GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
15 Eylül 2010 Çarşamba

Haydi Baykal’’ı biliyoruz da ya ’‘yeniyiz’’ diyenler?

Taraf’’a açıklamalarda bulunan Deniz Baykal, ’“Yenilgiye bahane aramamak lazım. Yeni bir yol haritası ile yeni bir başlangıç şart’” diye konuşmuş.’¶
 
Rakamları sevmem, aram da bu yüzden pek iyi değildir ama siyasi hayatı ’‘uğradığı yenilgilere bahane aramakla’’ geçmiş bir müstafi liderin, yenilgi deyince ne anlayıp/anlamadığını anlamak için, sayılara/eski seçim sonuçlarına dönüp bakmaktan kaçamadım’…
*
1999 milletvekili seçimlerinde yüzde 10'luk seçim barajına takılarak Meclis'e girememişti CHP, biliyorsunuz.
Sonrasında’… 1999’’dan 2002’’ye oylarını oransal olarak 2,2 kat artırdı ve yüzde 8,72’’den, yüzde 19,38’’e yükseltti.
Aynı seçimde AKP yüzde 34'lük oy oranı ile iktidara geldi.
2004 yerel yönetim seçimlerinde ise il genel meclisi bazında hesaplanan oylarda CHP’’nin oy oranı yüzde 18,23’’e düştü.
DSP’’nin oy oranı yüzde 2,12’’ye yükseldi; AKP yüzde 42 gibi bir oran yakaladı.
*
22 Temmuz 2007 tarihinde yapılan milletvekili seçimlerine CHP, DSP adaylarını da listesine alarak katıldı. CHP'nin DSP ittifakıyla girdiği seçimlerde aldığı oyun oranı, yüzde 20,85 olarak gerçekleşti.
Böylece 2002 seçimlerine göre CHP + DSP oylarında, ortaya 0,25 puanlık bir artış çıkmış oldu. Yani, 2002’’den 2004’’e 0,25 puanlık kayıp, 2004’’den 2007’’ye 0,50 puanlık kazanç sağlandı! AKP ise yüzde 47'lere varan bir oy oranı yakaladı.
29 Mart 2009 yerel seçimlerinde AKP yüzde 38.8 alırken, CHP yüzde 23.1 oranında oy alabildi. Yani CHP'nin yakaladığı artış oranı yüzde 2.25..
Ve Sayın Baykal, (tıpkı şimdi olduğu gibi küçük bir yükselişin yakalandığı) 29 Mart yerel seçimlerinden sonra, bu tabloyu nasıl açıkladı?
CHP'nin seçimden deneyim kazanarak çıktığını ve partisinin ’“sindire sindire, istikrarlı bir şekilde yükselen bir siyasi parti’” konumunda olduğunu söyledi.
Sonuçları isteyen yesin, isteyen sindirsin manasında elbet!
CHP’’nin her seçim sonrası yaşadığı hüsranı, rakamları bir şekilde derdest edip ’‘başarı’’ diye takdim etmesiyle hatırladığımız Sayın Baykal’’ın Türkiye’’deki seçmen yapısı hakkında en ufak bir fikri bile olmadığının en açık kanıtı da sanırım, Akşam’’ın yayın yönetmeni İsmail Küçükkaya’’ya yaptığı şu açıklamalardır.
Küçükkaya’’nın 16 Şubat 2010 tarihli köşesinde, ’‘Köşk sakini’’ni değiştirme iddiasını taşıyan tahminlerini, şöyle sıralıyordu Sayın Baykal:
’“AKP, yüzde 30'ların altına doğru iniyor. Zaman geçtikçe daha da eriyecek. Onlar açısından en iyimser tahminle yüzde 30 diyelim. Cumhurbaşkanlığı için BDP tabanından da ağırlıklı olarak oy alacaklarını hesaplarlar. Açılımı da bunun için yapıyorlar. Yüzde 35-36 demektir. Karşılarında yüzde 65. Herhalde Türkiye'ye bir cumhurbaşkanı seçmek için bu çoğunluk, bir aday üzerinde uzlaşır. O noktada hiç kimse kişisel ikbalini düşünmez, her türlü hesap biter, Türkiye'nin çıkarı öne alınır.’“
