıllık ayıbını da kapatmaya talip olan Purçu’nun karşısına AK Parti’nin 7. Sıraya koyduğu Cemal Bekle’nin ‘bizim mahallede’ ‘dolgu malzemesi’ muamelesi görmesi şaşırtıcı olmaz.
Sadece İzmir’de değil Romanların yaşadığı tüm kentlerde CHP için çalışacağını açıklayan ve TBMM’de Roman vatandaşların barınma, eğitim ve meslek edinme gibi temel sorunlarının çözümü için ter dökeceğini söyleyen Purçu’nun CHP’ye fazladan 3 milyon oy vaadi biraz uzak görülse de Kılıçdaroğlu’nu bu tercihi için kutlamak gerekiyor.
Biraz da AK Parti’nin listelerine bakalım…
Genel itibarla AK Parti’nin ülke genelindeki listelerindeki en doğru hamle
Türkiye Cumhuriyeti’ni ’90 yıllık reklam arası’ olarak tanımlayan Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşçu’nun üzerinin çizilmesidir.
Ağırlıklı olarak değişim ve yeni yüzlerin yer aldığı listelerin hem Erdoğan’ın hem de Davutoğlu’nun izlerini taşıdığı söylenebilir.
Yani söylenildiği gibi ‘Davutoğlu’na belirli sayıda kontenjan ayrılacak’ değerlendirmesi gerçeği yansıtmıyor. Ama listeleri yüzde yüz Davutoğlu yapmıştır demek de mümkün değil…

İzmir listelerindeki en büyük sürpriz mevcut vekillerle ilgili oldu.
İl başkanlığından vekilliğe yükselen Ali Aşlık, Aydın Şengül’ün yanı sıra Balkan camiasının temsilcisi olarak sunulan Rıfat Sait ve de İlknur Denizli’nin dışarıda kaldığı listelere sadece Hamza Dağ ve Nesrin Ulema’nın yazılması sürpriz olarak kabul edildi.
Dışarıda bırakılanlar arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan yapısına çok yakın Karadeniz ekolünden Aydın Şengül ve Ali Aşlık’ın olması kimileri için daha büyük sürprizdi.
İlknur Denizli’nin Nükhet Hotar’ın gelişiyle birlikte liste dışı bırakılabileceği öngörülüyordu.
Rıfat Sait’in de Cemil Şeboy’un gelişiyle gittiği kesindi.

