GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ayda ÖZEREN
YAZARLAR
19 Kasım 2022 Cumartesi

Darma duman dünyada barış arası

Müzik Önerisi: Freedom – İlhan Erşahin’s Istanbul Sessions with Erik Truffaz

Düşmanlık yok. Husumet yok.  

Kavga gürültü yüksek sesle bağırmak yok.

Hakaret yok, küfür sövme yok.

Çatık kaş yok…Gergin bir ortam yok.

Yargılama, aşağılama, ötekileştirme, ayrıştırma yok.

Yalan dolan yok, iftira yok, çıkar yok, çamur yok.

Aç gözlülük yok.

Sahne yok, tek kişilik düzen yok. 

Gülen yüzler, dostça içten sıkılan eller sımsıkı sarılan kollar var. 

İyilik var, dostluk var, sorunların çözüme dönüştüğü yapıcı tartışmalar var. 

Dünyayı daha değerli kılmaya çalışan çabalar var. 

Hoşgörü var, bilgelik var, güven var.

Saygı var, dürüstlük var, ifade özgürlüğü var.

Çeşitlilik var, renk var, farklılıkların kapsandığı kocaman yürekler var.

Adil olma duygusu var. Duygudaşlık var. 

Ortak menfaat için iş birliği var.

Paylaşmak var.

Rüya gibi geliyor kulağa değil mi?

Rüya değil bu medeniyet. Medeniyetin getirdiği BARIŞ ortamı. 

Ve barışın getirdiği mutluluk! Güven duygusu, gelecek için, çocuklarımız için…

Viktor Hugo’nun dediği gibi Barış her şeyi hazmeden mutluluktur…

Barışın olduğu ortamda Biz Dünyalıyız. 

Dünya Vatandaşıyız tüm farklılıklarımızla, inançlarımızla, din ve dilimizle, renk ve cinsiyetimizle. Düşüncelerimizle, mesleklerimizle, yaşımız başımızla, saçımız gözümüzle, boyumuz posumuzla BİZİZ. Hepimizin en ilkel ihtiyaçları aynı: yemek barınmak ve elbet güvenmek!

Hazmettiklerimiz farklılıklarımız, çıkıntılarımız, pürüzlerimiz aslında; paydalarımızı eşitlemek.

Bazen kelimelerin zıttı daha iyi anlatır gerçekten deneyimlediysen eğer o zıtlığı. Sağlıklıyken anlamazsın da değerini yatağa düşünce fark ediverirsin ne büyük bir nimet olduğunu.

Dondurucu soğukta güneşi düşünmek içini ısıtır. Aç kaldığında bir somun ekmeğin kokusu bastırır açlığını. Tokken görmeye bile tahammülün kalmaz istemezsin bir lokma daha geçsin boğazından! Çocukluğun sisli anılarıyla ihtiyarlığında karşılaştığında hayatın çabuk geçtiğini, öğrenciyken beş dakikalık teneffüslerin asırlar aldığını arkada bıraktıkça idrak edersin, o zaman anlamlandırırsın karşıtlıkları…

Sessizliği bozan gürültüden tut, karanlığı aydınlığa boğan günün ağarmasına kadar zıtlıklar anlatır yaşamı.

Doğadaki her şey zıttı ile var olur. Tüm bu zıtlıklar karşıtının varlığı ile anlam kazanır. Siyah olduğu için beyaz var. 

Gündüzün bittiği yerde gece başlar. Kargaşa düzenden doğar. Korku cesaretten zayıflık güçten gelir.

Birçok filozofa göre “evren zıtlıkların uyumudur”

Yokluğun çokluktan unutulduğu, yaşamların sosyal mesafeye kurban gittiği, toplumsal uzlaşmanın ortadan kalkmak için mazeret aradığı, her olguyu karşıtıyla daha manidar kıldığımız tuhaf zamanlara rağmen Barışı savaş üzerinden tanımlamak içimden gelmiyor.

Savaşı yaşamak gerekmiyor barışı anlamak için.

Savaşmak gerekmiyor haklı olmak için.

Sun Tzu’nun Savaş Sanatı’ndaki en önemli tavsiyesi 

“Yüz savaşta yüz zafer kazanmak en mükemmeli değildir, en iyisi savaşmadan baş eğdirmektir”

Baş eğmeden birbirimize, baş başa verebilsek… Dünyanın tüm sorunlarını masaya yatırsak. Farklı bakış açılarımızla bulunduğumuz koşullara uygun çözüm olmaya çalışsak…

Dünya Liderlerinin isteksiz çözümsüzlüklerini rafa kaldırıp, biz çözümlere dostluklarımızla birbirimizi dinleyerek ulaşmaya çalışsak. 

Başarılarımızı birlikte kutlayabilsek, çabalarımızı birlikte yüceltsek... 

Yapabileceklerimizin sınırı yok…

Kim bilir, belki de bir haftamı 50 farklı ülke temsilcisi ile iyiliği planlayarak geçirmem, büyülü bir atmosferde sımsıcak insan ilişkileriyle kendimi evimdeymiş gibi hissetmem ve verimli iş birlikleriyle pozitif enerji yüklü ülkeme dönmemi Afrodit’e borçluyum. Belki de saygıdeğer Tanrıçanın ayak izlerinde yemyeşil doğasıyla birçok güzelliği barındıran Kıbrıs’tır müsebbip.

Barışa ve umuda tutunan, insanlığa güvenen ve iyiliğin her zaman kazanacağına inanan bir tek ben değilim.

Ben yalnız değilim.

Biz yalnız değiliz.