GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
22 Nisan 2019 Pazartesi

Dün… Bugün… Yarın…

Görüntülere dikkatle bakın…

Yumruktan dört saniye önce…

Gözlüklerini çıkardı, avucunun içine aldı…

Çünkü…

Gözlük kullanan herkes aynı refleksi gösterir…

Hisseder yüzüne bir darbe geleceğini…

Nitekim…

Yumruk sağdan geldi, balyoz gibi…

CHP Lideri sendeledi, başını tuttu!

Yumruktan sonra tekmeler başlamıştı…

O halde bile…

Vakur tavrını bozmamaya çalışıyordu…

Allah’tan, sol yanında…

1.90’lık Başdanışmanı Deniz Demir vardı…

O başdanışman…

Liderini anında bir çocuğu korur gibi…

Koltuğunun altına aldı ve…

“Linç Arenası”ndan çekti çıkardı…

***

Onca polis, jandarma…

Hatta komutanlar…

Ve dahi Genelkurmay Başkanı arasında…

CHP Lideri’ni bir eve soktular…

“Linç Arenası”nda toplanan azgın bi’avuç kalabalık…

Eve girmeye çalışıyordu…

Taşlayanlar da vardı…

Ortaçağ Avrupası’nın “Engizisyon Celladı” rolüne bürünen…

Kendini bilmezler bağırıyordu:

“Yakın bu evi yakın!”

Aslında hepsi hepsi…

Tükürsen boğulacak kadardılar!

Sivas Madımak Katliamı’nı hatırladınız mı?

***

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar…

Cumhuriyet Tarihi’nde…

Hiçbir bakana nasip olmayan bir çam devirdi:

Ağızlarından salya akan “Linç Arenası”nın azgınlarını…

Sakinleştirmeye(!) çalıştı:

“Değerli arkadaşlarım, şu ana kadar mesajınızı verdiniz… Tepkinizi gösterdiniz!”

Sosyal medya infilak etti!

***

Açık açık …

Herkesin gözü önünde…

Polisin, jandarmanın, bakanların yanı başında…

Türkiye’nin huzurunu bozmak için…

Karanlık eller bir anda düğmeye basmıştı!

Ana Muhalefet Lideri…

Linç’ten kılpayı kurtuldu…

Sadece bi’an için düşünün…

Yumruğu atanın elinde…

Ya bir “kaldırım taşı” olsaydı?

***

Dün yaşananlara az ara verelim…

“Zaman Tüneli”ne girelim ve…

Acaba kaçımız hatırlıyor, bakalım…

***

Tarih; 29 Mayıs 1977…

Yani…

Tam 42 yıl önce…

Kıbrıs Barış Harekatı’nın üstünden üç yıl geçmiş…

O sırada Bülent Ecevit efsane…

Eşi Rahşan Hanım’la birlikte…

Seçim gezisi için uçakla geldikleri Çiğli Havalimanı’nda…

Tam parti otobüsüne binerken…

Tüfekle bir el ateş ediliyor…

O kurşun Ecevit’i sıyırıp, yanındaki arkadaşı…

Mehmet İsvan’ın bacağına isabet ediyor…

Hastanede bi’bakıyorlar…

O kurşun, o günlerde Türkiye’de görülmeyen “gazlı” cinsten!

Sonra n’oluyor?

Sonrasını Bülent Ecevit anlatıyor:

“Belli ki, bize karşı bir suikas idi... Devlet’in onun içinde olduğu belliydi… Sonra olay örtbas edildi… Sonuca ulaşamadık…”

***

Daha yakın bir tarih…

25 Ağustos 2016…

Üç yıl önce…    

Kılıçdaroğlu’nun konvoyuna…

Artvin Şavşat’ta…

Terör örgütü PKK silahlı saldırı düzenledi…

Bir jandarma eri şehit oldu, iki asker yaralandı…

Dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala

O olaydan sadece beş gün sonra istifa etti…

N’olduysa artık…

Sırları ile veda etti; şimdi hatırlayan yok!

***

Türkiye’nin dünü…

Yarınlarda Türkiye’nin büyük ayıbı olarak…

Tarihe geçecek…

Bu kesin!

***

İki gün önce…

Mazbata muamması bittikten sonra…

Cumhurbaşkanı ne demişti?

“Dönem kızgın demiri soğutma, birlik ve beraberliğimizi perçinleme dönemidir…”

Kılıçdaroğlu, linçten kurtulduktan sonra ne dedi?

“Bu ülkenin huzuru için bir can gerekiyorsa o canı vermeye hazırım… Bir milim bile geri adım atmayacağım…”

Saldırıdan sonra Bahçeli’den CHP Lideri’ne:

“Yüzde 9.83 oy aldığın yerde ne işin var?”

***

Bitiriyoruz…

Bu ülkenin “huzurlu olmasını” istemeyenler var!

Büyük olasılıkla…

Yurtdışı odaklı bunlar…

Maşaları ise yurt içinde devrede…

Hükümet ise, yorgun, bıkkın bir fotoğraf veriyor…

Ekonomi sıkıntılı…

Enflasyon azgın…

İşsizlik kaderden farksız…

Yaşananlar gösteriyor ki…

“Yarınlarımız, bugünden daha zor olacak!”

Nokta…

Sonsöz: “Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak… Unutma, aynı gökyüzü altında bir direniştir yaşamak…” / Anonim…”