GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Muhittin AKBEL
YAZARLAR
22 Aralık 2020 Salı

Ey korona! 2020 ile birlikte sen de git!

Sevgili meslektaşım Ufuk Akça, felaketlerle dolu 2020'nin sezonun finalinin nasıl olacağını merak ediyordu.

Sezon finalinde oynamak bana kısmetmiş meğer!

4 Aralık akşamı ateşlenince, sokağa çıkma yasağının başladığı 5 Aralık'ta hastane aramaya başladım.

Egepol Hastanesi'nden Uzman Dr. Ferit Sarı'ya bıraktım kendimi...

Tetkiklerden korona çıktı!

Bana büyük moral verdi.

Koronanın daha çok küçük olduğunu, en kısa zamanda yeneceğimizi söyledi.

Başladık tedaviye...

İşi gücü yok ya koronanın...

Bu kez akciğerin sol kısmına sıçradığı görüldü.

Onu da etkisiz kale getirdik.

Şimdi, koronayla iki etapta verdiğimiz mücadele, çocukluk hastalığım astım nedeniyle meydana gelen enfeksiyonu yenme yolunda devam ediyor.

***

Bu özetten sonra, esas anlatmak istediklerime gelmek istiyorum.

O işkenceyi yaşamayan, ateş yüzünden sabaha kadar uyumamak ne demek bilemez.

Ateşiniz 37.5 olduğunda içinizde bir sevinç oluşuyor, çok şükür 38.5'tan bir puan inmiş, diye...

Öksürüğüm yoktu. Şanslıydım.

Fakat ağrılarım, en kötü arkadaşım oldu bu süreçte.

Ağrı kesicilerin kar etmediği günlerde neler çektim, bir ben bilirim, bir de Allah...

Ateşiniz düştüyse, ağrınız da yoksa, isteseniz de istemeseniz de uykuya dalıyorsunuz.

Fakat uyandığınızda aynı acılarla boğuşmaya devam etmek, çoğu zaman bekleyen kaderiniz oluyor maalesef...

Balkondan dışarı burnunuzu bile çıkaramadığınızı düşününün.

Yemek yemek istiyorsunuz ama çeşit çeşit yemek var, iştah yok.

Sonra bir bakmışsınız, ağzınızın içi zehir gibi.

Ne yemekten tat alıyorsunuz, ne koku...

Lokmalar gözünüzde büyüyor.

Sizin bahçenizde çeşit çeşit çiçekler olabilir.

Ama benim ilaç bahçemde 9 çeşit ilaç vardı.

İç, iç bitmez!

Bir de kan sulandırıcı iğne var, kendiniz yapıyorsunuz.

Bacaklarım çürük içinde inanır mısınız?

***

Sağolsun değerli eşim, dostum, arkadaşlarım, sevdiklerim beni hiç yalnız bırakmadı.

Bir dediğim iki edilmedi.

Sevgili eşim, çocuklarım, etrafımda pervane oldu.

İyi varsınız sevgili dostlarım, arkadaşlarım, sevdiklerim.

Doktor arkadaşlarım, telefonlarıyla katkılarını hiç eksik etmediler.

İnanır mısınız, tanımadığım halde Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden Prof. Bekir Sami Kocazeybek hocamız bile ortak arkadaşlarımızın ısrarıyla bana yardımlarını esirgemedi.

Bir başka şansım, bu kadar çok moral hocamın yanında, hastaneye yatmak zorunda kalmamam oldu.

Duydum ki hastane şartları, çok ağırmış.

Yataklarını tırmalayan, ölmek istiyorum diye bağıran hastaların çığlıklar attığını duydum.

O hastalar kadar şanssız olmadığım için halime binlerce kere şükrettim, dualar ettim.

Hasta yoğunluğu nedeniyle doktorlarımız, hemşirelerimiz, hastalara yetişemez haldeymiş.

Gerçi bunu biliyorduk ama her ne kadar azalım gösterdiği konuluşsa o güzel kalpli fedakar insanların iş yükünün zerrece azalmadığı muhakkak.

Umarım ve dilerim, tüm doktorlarımız, hemşirelerimiz, sağlık personelimiz neredeyse bir yıldır ezildikleri bu ağır yükten bir an önce kurtulurlar.

Sosyal medyada bir fotoğraf gördüm.

Bir Prof. hocamız...

Solunum sistemine bağlanmış, sağ gözünden iki damla yaş süzülmüş.

Onun vefat haberini okuduğumda hüngür hüngür ağladım.

Acıların bini bir para...

***

Artık sözü bağlama zamanı geldi.

Sevgili okurlarım, eşekten düşenin halini, eşekten düşen anlar.

Yada, eşekten düşmeden, eşekten düşenin halinden anlayamayız.

Siz eşekten düşmeden, ben söyleyeyim.

Yukarıda yazdıklarım, yaşadıklarımın çeyreği bile değil.

En azından solunum sistemine bağlanmadım.

Yoğum bakımlık olmadım.

Yani, içinizi daha da karartmak istemiyorum sevgili okurlarım…

Siz siz olun, sağlıklı kalmamız için konulan kurallara harfiyen uyun.

Daha fazla, daha fazla uyun.

Maskesiz, sosyal mesafesiz, hijyensiz hayat, artık çok bayat!

Ben şimdi ne mi yapıyorum?

Kedim Duman ile özgürlüğüme kavuşacağım günü bekliyorum.

2020'nin sezon finalinde koronayla tanışmış biri olarak...

2020'yi nefretle kovalıyorum.

Git artık başımızdan 2020...

Başımıza musallat ettiğin koronayı da yanına almayı sakın unutma!