GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
6 Eylül 2021 Pazartesi

Doğru aday (2)

Ülke siyasetinin bugünden kilitlendiği Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Erdoğan karşısında muhalefetin en doğru adayı kim olmalı sorusuna yanıt aramaya çalışıyoruz. İlk olarak adaylık sinyali veren CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nu masaya yatırdık. Bugün sıra İyi Parti Lideri Meral Akşener’de.

Akşener, Erdoğan karşısında doğru aday mı?

Bu soruya geçmeden önce Meral Akşener’in siyasal yolculuğuna dair birkaç parantez açmak gerekiyor.

Üniversite yıllarından itibaren Milliyetçi-Ülkücü çizgide yer alan Akşener’i Türkiye; 28 Şubat sürecinde darbeci anlayışa karşı ülkenin ‘ilk kadın içişleri bakanı’ olarak ortaya koyduğu duruşla tanıdı.

Akşener’in geçmişinde akıllara kazınan bir başka olay da Susurluk skandalının sonrasında istifa eden İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’a yakın kadroların tasfiyesi sürecinde yaşanmıştı.

Dönemin Emniyet Genel Müdürü (Bir dönem İzmir Valiliği de yapan) Alaaddin Yüksel, Akşener’in görevden alma kararını tanımıyor, Cumhurbaşkanı Demirel’in de desteğiyle ofisini boşaltmıyordu.
Kararının arkasında olduğunu açıklayan Akşener’in yurt gezisini yarıda kesip gece yarısı Ankara’ya dönerek, gece 03.30’da Yüksel’in kilitli kapısını kırdığı ve yanında getirdiği yeni genel müdürü koltuğuna bizzat oturttuğu yazılmıştı.

Kararlı, doğruları konusunda ısrarcı bir profil sergileyen Akşener, DYP ve Çiller’le yolunu ayırdıktan sonra AK Parti’nin kuruluş süreçlerine davet edilmiş hatta bir süre çalışmalarda yer almışsa da ‘hayal kırıklığı yaşadım’ diyerek ayrılmıştı.

Sonrasında yolu MHP ile kesişen, 2004’te İstanbul’a Büyükşehir adayı yapılan Akşener, TBMM Başkan Vekili olarak ortaya koyduğu yönetimlerle erkek egemen siyasette adından söz ettirmeyi başarmıştı.

AK Parti’nin tek başına kesintisiz iktidarına son veren 7 Haziran 2015 genel seçimlerinden sonra TBMM başkanlığı için adı geçen Akşener’in lideri Bahçeli ile arası açıldı.

Keza Bahçeli, kritik seçimin ardından Erdoğan’la kritik bir görüşme gerçekleştirmiş ve TBMM başkanlığı yarışında aday çıkarmayarak AK Parti’ye rahat bir nefes aldırmıştı.

Cumhur ittifakı’nın başlangıcı kabul edilen bu görüşmeden sonra Akşener’in MHP Genel Başkanlığı’na da aday olabileceği düşüncesi yenilenen 1 Kasım seçimlerinde liste dışında kalmasına yetmişti.

MHP’nin ciddi oy kaybı yaşadığı ve barajın biraz üzerinde tutunduğu gerçeğinden yola çıkan Akşener ve arkadaşları kurultay çağrısı yapmışlar, bu süreç onları ihraca kadar götürmüştür.  İşte Akşener’in geçmişinde zihinlere/zihnime kazınan bir diğer görüntü ise emniyet tarafından engellenen MHP kurultayında TOMA’ların önünde yaptığı açıklamadır.

Daha ataerkil kuralların geçerli olduğu siyasal iklimde MHP gibi lider odaklı, erkek egemen bir partinin genel başkanlığını ısrarla talep eden Akşener, kendisiyle birlikte Kurultay çağrısı yapan potansiyel genel başkan adaylarını arkasına alarak yeni kurulan İYİ Parti’nin liderliğini elde etmiştir.

Akşener’in siyasette iz bırakan bir diğer hamlesi ise 24 Haziran 2018 seçimleri öncesindeki adaylık ısrarı olmuştur. Bu ısrarın muhalefetin Erdoğan’ın karşısına Abdullah Gül’ü çıkarmasına engel olduğu ifade ediliyor bugün. Aynı zamanda Akşener’in tutumunun HDP’nin Millet İttifakı içinde yer almasını engellediği de tabi ki.

