Bi’vakitler…
İzmir’in şahane sabahlarında…
En tatlı keyiflerden biri…
Körfez vapurunun etrafında dolaşan martılara…
Bi’iki lokma gevrek atmaktı…
Bizim İzmir’in martıları doğuştan alışıktır…
Vapur yolcusunun fırlattığı gevrek parçasını havada kapmaya…
O tablo…
Size sabah keyfi yaşatır…
Çünkü…
Bilirsiniz ki…
İzmir’in martıları İzmir’in gevreğini en az sizin kadar sever!
***
Artık vapurdan martılara gevrek atan kalmadı…
Çünkü…
Sabah 4 TL. verip aldığı 100 gramlık gevreğini…
Kimsecikler…
Tepesinde viyaklayarak dolaşan martıyla bölüşmek istemiyor…
Çünkü…
O gevrek artık çok kıymetli…
***
Neden kıymetli?
Altın borsası gibi susamlı güzel!
Üstelik…
O borsa hep “zirve”ye abone…
Bir yıl önce (1 Ekim 2021) Gevrek 2 TL. idi; 2.5 TL. oldu…
Asgari ücret ise, net 2 bin 825 TL. idi…
50 gün sonra (20 Aralık 2021) Gevrek 2.5’tan 3 TL.’ye fırladı…
Beş buçuk ay sonra (07 Haziran 2022) Aynı gevrek 4 TL.’ye uçtu…
Bugün Eylül’ün ilk haftasını geride bıraktık…
İzmir Gevrekçiler Odası Başkanı Şükrü Erişen…
“Geliyor, gelmekte olan zammı” masaya koydu…
Daha önceki zamlarda seslendirdiği gibi; dedi ki:
“Maliyetler katlandı, zam kaçınılmaz oldu…”
Biliyorum; farkındayım…
Başkan Erişen’in de canı çok sıkılıyor ama…
Galiba…
Zam kaçınılmaz…
***
Bi’daha düşünelim…
Gramajı hiç değişmeyen İzmir’in sabah kahvaltısı gevrek…
Toplam 340 günde…
Üç kez zam görüp, dördüncü fiyat artışı için…
Hazırlık(!) yapılıyorsa…
Eyvah ki, ne eyvah…
***
Tabii ki, Oda Başkanının kalbi “zam yapmak” için çarpmıyor ama…
Sözlerinin satır aralarına dikkatle bakarsanız…
Dördüncü zam geliyor…
Ve…
Büyük olasılıkla…
İzmir’in 100 gramlık meşhur gevreği…
Çok kısa bir zaman dilimi içinde…
“Ya küçülecek ya da 5 TL. olacak…”
Tam, “Hayırlısı olsun…” diyecek iken…
Sayın Cumhurbaşkanı, önceki gün müjdeledi:
“Türkiye olarak yılbaşından sonra ülkemizdeki enflasyonun hızlı şekilde inişine şahitlik edeceğiz... Önce 40’lı ardından 30’lu yıl sonuna doğru 20’li rakamlardaki enflasyonla ülkemizi bu tehdidin gölgesinden çıkarmayı planlıyoruz…”
O zaman…
Gevreğe zam gereksiz…
Hatta…
Yavaş yavaş “kendiliğinden” eski fiyatına doğru…
Mutlu bir “geri dönüş” olabilir mi; acaba?
***
Hayır! Olamaz…
Çünkü…
Enflasyonun düşmesi…
Etiketlerdeki fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor…
Bilakis…
Fiyatlar artmaya devam ediyor ama “artış hızı” düşüyor…
Yani…
Ayda bir “yüzde 10” zam geleceğine…
Ayda “yüzde 5” zamla müşerref oluyoruz…
Burada düşen fiyat değil; artış hızı…
Özetle…
Enflasyon düşse de…
(Yeni gelecek zammı dikkate alarak yazıyorum…)
Biz İzmir’in meşhur gevreğini 5 TL.’den…
Mideye indirmeye devam edeceğiz kısmetse…
Ancak…
Yeni bir zam iki ay sonra değil de…
Belki dört ay sonra gelecek…
Çünkü…
Bunun un’u var… Mayası var… Suyu var… Elektriği var… Susam’ı var… Ayçiçeği yağı var… Pekmez’i var… Tuz’u var… Toz şekeri var…
Afiyetle gevreğimizi yanında bir dilim tulum peyniri ile açlığımızı bastırıyoruz ama verilen emeği de unutmamak gerekir…
***
Yine de…
İzmir standartlarında…
Beş liraya gevrek…
Pahalıdır, üzüntü verir; boğazda düğümlenir kalır…
***
Biliyorum, girdi maliyeti çok yükseldi ama…
İzmir gevreğinin tadını “kaçırmamak” adına…
Gevrekçiler Odası, bi’kez daha düşünsün bence…
Hele hele…
Ne kadar iyi niyetle ifade edilse de…
“Ya küçülecek ya 5 TL. olacak!” formülü…
Can acıtır…
İzmirli, İzmirli’nin halinden anlar Başkan Şükrü Erişen…
Gevreği, 60 grama düşürsen bile…
Ağlatırsın bu milleti…
Bak, ne güzel söylüyorsun…
Ya sabır çekerken yaşadıklarını:
“Bugün bir gevreğin maliyeti 5 lira 50 kuruş…”
Yani…
Gevrekçi, sadece gevrek üretse…
Para kazanamaz, kendisi aç kalır…
Demek ki, her gevrekte…
Satış fiyatı üstünden neredeyse 1.5 TL. zararı var esnafının…
Nasıl kapatıyorsun bu zararı?
Poğaça’dan… Kurabiye’den, Börek’ten kazanarak…
Biraz daha sabır…
İzmirliler üzülmesin…
Tabii…
Körfez vapurlarının üstünde turlayan martılar da!
Nokta…
Sonsöz: “Sabır öyle bir iptir ki, sen kopacak sanırsın, o gittikçe güçlenir… / Hz. Mevlana..”