GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Harun ÖZDEMİR
YAZARLAR
30 Mart 2016 Çarşamba

İki kadının şahitliği mi, dijital para mı?!

Müminlerin açıklamakta zorlandıkları birkaç konu var. Bunlardan biri de vadeli borçlanmalarda “iki erkek şahit yoksa bir erkek iki kadını” şahidin bulundurma konusudur.

Neden ağır cezaya ilişkin bir konuda örnek verilmemiş de vadeli satışta verilmiş?

Kadınlardan biri şaşırırsa diğeri ona hatırlatsın denmiş de erkek şaşırırsa diye bir açıklama yapılmamış?

Şahitlikte kadın erkek ayrımı yapılmış da neden “kâtiplerde ve “imlâ”cılarda cinsiyet ayrımı yapılmamış?

Oysa Kuran Bakara-282’de en çok da kâtibin ve imlâcının yapması gereken işlemleri anlatıyor. 

Bu konuda kendi görüşümü açıklayarak yazıya girmek istiyorum:

Özelde Bakara Sûresi 282. Ayette genelde de Kuran’ın tamamında anlatılan ekonomiye ilişkin yazışmaların, sözleşmelerin, kâtiplerin ve şahitlerin, bazı durumlarda velilerin bulunması, eski yazışma ve muhasebe sistemine göre mümkün değildir!

Bu yazışmalar ancak “digital kart” ile mümkündür!

Bu kadar çok yazışmayı, bir de şahitler huzurunda yapmak, hakikaten mümkün değil! Bu nedenle birçok alim bu ayeti anlayamadığı için nesh – hükmünün yürürlükten kaldırıldığını düşünmüştür!

Öyle sanıyorum ki, mümkün olmayan ayetler uygulanamıyorsa, imkân dâhiline girinceye kadar eskilerin yaptığı gibi beklemek gerekir!

Bu bir kuraldır!

***

Gerçek olan şudur:

Bugüne kadar yapılan işlemler eksikti, yazışma ve muhasebe sistemleri de gelişmemişti. Muhasebe ve muamele gelişti dendiğinde de doğrusunu söylemek gerekirse gelişmemişti. Durum hala öyledir! Çünkü isteyen kişi rakamları, belgeleri ve vergileri istediği şekilde değiştirebiliyor, gerçeklere aykırı evrak tarafların da rızası ile düzenlenebiliyor.

Zarar devlete ödetiliyor!

Vergi de ancak bu şekilde kaçırılabiliyor!

Digital-Elektronik para keşfedilinceye kadar yazışmalardaki gerçeğe aykırı beyanları kimse önleyemedi. Sonunda digital para bulundu ve her işlem en sağlam ve güvenilir şekilde yapılabildi.

Az veya çok fark etmez, digital para ile dünyanın her yerinde en güvenilir alış-veriş yapılabilmekteyiz, borçlu ve alacaklı olunabilmekteyiz.  

Bu konuda Yahudi bankerlere medyun i şükrân olduğumu belirtmeliyim! Hiç kimse doğuştan Allah’ın torpilli kulu değil! Kim çalışıyorsa o başarıyor! Gerçek olan bu! Başarılı birine teşekkür etmek Müslümanlık gereği! Keşke bunu ben keşfetseydim! Ama olmadı; aklımın köşesinden bile geçmedi!

Digital kart ile yapılan işlemler bu kadar güvenilir olduğu dünyaca bilinir iken bugün alış-veriş ve borç-alacak işlemlerinde hala şahide gerek var mı, düşünmek gerekir!

Kuran aynı ayette hem ketb edin(yazın) diyor hem de imlâ edin(yazın) diyor. Bu kavramların her birinin sözlük anlamı ile değil, muhasebe sistemi ile açıklanması gerekir! Neden biri “ketb” de diğeri “imlâ”?!

Aradaki teknik fark nedir?

Anlaşılamayan ve uygulanamayan bir sitemde ısrar etmeye gerek var mı?! Ayetin birçok noktası anlaşılmaz durumda iken sadece “iki erkek şahit yoksa bir erkek iki kadını şahit bulundurun”da ısrar etmek doğru mudur?!

Ayette uzun uzun anlatılan bir konu var, anlaşılmıyor veya uygulanamıyor! Kuran’ın en uzun ayetini anlamayıp içindeki bir cümleciği anlamak, onun doğru olduğunu düşünmek ve uygulamak için yeterli midir?

Oysa digital para ile yapılan işlemlerde istenen tüm kayıtlar, otomatik olarak yapılmakta, anında ilgili yerlere servis edilebilmektedir. İstenmesi durumunda devletin vergi payı da muhasebeye girmeden Gelirler Vergi İdaresi’nin hesabına aktarılabilmektedir.

Şu anda dünyada en güvenilir yazıcı ve şahit, bankaların POS makinalarıdır! Bunu kabul etmek gerekir! 

Yasalarca uyulması istenen bütün prosedürler, digital kartın programına yazılabilmekte, hakça paylaşım da yapılabilmekte ve bu bilgiler üç-beş kişi değil, binlerce uzmanın denetiminde kaydedilmekte ve arşivlenebilmektedir.

Aynı şeyi kâğıt para için söylemek mümkün müdür?

Kâğıt para ekonomisinin dürüst ve güvenilir olduğu söyleyebilir mi?!

Kâğıt para ekonomilerinde her işlemi ayrıntılarına kadar mevzuata uygun bir şekilde yapmak ve yeminli müşavirler huzurunda belgelendirmek olası mıdır!?

Bu da mümkün olmadığına göre işlemlerin bir kısmı bankada bir kısmı da, yani vergi tahakkukunu belirleyen belgeler ve işlemler ise alıcı ile satıcı arasında yalan beyanla düzenlenmektedir.

Bunlar kimin umurunda?!

Dilimde tüy bitti!

2002’den beri yazıyorum ve anlatıyorum!

Hükümet; en kısa zamanda hak ve adaletin tahakkuku ve devlete karşı işlenen mali suçların son bulması için kâğıt parayı tedavülden kaldırmalı, digital parayı tek mübadele aracı yapmalıdır.

Bir devlet, muhasebeciler aracılığı kendisini nasıl soydurur arkadaş?!

Böyle düzen mi olur?!