GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
20 Haziran 2014 Cuma

Ekmeleddin…

Kurumsal ve kişisel gündemimizin yoğunluğu nedeniyle günlerdir konuştuğunuz Ekmeleddin meselesine giremedik.
Malum CHP ve MHP’nin çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu herkesin kafasını karıştırmış durumda.
İlk birkaç gün arama motorlarına en çok sorulan soruydu.
Kim bu ekmeleddin…
yoksa eklemeddin mi?
İhsanoğlu mu İslamoğlu mu?
İsmi üzerinden yürütülen sığ kampanyaya rağmen son birkaç gündür herkesin hakkında en fazla konuştuğu isim Ekmeleddin İlhsanoğlu…

Özgeçmişine bakarak Anadolu’da önemli bir kitleyi etkilemesi mümkün…
Erdoğan’ın çizdiği ‘milliyetçi-muhafazakar’ çizginin vücut bulmuş hali olduğunu söyleyebiliriz.
Yalnız Erdoğan da ‘muhafazakar’ hamur biraz daha yoğun…

Rakibinin Başbakan Erdoğan olacağı tezi üzerinden yürümek gerekirse, herkesin yanıt aradığı soruya biz de kendi cephemizden yanıt vermeye çalışalım.
İhsanoğlu’nun bazılarının dediği kadar ‘kolay lokma’ olacağını sanmıyorum.
İhsanoğlu’nun CHP ve MHP tarafından ‘ortak aday’ göstermesi demokrasimiz adına önemli bir hamledir. Ancak son derece popülist bir hamledir.
Ve Erdoğan’ın asıl başarısı ortak adayın kimliğinde gizlidir.
Başbakan Erdoğan’ın iktidar olduğu yıllarda artan ve son dönemde iyiden iyiye safları sıklaştıran muhafazakar kesim, Türkiye’de ‘sonuç almanın’ ön koşulu haline gelmiştir.
Belki de 30 Mart’ın en önemli sonucu Ekmeleddin İhsanoğlu’dur.
Çünkü ne Gezi Parkı ne 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmaları…
Ne de açılım süreci, çözüm süreci…
Muhalefetin özellikle de ana muhalefetin Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday göstermesinin tek bir anlamı vardır. Muhafazakar cepheye teslim olmak…
Yani Kılıçdaroğlu, iktidara giden yolun muhafazakar sokaktan geçtiğini görüp dümeni kırmıştır.
MHP açısından durum CHP’ye nazaran biraz dana farklıdır.
Çünkü aday esasen milliyetçi tabanlıdır.
Ve muhafazakar cephe MHP’nin çekirdeğinde zaten vardır.
Kılıçdaroğlu’nun dümeni o yana doğru kırması üzerine Bahçeli’nin anında bu hamleye destek vermesi anlamlıdır.
Diyeceksiniz ki Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Erdoğan’ın karşısında şansı var mı?

Ciddi avantajları var.
Tabi ki Erdoğan’a oranlı ciddi dezavantajları…
En büyük avantajı uluslararası camianın yani başta ABD olmak üzere Batı’nın sıcak bakabileceği bir profil oluşu..
MHP tabanına çok rahat anlatılacak bir aday olması çok önemli… Çünkü CHP’den AK Parti’ye kaymadan söz edemesek de MHP’den AK Parti’ye bilhassa da İç Anadolu’da zemin kaymasından söz edebilirdir. Esasen Yozgatlı olan İhsanoğlu, Türk Ocakları Genel Başkanı’nın damadı olmanın yanısıra Mehmet Akif Ersoy’un manevi yeğeni olmak gibi bu tabanın sevdiği kodlara sahip…
CHP tabanının Erdoğan’ın aday olduğu seçimde farklı bir irade ortaya koyması zor.
Tabi ki bazıları için Ekmeleddin İhsanoğlu ‘ölüm ile sıtma’ arasında bir tercih yapmak anlamına gelebilir. Ama Erdoğan’dan kurtulmak için Ekmeleddin ihsanoğlu’nu çok rahat tercih edeceklerdir.
Günlerdir üzerinde düşündüğüm bir senaryo daha var.
Ekmeleddin ihsanoğlu AK Parti’nin derinleri tarafından da destekleniyor olabilir.
Dahası seçilmesi halinde Ekmeleddin ihsanoğlu CHP ya da MHP’den çok AK Partili kurmaylarla haşır neşir olacak, seçilmiş bir cumhurbaşkanı olarak belki de en fazla AK Parti tabanında etkili olmak isteyecektir. Ama Erdoğan’sız bir AK Parti’den söz ediyorum.
İşte bu ihtimal bana CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na bu ismin AK Parti’ye çok da uzak olmayan noktalardan sufle edilmiş olabileceğini düşündürtüyor.
İslam İşbirliği Teşkilatı’nın ilk seçilmiş ve Türk Genel Sekreteri’nin kaynar kazandan farksız olan Ortadoğu’daki uluslararası politikalara da uygun bir profil olduğu…
ABD, Pensilvanya hatta Abdullah Gül, AB gibi yapılarca da desteklenme ihtimali…
AK Parti tabanından oy alma potansiyeline sahip olduğu su götürmez bir gerçek…
Ve seçimin yakın oluşu da İhsanoğlu için bir avantaj…
Efendim kimse tanımıyor…
Tanınmamak her zaman dezavantaj değildir.
Fazla tanınmıyorsanız fazla yanlışınız da yok demektir.
Yani fazla yıpratılamazsınız…
Ve rakibinizin 12 yıllık iktidar yorgunluğu varken…
Fazla tanınmıyor olmak iyi yönetilirse avantaja bile dönüşebilir.
*
CHP açısından İhsanoğlu’nu aday göstermek konjonktürel bir doğru gibi görünse de tarihsel açıdan siyasi bir itiraftır. Hatta kimilerine göre intihardır. Toplumu istediği yöne çeviremeyen, arkasından sürükleyemeyen CHP sonunda pes etmiş ve son birkaç yılda olduğu gibi farklı manevralarla ‘açılım’ politikasına ‘nokta koyacak’ bir adım atmıştır.
Türkiye’nin seçilmiş ilk cumhurbaşkanlığı koltuğuna milliyetçi-muhafazakar kökenli bir isim aday göstermek Mansur Yavaş’ı Ankara Belediyesi’ne aday göstermekle başlayan sürecin zirve halidir.
Şimdi her zamankinden fazla sorma hakkınız/hakkımız vardır malum soruyu…
Ne olacak bu CHP’nin hali? /
Ekmeleddin İhsanoğlu başarılı olsa da olmasa da Eylül’den itibaren bu soruya yanıt arayacakların sayısı artacak.

Not: Yoğun bir sezon yaşadım dostlar… Televizyon, Ege’de Sonsöz, yerel seçim, 5. Yıl kokteyli derken bir hayli yoruldum. Ve bir süreliğine tatildeyim. Yokluğumda Ege’de Sonsöz’ün dümeninde ‘Genel Koordinatör’ unvanını sonuna kadar hak ederek elde eden Fatih Yapar olacak. İnanıyorum ki Ege’de Sonsöz’ün dümenine Fatih Yapar kardeşim çok yakışacak.