GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
28 Aralık 2022 Çarşamba

Gelecek nesil ‘bilek güreşi’ bile yapamaz!

CHP’nin…

Özellikle günümüze “cuk” diye oturan o sloganı…

İlk kez…

12 Mayıs 2011’de…

Kılıçdaroğlu tarafından seslendirildi…

O sırada…

Atatürk’ün partisinin bir yıllık genel başkanıydı Kemal Bey…

Konya’daki mitingde şöyle dedi:

“Ben sizden sadece ve sadece dört yıl için yetki istiyorum… Dört yılda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek... Sosyal devleti yeniden kuracağız… Her ailenin güvencesi olacak; kulu kula muhtaç olmaktan çıkaracağım...”

Bu sözlerin üstünden…

11 yıldan fazlası geçti…

Ve biz hala “yatağa aç giren çocukları” konuşuyoruz…

Çünkü…

Hala yatağa aç giren çocuklar var!

Üstelik sayıları artıyor!

***

Döneceğiz yatağa aç giren yavrucuklara!

***

Bu güzel ülkede…

Özellikle son iki yıldır çocukların yeterli beslenemediği…

Gün gibi ortada…

Hani…

Doktorlar özellikle çocuklar için…

Peş peşe sıralarlar ya, “Et… Süt… Yumurta…” diye…

Gel de market torbasını doldur; göreyim seni…

Bir litre süt, 25 TL. olmuş…

30’lu yumurta 90 küsur TL.

Bir kilo dana kıyma 200 TL.

Bitmedi…

25 TL.’nin altında yoğurt yok…

Bunlarla beslenemeyen çocuk…

Sizce…

Nasıl sağlıklı büyüyecek?

***

Bi’ayrıntıya dikkatinizi çekerim…

Bir yıl öncesine kadar süt reklamlarında…

Çocukların nasıl boy attığını…

Anneler…

Yavrularını duvara dayayıp, kalemle işaret koyarak…

Belirlerdi…

Nereye kayboldu o reklamlar?

Kuşkusuz süt çocuğun büyümesinde, gelişmesinde…

En önemli “gıda” ama…

Artık eskisi gibi buzdolabını açtığınızda kapakta…

Süt filan, hak getire…

***

Günümüzün çocuklarının önemli bir kısmı…

Yetersiz besleniyor!

Bunun sonuçları vahim…

Çocuklar gerekli gıdaları alamazsa…

Gelişim geriliği başlar…

Metabolik sendrom ortaya çıkar…

Demir yetersizliği anemisi ve iyot yetersizliği gibi hastalıklar…

Çocukları pençesine alır…

Anneler, babalar perişan olur…

Çocuğun boyu uzamaz…

Zeka parlaklığı donuklaşır…

Her zamankinden daha çabuk hastalanır…

Bunları mı yaşasın bu millet?

***

Daha acıklısı şu:

Birleşmiş Milletler’in Açlık Haritası’na göre…

Türkiye’de 3 milyondan fazla çocuk…

Yetersiz beslendiği için gelişemiyor…

O çocukların annelerini babalarını hiç sormayın…

Enflasyon ve hayat pahalılığı ile boğuşan 50 milyon vatandaş…

Açlık sınırında!

***

Ayrıca…

O kadar “sağlıksız” bir yaşam sürüyoruz ki…

Bakın, mesela…

Bursa’nın nüfusu 3 milyondan biraz fazla…

O şehirde geçen yıl…

Sadece 27 milyon 500 bin hastaya bakılmış…

Neredeyse…

Her bir Bursalı…

Dokuz kez hekimle buluşmuş…

Kimisi hiç gitmezken…

Bazı vatandaşlar bir yılda 18 kez doktorun kapısını tıklatmış…

Vahim “tablo”yu…

İzmir Tabip Odası önceki başkanı Opr. Dr. Suat Kaptaner’e sordum…

Şöyle dedi:

“Dikkat edin; kamu - özel fark etmiyor, hasta kuyrukları uzuyor…  Şaşırtıcı olan şu: Yeni hastane açıldıkça hasta yoğunluğu artıyor, kuyruklar uzuyor… Kişi başına sağlık kurumuna başvuru sayısı ortalama yedi… Avrupa’da bu sayı ortalama iki-üç arasında…”

Bu şu demek:

Milletçe, sinemadan, tiyatrodan, konserden, restorandan daha fazla hastanelere gidiyoruz!

***

Bi’parantez açalım…

Çünkü burası önemli…

Çocuklar neden çok hastalanır?

Sayısız nedeni var ama..

En başta geleni “sağlıklı ve yeterli” beslenemedikleri için…

Hatırlayın…

Bi’zamanlar…

Yoksulluğu tanımlarken, “Hiç bir şey bulamazsak peynir – ekmekle karnımızı doyururuz” derdik…

Şu hale bakın!

Bugün peynirin fiyatı kıymayı geçti!

Bu gidişle…

Gelecek nesillerin sağlığı en büyük sorunumuzu oluşturacak…

40 yıllık hekim Suat Kaptaner…

Kimse kusura bakmasın” diyor ve ekliyor:

“Kavruk ve dirençsiz nesillerin yaratacağı yükler çok daha büyük maliyetlere yol açabilir…”

***

Et konusuna girmek daha da ürkütücü…

Gelişmiş toplum kriterleri…

Sadece “cep telefonu sayısı” ile ölçülmüyor…

Protein tüketimi, et, süt, yumurta ve yoğurt…

Nasıl satın alınamaz hale geldi?

Bunların…

Özellikle gençlerin beslenmesinde “yaşamsal önemi” tartışılmaz…

Vücudumuzda…

Özellikle kasların kuvvetlenmesi, direncin gelişmesi…

Bunları tüketmeye bağlı…

Tabii ki, zekanın da...

***

Sağlık kurumlarına başvuru arttıkça…

“Oh, sağlık sistemimiz tıkır tıkır çalışıyor!” demek yerine…

Şu soruyu neden kendimize sormuyoruz?

“Neden insanımız doktora, hastaneye bu kadar çok başvuruyor? Gerçekten toplum giderek sağlıksızlaşıyor mu?”

***  

Bitiriyoruz…

Et… Süt… Yumurta… Peynir…

Bi’tarafta dursun…

İzmir Büyükşehir Belediyesi…

Yurttaşlık sorumluluğu gölgesinde…

Tamamen ücretsiz…

Altı devlet üniversitesinin kapısında…

Gencecik öğrencilere aylardır sıcak çorba dağıtıyorsa…

Şapkamızı önümüze koyup…

Derin derin düşünmemiz gerekiyor!

Yoksa…

Gelecek nesil…

Korkarım ki…

Bilek güreşi bile yapamayacak!

Nokta…

Hamiş: “Yoksulluk aynı zamanda beslenme yetersizliğidir… Yetersiz beslenme, dünyada beş yaşından küçük çocuk ölümlerinin üçte birinden fazlasına neden olmaktadır... Aynı zamanda yetersiz beslenme ve tek tip beslenme özellikle çocuklarda bodurluk, obezite, motor ve bilişsel gelişimde geriliğe neden olmakta ve bu da sağlıksız bir neslin gelmesine neden olacaktır… (CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi verilerinden bir bölüm…)

Sonsöz: “Yoksulluk görmezlikten gelemeyeceğimiz kadar derin ve karmaşık bir sorun… Ve, yarın değil, şimdi artık hepimizin kapısına dayandı…”