GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
29 Aralık 2021 Çarşamba

Hoş geldin yeni yıl: Yeni deneyimlere açık olmak

Kaygılarla, kayıplarla, sevinçlerle, hüzünlerle geçirdiğimiz bir yılı daha tamamlayıp yeni bir yıla giriyoruz. Covid salgınının iki yıldır yarattığı sağlık kaygısını ekonomik kaygı, enflasyon ve doların çıkıp inmesi artırdı, birçok kişi covid veya covid sürecinde ihmal edilen başka kronik rahatsızlıklar nedeniyle bir yakınını kaybetti. Yine covide bağlı kapanan işyerleri birçok kişiyi maddi kayba uğrattı, birçok kişi işini, gelirini kaybetti. Kısacası manevi kayba maddi kayıplar eklendi.

Evlere kapanma ve sosyal yaşamdan çekilme birçok kişide depresyon ve kronik hastalıkların artmasına da neden oldu. Yine sosyal hayatın daralmasıyla gençler evlenemedi, kısacası yakınacak malzeme çok. Bir tek getiri çocuğu küçük, yani bebek olup çalışan ailelere oldu, onlar evden çalışırken çocukları gözlerinin önünde büyüdü, evde bakıcıya bırakılıp onlar işe gitmiş olmadı.

Acısıyla tatlısıyla yıl bitti ama “Hay Allah”, covid bitmedi. Tam artık biter, aşı da olduk “ohh” derken omicron peydahlandı, iki aşı da yetmiyor buna, çok bulaşıcı, evlere kapanın, kalabalığa girmeyin, üçüncü aşıyı da olun dendi ve kafalar yine karıştı, panik yine başladı. Ben İngiltere, Oxford’dan yazıyorum, burada hükümet hiçbir önlem almamaya karar verdi. “Üçüncü aşıyı da ücretsiz sunuyoruz, aşı olun, maske takın, kendinizi koruyun, artık ekonominin yakasından düşüyoruz” a getirdiler. Noel, Yeni Yıl partileri hız kesmedi…

Kısacası kendimizi korumak bize kaldı, zaten de öyleydi, hükümetlerden destek yok çünkü onlar da sağlık ile ekonomi arasında sıkışmış durumda, bir ileri, iki geri şeklinde iki yılı geride bıraktık. Ekonomiye öncelik verince sağlık açısından eleştiri aldılar, sağlığa öncelik verip ekonomiyi daralttıklarında ise ekonomi açısından eleştiri aldılar. Kısacası kolay bir denklem değil, herkesi aynı anda mutlu etmek olası değil. Ayrıca bu kapanma devrelerinde gençler ve çocuklar büyük zarar gördü, biz yaşı daha ileri olanları korumak adına okullarından oldular, sosyal yaşamları daraldı. Onlara bu bedeli ödetme hakkımız var mı? Bence kendimize sormamız gereken en önemli soru bu…

Hoş geldin yeni yıl derken aklımdaki sorular, düşünceler bunlar… Bizi nasıl bir yıl bekliyor? Karamsar olup yakınmalı mıyız, farklı açılardan düşünüp mutluluğu farklı şekillerde yakalamaya çalışıp başkalarına empatiyle mi yaklaşmalıyız? Empati? Huzur? Mutluluk nerede? “Ben hastalanmayım” diye Ahmet/Mehmet beyin, Ayşe/Fatma hanımın işyerinin kapatılması, birçok kişinin işini kaybetmesi, işsizlikle, maddi güçlükle boğuşması, yine ben hastalanmayım, hastalanırsam ölmeyim diye çocukların, gençlerin okula gitmemesi, arkadaşlarını görmemesi ne kadar doğru?  

Yaşıtım ve bu durumdan yakınan, bugünlerde kendini mutsuz, depresif hisseden arkadaşlarıma şunları öneriyorum: Yaşam hep alıştığımız şekilde, konfor alanımızda devam etmeyiversin. Yeni deneyimlere açık olalım. Biz gitmeyelim o kapalı kafe ve restoranlara ama hastalığı grip gibi hafif geçiren gençler gitsin, hem okula gitsinler, hem de sosyal yaşama katılsınlar. Onların yaşamı eskisi gibi sürsün. Zaten covidi grip gibi atlatıyorlar.

Biz açık havada, doğada yürüyelim mesela, çocuklarımızla yüz yüze değil, telefonda konuşalım. Sıkı giyinip onları dışarıda açık havada görelim. Onlar evimize bizimle kalmaya geleceklerse, bir hafta izole etsinler kendilerini, sonra gelsinler ki bizi hasta etmesinler. Veya yalnız kalalım, kitap okuyalım, resim yapalım, müzik dinleyelim, spor yapalım, vb. Yeni deneyimlere açık olalım, eski yaptığımız şeylerden farklı bir şey yapalım. İnternet üzerinden yeni bir şey öğrenelim. You tube da bir şeyler öğreneceğimiz o kadar çok bilgi var ki…  

Birkaç kuşak bir arada yaşayan daha yoksul aileler? Onların işi tabii ki daha zor. Mümkünse akrabalar arası gençleri bir eve, yaşlıları bir eve toplamak? Mümkün değilse o evde yaşayan gençler dikkatli olmak zorunda ama tüm ülke değil. Ben hiçbir önlemin alınmadığı İngiltere’de durumumdan yakınmıyorum, yaşıtlarımla soğuk havaya karşın açık havada sosyalleşiyorum, doğanın güzelliği içime sindiriyorum. Okuyorum, yazıyorum, öğreniyorum, yeni duygu ve yaşam biçimlerine kendimi önyargısız ve yakınmasız bırakıyorum…

Tüm Egede Sonsöz ailesine güzel ve yeni bir şeylerin yaşanacağı, yeni bir yıl dileklerimle…