Belki de artık an meselesi,
İzmir'de bir sabah uyanıp...
İnciraltı Kent Ormanı'nda yürüyüşe çıktığımızda denize nazır pavyonlar için EXPO inşaatı başladığını,
Elimizde filemiz Üçkuyular pazarına gittiğimizde ıspanak, patates tezgahlarının yerinde Türkiye'nin en büyük İstinye Parkı'nın oturduğunu,
Devlet Hastanesi diye koştuğumuz acil servisin aslında artık İzmir'e kuş bakışı bakan lüks bir site olduğunu,
Çocuklarımız Gazi İlkokulu'na, Atatürk Lisesi'ne, Namık Kemal Lisesi'ne, Kız Lisesi'ne, Bornova
Anadolu Lisesi'ne derse gittiklerinde rezidanslar, AVM'ler, gökdelenlerle karşılaştıklarını,
Sümerbank arazisi diye bilinen 40 bin metrekarelik alanda bahsi geçen Ege Uygarlıkları Müzesi yerine kişiye özel tahsis edilmiş otel zinciri açıldığını,
Altay'ı alkışlamak için Alsancak Stadı'na gittiğimizde yeşil çim sahanın yerinde liman manzaralı gökdelenler inşa edildiğini,
Bornova Ağaçlı Yol üzerinde Berlin duvarı gibi yükselen AVM ile kuşatıldığımızı,
Göreceğiz...
- Kentin göbeğinde 33 bin metrekare alan üzerine kurulu tarihi Atatürk Lisesi, peh peh peh...
- Bornova'nın en kıymetli yerinde 20 bin metrekare üzerine kurulu Bornova Anadolu Lisesi, üfff...
- Ne öyle Gazi İlköğretim Okulu, Alsancak'ın göbeğinde canım tek taş gibi parlıyor...
- Güzelbahçe'de Maltepe Askeri Lisesi'nin devasa kampüsü denize karşı püfür püfür, aleni israf zaten...
- Hımm, 420 bin metrekare Kültürpark alanı da öyle boş boş duruyor...
- Cumhuriyet Meydanı da fazla büyük, Atatürk Heykeli'ni biraz kenara çekersek...
Hayaldi, gerçek oluyor...
Çünkü "İzmir İçin İnşaat Vakti" geldi, çattı.
Beton lobisi İzmir'de AVM ve gökdelenlere yer açmak için kolları sıvadı.
Okullar, hastaneler, pazar yerleri dışarı; AVM'ler rezidanslar içeri.
Bu vahşi cüretle çetin bir mücadele bekliyor İzmir'i.
Ancak bu mücadele güçlü bir samimiyet testiyle olur.
Kamu alanlarının içine pazar yerlerinin de girdiğini unutmadan olur.
Madem bıçak kemiğe dayandı, siyasetçi, sivil, partili partisiz, genç, yaşlı, özel sektör, kentli, köylü herkesin elele vermesiyle olur.
"İzmir'i Ham Yapma Haritası" nı ele güne ilan etmekle olur.
Evet, İzmir haritasını açınız önünüze.
Ve işaretleyin bu alanları tek tek. Yazın üzerlerine.
Satılacak hastane binalarını, yıkılacak tarihi okulları, akıbeti meçhul pazar yerlerini bir bir işaretleyin. Anlatın İzmirliler'e.
Ev ev, kapı kapı dağıtınız "İzmir'i Ham Yapma Haritası"nı...
İşgal haritasını koyunuz İzmirliler'in önüne.
Bakalım İzmirliler ne diyecek bu ham hum şaralop işlerine.
Kızılderili Reisi'nin "Son ağaç kesildiğinde, son nehir kirlendiğinde, son balık avlandığında; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak" sözündeki gibi,
Çok geç olmadan.