Amerikalılar kendilerini dünyanın ‘Everest’i sayarlar. Her seçim ‘şamatası’ ile de,
1915 Ermeni olaylarını “Soykırım“ sanırlar.
Geçmişimize de... iftara atmış olurlar !
Oysa, Türk Milletimiz dünyanın en merhametli milletlerinin... başındadır.
İyilikten huzur bulur... husumetten değil.
Göğsünde kalp taşır... diken değil!
Soykırım kara çalması, “ Gözündeki çöpü görmez, el alemi şaşı sanır “ atasözünü anımsattı bize de,
Egede Sonsöz’de ve sayfamızda iki hafta önceki ‘Oturan Boğa’ yazımızı, güncelliği nedeni ile bu haftaki yazımızın da öznesi saydık...
***
Kristof Kolomb... 12 Ekim 1492’de Amerika’ya ayak bastı. Ama, burayı Hindistan sandı. Bu şaşkınlığı da ona,
çok pahalıya mal oldu!
Çünkü bu kıtaya... kendisinin keşfettiğini mektup üstüne mektup yazarak anlatan, Amerigo Vespucci’nin... adı verildi.
Kolomb da... şaşkınlığının kurbanı oldu!
Bilginlere göre... o tarihlerde Kuzey Amerika’da yerli olarak 10 milyon Kızılderili vardı. 19. yyıl ortalarında bunlar % 90 azaldı ! Halen de ABD’de 2,5 milyon kaldı.
Avrupalı’lar, Amerika’ya koşup, soykırım yaparak... Kızılderili’leri kendi topraklarından sürüp... çıkarmışlardı !
Amerikan filmlerinde izlediklerimiz var ya, Hani şu, üstsüz başsız, yalınayak başı kabak, bir deri bir kemik garibanlar :
elleri taşlı, sopalı, sapanlı, bıçaklı ve oklu...
Apaçi, Siyu ve Komançi’lerle yapılan savaşlar.
Tabii ki, mağlup olmuşlar, yok edilmişler.
Zafer kazananlar : ellerinde tüfekleriyle, bombalarıyla, modern silahlarıyla, atlarıyla ,kalabalık askerleriyle yeni Amerikalı’lar...
Kalanlar da... 1952’ye kadar, küçük bir alanda yaşamaya... mecbur bırakılmışlar.
***
İşte Oturan Boğa... bu savaşlarda sivrilmişti. Kızılderili Siyu’ların Lakota Kabilesinin 1831 doğumlu şefiydi...
25 Haziran 1876’da Amerikan 7. Süvari Birliğini yenen, 3.500 savaşçının da lideriydi...
Soykırım korkusuyla Kabilesini Kanada’ya götürdü. 1881’e kadar orada yaşadı...
Sonra Amerika’nın af yasasıyla ülkesine döndü.
Dönmesine döndü de... Amerikalı’lar, Hayalet Dansı Hareketini, Kızılderili’lerin bağımsızlık hareketidir diye yasakladılar.
Oturan Boğa’yı da hareketin önderliği ile suçladılar...
1890’ lardı, Polisler tutuklamak için geldiler. Çatışmaya girildi... Öldürüldü !
***
Oturan Boğa demiş ki... insanalar ;
*Zenginlerin bozabileceği ama, yoksulların bozamayacağı bir çok kural koymuşlar.
*Sahip olma hastalığına tutulmuşlar.
*Yollarına çıkan her şeyi yok eden bir ırmağa benzemişler.
Soykırım yalanına uyan... bir de hikaye var;
Neil Amstrong ve Buzz Aldrin, 20 Temmuz 1969’da... Aya inmişlerdi.
Ama öncesinde de eğitiliyorlardı.
Eğitim yeri Aya benzer... ıssız bir çöldü. Kızılderili’lerin de yaşadıkları... yerdi.
Bir gün yaşlı bir Kızılderili ile karşılaşmış, Aya gideceklerini söylemişlerdi...
Yaşlı adam da onlara, kabilesindeki insanların Ayda kutsal ruhların yaşadığına inandığını... söylemişti.
Ve onlara... bir mesaj iletmelerini istedi.
Kendi dilinden bir mesajı da onlara iyice ezberletti. Astronotlar ısrarla ne olduğunu sordular... ama söylemedi.
Çünkü sadece kabileleri ile Aydaki ruhlar arasındaki bir sırdı... Sır da söylenmezdi!
Astronotlar çok merak ettiler... Üst’te yerel dilden anlayan birine mesajı çözdürdüler.
Mesaj şuydu : “ Bu adamların size söylediği hiç bir şeye inanmayın. Çünkü sizin topraklarınızı... Çalmaya geldiler! “
İyi Pazarlar...