GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
19 Ağustos 2021 Perşembe

İkinci jenerasyon bağcı, kadın çiftçi: Ayşe Baykan

Yıllar önce, üniversitede, elektronik mühendisliği öğrencisi olduğum 110 kişilik sınıfın tek kız öğrencisiydim. Öğrenciliğim bittikten tam on yıl sonra yönetici olduğumda ise alanımdaki yüzlerce erkek arasındaki tek kadın yöneticiydim. Azınlıkta olmanın, tek ve toplantı masasında yalnız olmanın ne olduğunu, güçlüğünü daha gençlik yıllarımda öğrendim.

Mühendislik ve yöneticilik ne kadar erkek mesleğiyse çiftçilik de, gemi kaptanlığı gibi bir o kadar erkek mesleği. Bu erkek dominant meslekte bir hemcinsimin çalışmalarını tanıyınca hemen tanıtmak ve hemcinslerimize örnek olması için paylaşmak istedim. Kadın çiftçi Ayşe Baykan’ın kendi ağzından çiftçilik öyküsünü dinleyelim:

“Bağcılığa başladığım ilk yıllarda bir şarap üreticisi ‘’Ne kadar güzel, ikinci jenerasyon bağcısınız’’ demişti. O zaman bunun ne ifade ettiğini anlamamıştım. Sanayileşen ve kentleşen Türkiye’de ailelerin tarımda gelecek yok endişesi ile çocuklarını ziraata yönlendirmedikleri, kırsaldaki arazilerini icara vererek kentlere taşındıkları, özellikle kadınların tarımsal faaliyetlerden iyice uzaklaştıkları bir gerçek.

Ben de aynı nedenlerle Ziraat Fakültesinde okumayı seçmedim, ailem de beni bu konuda yönlendirmedi. İzmir Amerikan Koleji ardından Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesini bitirdim. Pazarlama Yüksek Lisansı yaptım. Oğlum dünyaya geldikten sonra tarih, arkeolojiye olan ilgim, gezgin ruhumla birleşince serbest bir iş olan Turist rehberliğini meslek olarak seçtim. Türkiye’nin her köşesinde rehberlik yaptım. Ancak toprak ve üzüm bağlarından hiçbir zaman kopamadım. Türkiye’nin ilk ziraat mühendislerinden olan merhum babam Yılmaz Gürsel’in kurduğu şaraplık üzüm bağlarında babamın yanında dolaşma ile başlayan bağcılık ve ardından şarap serüvenim, yıllar geçtikçe sorumluluğu devralmam ile farklı bir boyut kazandı.

Şaraphanelerin istediği kalitede üzüm üretebilmek için daha çok öğrenmem, yenilikleri takip etmem ve uygulamam gerekti. Bağcılığın yanında sahip olduğumuz arazi de bağ dışında farklı ürünlerle üretimimizi çeşitlendirdik. Hangi ürünün ekileceğine karar vermek, maliyetleri gözetmek, pazar bulmak, iyi fiyattan ürünü satmaya çalışmak ve her şeyden daha önemlisi bir kadın olarak dik durabilmek gerekiyordu.  Önceleri kendi yakın çevrem kadın olarak tarımla uğraşmamı anlamadı, kırsalda ise erkekler bir kadından talimat almaktan hoşlanmadıama zamanla herkes bu duruma alıştı ve saygı çerçevesinde işleri yürüttük.

Ana faaliyetimiz şaraplık bağcılık olduğu için iyi şaraplık üzüm üretmeye odaklandım. 2000’li yıllar Türk şarapçılığında devrim yaşandı. İthal şarap ile birlikte Türk şaraplarının kalitesi iyileşmeye, şaraphaneler daha kalite üzüm talep etmeye başladı. Biz de sulama, budama sistemlerimizi değiştirdik ancak tam olarak ne istediklerini anlayabilmek için şarabı öğrenmem gerekiyordu. Şarap konusunda kendimi geliştirebilmek için şarap kurslarına katıldım. University of California, Davis Introduction to Wine Sertifikası ve dünya şarapçılığını öğrendiğim, şarap eğitmeni olmamı sağlayan Wine and Spirit Education Trust (WSET 3) Şarapta Uzmanlık Üçüncü Seviye Sertifikasını aldım. Amatör olarak şarap yapmayı öğrendim. Bir Yudum Şarap Derneğine üye oldum, çeşitli tadım grupları ile şarap belleğimi güçlendirdim.

Üzümün çok yıllık bir bitki olarak her yıl yeniden canlanması izlemek, üzümün evrelerini adım adım takip etmek, hastalıktan, zararlıdan korumak, iyi tarım uygulamaları ile mümkün olduğunca kimyasaldan uzak durarak mücadele etmek, üzümün olgunlaşmasını gözlemlemek ve ardından şaraphanedeki macerasına tanıklık etmek, tankta ve şişede geçen sürede şaraptaki değişimi izlemek benim için çok büyük heyecan oldu. Şarap kültürünü öğrendikçe yüzyıllardır dünya genelinde şarabın insanlar için önemine hayran oldum. Dünyanın değişik şarap bölgelerini gezdim, şaraphanelerini inceledim, şarapları tattım. Şarabın bir gelenek olduğu, 4., 5. jenerasyon bağcıların şaraphanelerini getirdikleri noktayı gördüm. Son yıllarda da Türk şarap rotalarını gezdirdiğim, şarap kültürünü anlattığım şarap turları düzenlemeye,bağcılığı, şarabı ve şarap tarihini anlattığım seminerler vermeye başladım.

Ben kendi gayretlerimle kadın çiftçi oldum ve her türlü zorluğa rağmen tarımla uğraşmanın mutluluğunu yaşıyorum. Ailemin sahip olduğu toprakların katma değer yaratmasına vesile oluyorum. Kadınların da aile topraklarına sahip çıkabileceklerine örnek olarak kadınları bu konuda cesaretlendirmek istiyorum. Çocuklarını tarıma özendirmelerini arzuluyorum çünkübizler elimizdekileri terk ettikçe bize dayatılanlara boyun eğmek zorunda kalıyoruz.

Ben de çocuklarımı ziraat okumaya yönlendirmedim ama şimdi makine ve ses mühendisi olan oğlumun bağcılığa ve şarapçılığa ilgi duymasını sevinerek izliyorum ve üçüncü jenerasyon bağcı olacağı için çok mutluyum”.