GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
13 Haziran 2021 Pazar

Futbol ırkçılık, vandalizm ve lümpenlik değildir

Son 16 ayda aşırı derecede evcilleşen insanoğlunun milyonlarca ferdi gibi ben de ekran karşısında spora ayırdığım süreyi artırdım. Temmuz’un son haftası ile Ağustos’un ilk haftasını Tokyo Olimpiyatlarına ayırıp ajandamı boş bıraktım.

Endüstriyel futbolun pisliklerinin en az bulaştığı yerlerden biri olan Avrupa Şampiyonası da ilgi odağımızda. İlk maçta kafamızı dışarı çıkarmamıza bile izin vermeyen İtalyanlar olmasa keyfimiz daha da yerinde olacaktı ama gazeteciliğe spor muhabiri olarak başlamış biri olarak ilk öğrendiğim ilkelerden birini Şenol Hoca’ya anımsatayım: Maça beraberlik için çıkan takımın yenilgisi kaçınılmazdır… Umarım Milli Futbol takımımız daha akılcı bir oyunla gruptan ikinci olarak çıkar ve fikstürün de uygun girmesi halinde çeyrek finale kadar çıkar… O geceki en tecrübeli TRT spikerlerine hiç girmiyorum, onların girilecek çıkılacak hali yok çünkü.

***

Cumartesi ormanda yürüyüş yapalım dedik havalar çok da ısınmadan…. İsviçre-Galler maçını kaçırdım, Danimarka-Finlandiya maçını açtıktan çok kısa bir süre sonra sadece futbol tarihine değil insanlık tarihine geçecek Eriksen hadisesinin tanığı oldum…

Danimarka ile Finlandiya arasında oynanan 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası B Grubu ilk maçının 43. dakikasında Danimarkalı oyuncu Christian Eriksen, bir anda yere yığıldı. Önce bizim eski Fenerbahçeli kaptanı Kjaer, ardından sağlık ekibinin ilk müdahalesi ve kalp masajının ardından hastaneye kaldırıldı. Bu yazıyı yazarken Danimarka Futbol Federasyonu açıklaması hayati tehlikeyi atlattığı yönündeydi… Başta rakipleri Finlandiya olmak üzere o stattaki herkesi kutlamak gerek…

Bu olay tabii ki bizdeki ırkçı - kıraç kafaların anlamasının zor olduğu, futbolda da insanlığın önce geldiğini gösterdi bize… Her türlü özel fotoğrafı yayınlamakta hiçbir beis görmeyen Türkiye medyasının da alacağı ders çoktu olaydan. Elbette bizim ırkçılar ve onları doldurmakla meşgul spor medyası bundan ders almaz ama yine de yazayım: Yansıyan fotoğrafları unutmayacağız.

Bu fotoğrafta ilkyardım, özerkliğe saygı, hasta mahremiyeti, insan hakları, ekip çalışması ve insana dair her şey var. Şimdi diyeceğim ki, “Kimse sevdiğini kötü halleriyle hatırlamamalı”

Bunu asla anlamayacak bir ülkede yaşıyoruz. Eriksen’in arkadaşlarının görüntü alınmaması için oluşturdukları daire-çerçeveleme, sedye ambülansa taşınırken arkadaşlarını sakladıkları çarşaflar unutulmaz insanlık görüntüleri olarak yer etti aklımızda…

Futbol tam da bu tabloda gördüğümüz sevgidir, insanlıktır. Savaşa gider gibi maça gidenlerin, bu tablodan öğrenecekleri var. Militarist, ırkçı bir zihniyetin futbolda başarılı olması beklenemez. Zaten uzun süredir ırkçılıkla mücadelenin önemli alanı futbol.

Evet… Cumartesi akşamı Kopenhag Stadyumundaki herkes; Eriksen’in takım arkadaşlarından rakip oyuncularına, izleyicisinden yayıncı kuruluşuna kadar bir kalbin atması için ne kadar saygı duyulacak bir duruş sergilediler. Futbolun kaba milliyetçilik, ırkçılık, vandalizm ve lümpenlik olmadığına örnek oldular...

Belçikalı futbolcu Lukaku’nun Rusya’ya attığı golden sonra kameraya koşup takım arkadaşına hitaben "Chris Chris I love you" demesini de futbolda insan hakları, öz saygı, merhamet, yardımlaşma, işbirliği ve ahlak gibi değerleri tanımayan bizimkilere sunuyorum. “Seni sevmeyen ölsün” laflarının olmadığı günlerde yeniden Türkiye stadyumlarına maç seyretmeye gideceğim inşallah.

***

PS: Bu arada Türkiye’de yasak olan booking.com ve yasaklanması düşünülen tik-tokun ana sponsor olması ve TRT’de sık sık göze sokulması kaç puan?