Nasıl? Tam isabet(!) değil mi Sayın Baykal’’ın tahminleri!
*
Müstafi Genel Başkan’’ın tahminleri/yorumları ’‘şıpınişi isabet’’ de, Genel Başkan’’ı yenileyince yenilendiğini zanneden bugünkü CHP’’nin aynadan gördükleri çok mu farklı sanki?
İşte size MYK toplantısından sonra Hakkı Süha Okay’’ın açıklamaları:
"Yüzde 58 oy, geçerli oyların yüzde 58’’idir. Türkiye’’deki toplam seçmene baktığınızda yüzde 41 evet oyu vardı.’”
Ne anladınız şimdi buradan?
Kabaca, ’‘AKP başarılı denemez’’ demeye çalıştığını mı?
Bu mudur yani ortaya çıkan tablonun değerlendirmesi? Rakamların CHP yönetimine anlattıkları, bu mudur?
Okay’’ı bırakıp Kılıçdaroğlu’’na dönüyor ve bir ’‘fark’’ arıyoruz ki’…
CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’’nun, MYK’’da kendisine sunulan referandum ön raporunun ayrıntıları doğrultusunda Hürriyet’’e yaptığı açıklamayla karşılaşıyoruz:
’“Türkiye’’nin geleceğine yön verecek sınıf CHP’’ye yöneliyor. Gelecek AKP’’nin altından kayıyor. Türkiye’’nin geleceğine yön verecek sınıf yeni orta sınıftır. Partimiz sosyo ekonomik gelişmişliği ve eğitim seviyesi yüksek yerlerde büyüyor. Ve bu büyüyüş kıyılardan içerilere doğru yayılıyor.’”
En az yüzde 40-45’’inin AKP’’ye ait olduğu tahmin edilen yüzde 58’’e karşılık, en çok yüzde 30’’unun CHP’’ye ait olduğu sanılan yüzde 42’’lik oy oranı için, sayın Kılıçdaroğlu’’nun ettiği/bulduğu açıklama da bu işte.
*
8 yıllık iktidar erozyonuna rağmen AKP’’nin hala Türkiye’’nin en büyük partisi olduğunu ve önümüzdeki seçimde de iktidara yürüdüğünü,
CHP’’nin bugünkü performansıyla (yanına hangi partiyi alırsa alsın) iktidar alternatifi olamayacağını, yaptıkları politikanın halkta karşılığını bulmadığını,
Genel Başkanı yenilenmekle partinin yenilenmeyeceğini, yeni yüzlerden çok yeni sözler bulmak gerektiğini,
Seçmenin, AKP’’yi/Erdoğan’’ı vuran sözlerden çok, iktidar olunca neyi/ nasıl yapacağını somut ve açık bir dille anlatılmasını beklediğini;
Halkın, CHP iktidar olduğunda hayatlarında neyin değişip neyin değişmeyeceğini bilmek ve ’‘korkmak’’ değil ’‘umut’’ istediğini,
Kısacası ’‘ezberlerin değişmesi gerektiğini’’ anlatamıyorsa bu rakamlar’… Ne diyelim?
*
Referandumda aldığı oylardan ziyade’… CHP yöneticilerinin referandumu yorumlayışlarından ezber bozmaya asla niyetlerinin bulunmadığını, neden Türkiye partisi olamadıkları konusunda gerçekçi bir sorgulamaya girişme niyeti taşımadıklarını görmek; bütün derdi ’“geleceğin, Türkiye’’nin altından kaymaması olanlar’” adına, bir hayal kırıklığıdır’…  Bildiririm.