AK Parti listelerinde belirgin bir şekilde görülen şey, referansı Binali Yıldırım olan isimlerin ya liste dışı kalmış yahut listenin dibine yazılmış olmasıydı
. Yıldırım’ın Danışmanı ve de yakını Ömer Sertbaş’ın 12. Sıraya yazılması aynı ekiple birlikte hareket eden ve temayül birincisi olduğu sızdırılan Atilla Kaya’nın da listenin sonlarına yazılmasının anlamı başka ne olabilirdi?
Yıldırım ile Davutoğlu arasındaki ‘Genel Başkanlık seçiminden baki’
soğuk savaşın izleri İzmir listelerine çok belirgin şekilde yansımıştı.
Davutoğlu Yıldırım’a dayanan yapıyı önemli ölçüde tıraşlarken Erdoğan’a sadık çok sayıda isme de listesinde yer vermeyi ihmal etmemişti.
AK Parti’nin kurucuları arasında yer alan Kerem Ali Sürekli’nin adaylığı, emeğin karşılığı anlamında son derece değerli bir tercihti. Sürekli’nin vekilliğe yaklaşması sadece temayül oylamasında ona destek olanları değil teşkilatın tüm kademelerinde memnuniyetle karşılandı.
Her iki bölgede de beşinci sıra adayları evlere şenlik…
Hatta ithal adayı tartıştığımız kente Ozan Ceyhun gibi Alman Sosyal Demokrat Parti ve Yeşiller Partisi’nden bir ismin yazılması manidardı.
Biz İzmir dışından adaylara defans yapmaya çalışırken Almanya’dan gelen ve yakın zamana kadar Sarıgül’ün danışmanı olarak anılan bir ismin gelişi karşısında nutkumuz tutuldu.
Ozan Ceyhun’u görünce Tunceli Üniversitesi Rektörü 2. Bölge 5. Sıra adayı Durmuş Öztuğ’a ‘ithal’ demek abes bile kaçabilir. Hatta rakip partiden ithal edilen ve Roman aday Cemal Bekle gibi 7. Sıradan değerlendirilen Savcı Sayan’a da ithal demekte zorlandım doğrusu Almanya’dan ithal Ceyhun’u görünce…
Ve hem Ozan Ceyhun hem Durmuş Öztuğ’u görünce onların bir altına yazılan Dr. Mehmet Bayındır ve Necip Nasır’a üzüldüm. Çünkü kentin yetiştirdiği nitelikli siyasetçilerin torpilli ithal adayların altında kalmasını doğrusu onaylamam mümkün değildir. 
Kaldı ki İzmir’de hiçbir karşılığı olmayan bu iki isim belki de AK Parti’ye 2 vekile mal olabilir.
Buca’daki yarışın ardından aktif siyasete nokta koymaya hazırlanan Cemil Şeboy’un yeniden siyaset sahnesine çekilmesi hem temsil ettiği kitleler açısından hem de İzmir siyaseti açısından büyük kazanç… Başka İl Başkanı Bülent Delican olmak üzere Şeboy hamlesinde emeği geçenleri kutluyorum.
Hüseyin Kocabıyık’la ilgili yorum yapmama hakkımı kullanmak istiyorum.
Ama CHP’nin 3 gazeteci ile sahaya çıkmasının Kocabıyık’ın tercih edilmesinin önünü açtığını düşünüyorum.
Liste başlarına gelince;
Veysel Eroğlu’nun kente ihtiyacı olan enerjiyi verecek bakan olduğundan şüpheliyim. Orman ve Su Bakanı Eroğlu’nun tarımsal sulama projelerinin yoğun olduğu 2. Bölge yerine birinci bölgeye kaydırılmasını da anlamış değilim. Kaldı ki yanlış yönetilen ve de AK Parti’ye ağır bir siyasi fatura çıkaran İzmir’in arsenikli suyu tartışmasında da Bakan Eroğlu’nun iyi bir sınav verdiği söylenemez.
Hani 2008 yazında Melih Gökçek’in başlatıp Bakan Eroğlu’nun seçim bölgesi Afyon’daki değerleri görmezden gelip günaşırı İzmir’in suyu hakkında konuştuğu süreçten söz ediyorum.
İkinci bölgedeki liste başı Borsa Başkanı İbrahim Turhan’ın kıyıdan köşeden İzmirliliği bir avantaj gibi görünse ve de ‘Babacan’ın yerini alacak adam’ olarak sunulsa da Kılıçdaroğlu’nun liste başı olduğu, Balbay, Sertel, Zekeriya Temizel gibi isimlerin olduğu karşı listeyle başa çıkacak siyasi tecrübeden uzak olduğu ortada…
Sanıyorum partinin üst yapısındaki mücadele, derin hesaplaşmalar AK Parti’yi böyle bir listeye mecbur ve de mahkûm etti.
MHP’ye gelince; 1999’dan bu yana aynı isimlerin demirlediği bir İzmir listesi söz konusu…
Oktay Vural ve Kenan Tanrıkulu’na yönelik teşkilat teyakkuzu sonuç vermemiş olsa da İzmir teşkilatı 2 ve 3. Sıralarda istediğini almış görünüyor. Her ne kadar Altay’da kötü günler geçirse de Alsancak Devlet Hastanesi’nde uzun yıllar başhekimlik yapan kentte tanınan/sevilen Dr. Aslan Savaşan ve Bornova siyasetinin yakından tanıdığı işadamı Murat Koç’un 2. Sıraya oturması İzmir teşkilatını memnun etmiş görünüyor.
Üçüncü sıralara yazılan Sanem Kılıç ve de Neslihan Çelik’in de varlığı İzmir teşkilatı için ayrı bir motivasyon nedeni…
Tabi ki yerel seçimin başarılı aktörü Murat Taşer’in dördüncü sıradan yazılması düşündürücü…

DEVAM EDECEK…