GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Metin ÖNEY
YAZARLAR
16 Ekim 2018 Salı

İş Bankası

Rahip tahliye oldu ve gitti.

Zaten tahliye olmuştu ama “ev hapsi” verilmişti.

Şimdi ABD de.

Akşener’in sorduğu soruyu bir kez de biz burada soralım:

Casus idiyse verilen ceza ne için?

Casus değildi ise iki buçuk yıl neden tutuklu kaldı?

Ve bu sebeple ileri sürülen “dış güçler” ve “ekonomik kriz” ne oldu?

Neyse…

Biz konumuza gelelim.

Bu yazı yayınlandığında belki de İş Bankası ile ilgili yasa değişikliği yazılıp TBMM’ye sunulmuş olacak.

Ben burada, bankanın gelirlerinin dağıtılması ile ilgili konuya girmek bile istemem… Çünkü konu “gelirin dağıtılması” meselesi değil, “Hukuk Devleti” ilkelerinin yürüyüp yürümediğinin tespiti meselesidir.

Böyle bir girişim öncelikle:

Anayasa’ya aykırıdır.

Sonra “Miras Hukuku”na aykırıdır.

Sonra özgür irade ile yapılabilen “Vasiyet Hukuku”na aykırıdır.

Ve sonra “Hususi Hukuk” kurallarına aykırıdır.

Ve Atatürk’e saygısızlıktır…

Anayasa’ya aykırıdır, çünkü:

Anayasanın 134. maddesinin 2. fıkrası konuyu açık bir biçimde düzenlemiştir. Vasiyetin icra edilmesi görevi CHP ye verilmiştir.

Miras hukukuna aykırıdır, çünkü:

Yasa ile miras hukukunun geçerli kuralları değiştirilemez. Hukuki istikrar bunu gerektirir. Kimin ne zaman ne kadar miras alacağının; ki burada herhangi bir parasal durum söz konusu değildir, böyle her seferinde yasa ile değiştiği takdirde hukuksal istikrardan söz edilemez.

Vasiyet hukukuna aykırıdır, çünkü:

Kişi mirasını belli şartlar çerçevesinde (mahfuz hisseyi aşmamak üzere) dilediği tarzda vasiyet düzenleyebilir ve ilgili mercilerin görevi bu vasiyeti icra etmektir.

Atatürk bir vasiyet düzenlemiş ve İş Bankası’ndaki hisselerini bu vasiyet çerçevesinde yerine getirilmesini istemiştir. Yasa ile vasiyet değiştirildiği takdirde artık özgür irade ile vasiyet düzenlemesinin imkanı kalmayacaktır, siyasi iktidar vasiyet yazma özgürlüğünü de tekeli altına almış olacaktır.

Hususi Hukuk kuralarına da aykırıdır. Böyle bir yol açıldığında yasa ile şirketlere de el koymak, yönetimlerini değiştirmek gibi hukuk dışı yollara imkan verilebilecek demektir. Bugün vasiyet üzerinde yasa ile değişiklikler yapmaya kalkan irade, yarın özel hukuktan doğan ticari, medeni ve sair haklar üzerinde de yasal değişikler yapabilecek demektir ki, böyle bir tasarrufu ne Anayasa ile ne de Hukuk Devleti ilkeleri ile izah mümkün değildir.

Ve Atatürk’e saygısızlıktır, çünkü:

Ulu Önder bir vasiyet düzenlemiştir ve bu güne kadar o vasiyete (ihtilal hariç) dokunulmamıştır ve doğrusu da budur.

Sonuç olarak şunu ifade edelim ki; “demokrasi” çoğulcu bir sistemdir ve fakat asla “çoklukçu” bir sistem değildir”… Kısaca kalabalık olanın her şeyi yapabileceği bir sistem değildir…