CHP’den transfer edilen milletvekilleri üzerinden TBMM’de grup kuran ve 100 bin imzaya gerek kalmadan cumhurbaşkanı adayı olmayı garantilemişken, imza ile aday olma yoluna gidip 250 bin imzaya ulaşması da onun özgüven örneklerinden biri oldu.

Ancak seçim sonuçları hiç de arzu etmediği şekilde ortaya çıktı. Toplamda %7,3’e tekabül eden 3,4 milyon oy…

Yarışı 4,2 milyon oya karşılık %8,2 ile tamamlayan Selahattin Demirtaş’ın ardından 4. Sırada tamamlayıp siyaseti noktalama aşamasına geldi.

Partilileri tarafından ikna edilerek geriye döndürülen Akşener, bugün Türk siyasetinin en kilit isimlerinden biri olmayı sürdürüyor. O nedenle sık sık Bahçeli ve Erdoğan tarafından ‘evine dön’ çağrısına muhatap oluyor.

Kadınların çoğunlukla kotalarla kendilerine yer bulabildikleri siyasi iklimde yıllardır bileğinin hakkıyla ayakta kalmayı başaran Akşener, kah vesayetçi generallerle kah derin devlet unsurlarına kah evininin önüne kadar gönderilen eylemci trollere karşı dişe diş, kora kor bir mücadele ortaya koydu.

Bugün ise siyaseti Ankara’daki üslerinden/ofislerinden takip eden, seçimden seçime milletin ayağına giden lider geleneğini yıkmak istercesine esnaf esnaf, kasaba kasaba, köy köy yollarda.

Merhum Demirel’i anımsatan bu muhalefet tercihi oldukça da etkili oluyor. 

Halka temas edip, sorunları yerinde dinliyor.

Bir kürsünün arkasından konuşmak ya da sosyal mecrada klavye oynatmak yerine onu takip eden medyaya yerinden taze ve güncel haberler sunuyor.

Provokasyonlara, tehditlere, aba altından sopa göstermelere pabuç bırakmıyor.  Rize dahil her kenti karış karış dolaşıyor.

Yaptığımız araştırmalarda İzmir ve çevresinde TBMM’de grubu bulunan liderler arasında en yüksek görev onayı onun… İzmir ve çevresi Akşener’in Cumhuriyet değerleriyle örtüşen çizgisini onaylıyor ancak bölge ile kurduğu bir başka bağ daha var. Selanik göçmeni bir ailenin kızı olmak, Balkan-Rumeli göçmenlerinin yoğun yaşadığı bu bölgede onu daha özel kılmaya yetiyor.

Tüm bunlara karşın Akşener, Erdoğan karşısında doğru aday mı?

Kılıçdaroğlu için sorduğumuz birçok soru onun için de geçerli?

Akşener için en büyük handikap Kürt kökenli seçmen gibi görünüyor. HDP ile Millet İttifakı arasında çizgi çekmek için yoğun çaba sarf eden Akşener, HDP seçmenini ne kadar motive edebilecek?

Diğer taraftan Akşener’in ilk turda Millet İttifakı’nın tek adayı olması CHP seçmeni için de bazı sorunlar yaratabilir.  CHP’nin seküler, Atatürkçü, ulusalcı seçmeni Akşener’i bağrına bassa da ‘sosyal demokrat, solcu’ kanatta Akşener’e az da olsa itiraz gelecektir.

Öte yandan bana göre bir başka sorun ise Akşener’in 24 Haziran 2018’deki adaylığıdır. Sonuçta o yarışı Demirtaş’ın ardından 4. Sırada kapattı.

Dahası siyasal muhalefetin Muharrem İnce’yi tercih etmesi Akşener’in partisinden bile az oy almasına sebebiyet verdi. Milliyetçi seçmenlerin olduğu kentlerde istediği sonucu alamadı.

Sonrasında kendisini siyaseten yenilemiş olsa da Erdoğan karşısında daha önce bir yarışı kaybetmiş olmak Akşener’i ikinci bir yarışta zorlayacak psikolojik etmenlerden biri gibi görünüyor.

Akşener siyasi yolculuğundaki iz bırakan duruşları, temsil ettiği ilkeler, bir kadın olarak erkek egemen ortama liderlik etmenin yanı sıra siyaseti sokakta, halkın içinde yaparak göz dolduruyor. Ama belki de %1’in sonucu belirleyebileceği bir ortamda Akşener’in en doğru aday olup olmadığı hala soru işaretidir.

DEVAM EDECEK