GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Harun ÖZDEMİR
YAZARLAR
3 Ocak 2022 Pazartesi

Ekonomi düzelmek zorunda!

Bir devlet uzun süre bozuk bir ekonomiyle yönetilemez. Türkiye gibi nüfusu dünya nüfusunun % 1’i ise ekonominin yavaşlaması, tökezlemesi veya suikasta uğraması bizden çok borç verenleri tedirgin eder.

Bu açıdan sorun yok!

Sadece alacağını tahsil etmek isteyen iç ve dış odaklar, ekonomiyi batıranhükümetin iktidarda kalmasını istemezler.

Mevcut hükümetin yerine borçları ödeyecek yeni bir hükümetin görevi devralmasını isterler. Buna uygun adımlar da atarlar.

***

Çok karışık gibi görünen finans piyasalarının işlemesi basit prensiplere dayanır:

Para satmak, sattığı parayı da faiziyle tahsil etmek.

Bu kadar basit!

Borcunu ödeyemeyen bir hükümet var ise onunla da uğraşmak!

Türkiye, ekonomisini borçla çeviren bir devlettir.

Eskiden de böyleydi bugün de böyle.

Verilen borçların “buyruk” nitelikli ön koşullu olması da çok normal. Tek sorun var, o da borcu ödeyecek bir ekonomik politikaya sahip olmak.

Buyruklar başlangıçta görkemli törenlerle ve basın aracılığıyla dünyaya ilan edilir. İlan edilen “yeni reformcu program”, borç verenlerce hazırlanmış ve dikte edilmiş onlarca programdan biridir, bu da sorun olmaz.

Neden sorun olmaz biliyor musunuz?

Çünkü sıklıkla darboğaza giren ekonomilerin sorunu, düzgün gitmekte olan ekonominin “hırsızlık” ve “yolsuzluk” tuzağına düşmesidir.

Bazen bu da yetmez, hukuksuzluk, adaletsizlik, ayrımcılık… da olur.Bu aşamadan sonra ise kriz denen olay sosyal tufana dönüşür.

Bu durum aslında bir türbülans halidir.

***

Sanki devlet iyi idare edilirkenekonomi birden çapraz ateşe düşer.

Hayret ki ne hayret!

Sıklıkla yaşanan ve bir türlü tedavi edilemeyen hırsızlık ve yolsuzluk saldırıları,hukuksuzluk ve ayrımcılık rezaletleri “yeni değildir”.

Devletleri ödeyemeyecekleri kadar borçlandıran para babaları, hangi devletin borcunu ödemek için çalıştığını hangilerinin ise ödeyecekmiş gibi yapıp “hırsızlık ve yolsuzluk krizine” neden olduğunu iyi bilirler.

Bunun için tahsilatı garantiye almak için

1-Borç verdikleri hükümetlerden özelleştirme sözü alırlar,

2-Doğal kaynakların en değerlilerinin işletme izinlerini alırlar,

3-Ekonominin kritik yerlerine kendi danışmanlarını atarlar, o noktalardan devleti düzenli olarak izlerler,

4-Dış basında borçlu devletlerin yöneticilerini öven yayınlar yaptırılır…

Bunlar işler yolunda giderken olur.

Çok geçmez kaçınılmaz kötü gidişin ilk sinyalleri dış basına yansır:

1-Övgülerle yere göğe sığdırılamayan hükümet üyeleri ve ekonomik rejimin çok kötü olduğu anlatılır.

2-Devlet uluslararası forumlardan dışlanır.

3-Genç subayların veya genç imamların rahatsızlıkları manşetlere taşınır.

4-Derken tencere tava gösterileri başlar.

5-Akıllı bir hükümet mesajı zamanında alabilirse erken seçim ilan edilir.

Böylece filim başa sarılır. İlk bakışta görülen

-Hükümetin ve bürokrasinin adam akıllı değiştiğidir.

-Mahkemeler, hiç tahmin edilmeyecek kadar hızlı ve adil çalıştığıdır.

-Türk Devlet geleneği içinde her sorunun çözümü vardır, çözümlerin başında da “müsadere” gelir. Çalınanlar veya haksız yollarla kazanılanlar bir bir geri alınır. Çünkü Osmanlı’dan beri gelenek budur.

-Cezaevleri almayabilir, kapalı spor salonları da bu işi görür.

-Bu arada kaçanlar da olur. Dünya eski dünya değildir, bunu bilmek lazım. Uzaya kaçmak bile çare değildir, bunu unutmamak en iyisidir.