GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Kemal ARI
YAZARLAR
11 Nisan 2022 Pazartesi

İnsanı sevmekle başlıyor her şey!

Soralım:

“Sevgi çok mu gerekli?”

Yanıt:

“Evet; çok, çok gerekli… Ekmek kadar, su kadar...”

Eğer sevgiyi atarsa insanlık yüreğinden, dünya koskocaman bir barbarlar diyarına döner. 

Diyeceksiniz ki, bugünkü dünyada sevgi mi var?

Soruya soruyla yanıt verelim:

Olsaydı bugün, Ortadoğu'daki zavallı halkların haline bakın; onca bombalar acımasızca o coğrafyadan bu coğrafyaya savrulur muydu? Parçalanan, ölen, yaralanan, ailesini yitiren, köyünü yurdunu terk eden, tecavüze uğrayan; insanlığın asla bu yüzyılda kabul etmemesi gereken işkencelerle karşılaşan şu zavallı insanlara bakarak, nasıl sevgiden söz edebiliriz?

Soru çok doğru…

Ben de aynı düşünüyorum ve insanlığın şu haline bakarak, elbette derin acılar duyuyorum.

Zavallı insanlık ve zavallı ezilen, horlanan, halit görünen insancıklar...

Ancak sevgili arkadaşlarım:

Gelin birlikte düşünelim:

Diyelim ki,kış kıyamet... 

Her taraf buza kesmiş.

Dışarı burnunuzu uzatamıyorsunuz. 

Boran, fırtına almış başını, kar yığınlarını bir yandan öte yana dağıtıp duruyor. 

On dakika dışarıda kalsanız, donacakmış gibi soğuğun etkisi altındasınız... 

Sanıyorsunuz ki güneş hiç doğmayacak, bu beyaz cehennem sizi ve insanları yutacak, yok edecek...

Karda, kışta çoluk çocuk ne yer, ne içer? 

Uzak yerlerde, dağlarda, mezralarda, insanın bile zor ulaşabildiği diyarlarda yoksul evleri aklınıza geliyor. 

Kıl çadır içine sığınmış göçerler; küçücük çalıdan daldan yapılmış kulübesine sığınmış yoksul aileler...

Ayakları donmuş, sırtı elbisesiz, ağzı burnu akan, donmuş ve kanlanmış gözleriyle size yardım ister gibi bakan sabi-sübyan...

Kar altında yoksul ve zayıf bedenler savruluyor...

Ezilenler her yerde yığın yığın, ecinniler şeytan olmuş..

Merhamet kapı bucak yok olmuş.

Ancak doğanın yasasıdır:

Her şeyin sonu vardır.

Başlayan her şey,  an gelir biter...

Böyle bir dünyada bir bakıyorsunuz fırtınalar durmuş, karların arasından küçük bir kardelen başını uzatmış, size gülümsüyor.

İşte o kardelen, sevgidir.

O an nasıl yüreğinizi bir sevgi halesi kaplar, yüzünüz güler, derin bir nefes alırsınız; çünkü biliyorsunuz ki o gelecekte çiçek tarlasına dönmüş bir dünyanın muştucusudur.

Doğa insanın içinde yaşadığı, aklınızın asla eremeyeceği bir mükemmel dokudur. 

Ve aslında siz onda yalnızca küçük bir ayrıntısınız. 

Ancak yine biliyorsunuz ki yalnız sizin ve insanlığın değil, koskoca dünyanın geleceği de sevgiye bağlı.

Sevgi büyütülmesi, çoğaltılması gereken bir şey.

Bunu çocuklarımıza yaşatmak, gelecek için inanın tek güvencimiz. 

Çünkü sevgi yitirirse, nefret kazanır. 

Sevgi, barışı getirir. 

Batış yitirirse, savaş kazanır.

İnsanın yüreğinde kötü olan şeylerle iyi olan duygular yan yanadır. 

Her şey sizin ağırlığı nereye vereceğinize bağlı!

Nefreti beslerseniz, diktatörlüğe kadar gider iş.

Sevgiyi beslerseniz, dünya bir gün siz ve sizin gibilerin el ele tutuşmasıyla bir barış küresi halini alabilir.

Yüreğimizde ne umudumuzu ne de sevgiyi eksiltebiliriz.

Şairin dediği gibi:

"Bir insanı sevmekle başlayacak her şey!"

Ben daha ileri gideyim; bir kuşu, güvercini, bir çiçeği, kapınızın önünde bir parça ekmek atacaksınız diye ayaklarınıza dolaşan sahipsiz kedileri, köpekleri tiksinmeden okşamayı göze alabildiğiniz an başlayacak her şey...

O her şeyin harcı, sevgidir.

Hadi, erinmeyin:

Sokakta açlıktan kıvranan sahipsiz köpeklere ve kedilere bir parça su, bir parça yiyecek başlayın her şeye!

Bir düşkünüm omzundan tütün, ağlayan bir çocuğa bir horoz şekeri uzatın.

Nefreti öldürün içinizde, sevgiyi canlandırın… 

Göreceksiniz, karanlıklar ışımaya, kötülükler azalmaya, ağlayan insanlık gülümsemeye başlayacak...

Dünyayı, bir yudum sevgi kurtaracak...

Var mısınız?